Bölüm-2-

44 11 0
                                    

Duyduğum Tiz sesle gözlerimi aralayıp sesin sahibine bakıyorum. Natalie elinde tuttuğu siyah kıyafetleri havada sallayıp çığlıklar atıyor.

Bugün 18 yaşındayım.

"Başardım Trixie Başardım! İnanabiliyor musun Koruyuculara seçildim"

Gözlerimi ovuşturup yatakta doğruluyorum.

"Sen koruyucu olamazsın" diye çıkıştığımda bozulmuş olsada belli etmeyip gülümsemesini tekrar takınıyor.

"Başardım işte Trixie"

Gözlerim odadaki Frederick Lovelace ye takılıyor. Bilgelik. tamda ona göre.

Mavi giysilerini giymiş yanımdaki yatağına oturmuş tanrıya şükrediyor. Bilgelik için yeterince eğitimliyim, ama öyle bir yer için fazlasıyla havai, haddinden fazla duygusal biri olduğumu bilecek kadar kendimi tanıyorum. Orada boğulurum.

Nasıl bir sonuçla yaşayabilirim? Yöneticilik yada Dürüstlük olmaz mesela. Korktuğum çalışkanlık hiç olmaz. Ait olmak için fazlasıyla yalnız olduğum dostluk kesinlikle olmaz.

Ayağa kalkıp eğitim salonunun yolunu tutuyorum. Heyecandan gözlerim yaşarıyor. Gözlerimi kırpıştırarak yaşları kovuyorum. Sırtım yanıyor, nabız gibi atıyor.

"Trixie sen"

Sözünü kesmek için istemsizce bağırıyorum.

"Natalie kapa çeneni. Bunu kendim görmek istiyorum. Tamam mı?"

Hızlı adımlarla Eğitim salonuna gidip tablonun önüne geçiyorum. Tablo her topluluk için beş sütuna bölünmüş ve dereceye göre sıralama yapılmış.

Gözlerim ilk önce çalışkanlara kayıyor. Ve adımı arıyorum.

Tanrıya şükür. Dışarıya gürültülü bir nefes veriyorum.

Rahatlamış bir şekilde tabloda adımı aramaya devam ediyorum. Ama gözlerim sürekli tablonun en alt kısmında dolaşıyor. Hiç bir zaman çok başarılı olduğumu düşünmemişimdir. İdeal ya da ortalamanın altında biri olarak görmüşümdür kendimi.

Sonunda sıkılıp tablonun üstüne bakıyorum.

Koruyucular

1.Trixsie

Ne!

Arkamdan gelen koruyuculuk tezahüratlarını duymuyorum. Kulaklarımdaki çınlamadan başka hiçbirşey duyamıyorum.

Yeni topluluğum, çok kollu bir yaratık gibi bana doğru uzanıyor. Onlara doğru ilerlerken Nat yanıma gelip siyah kıyafetlerimi elime tutuşturuyor. Başarımdan dolayı kutlayanlar, koluma vuruyor. Titreyen bacaklarımla grubun arkasına ilerliyorum.

Kapılar açılır açılmaz bir arada duran koruyucuların çocukları ve yeni gelen çömezler koşarcasına çıkışa yöneliyor. Tabii benide beraberinde götürüyorlar. Eşiğe vardığımızda arkama bakamadan edemiyorum. Yıllarca hapsolduğum yerden sonunda kaçıyorum.

İster istemez sırıtıyorum. İşte başardım. Sistem tarafından yutulmaya hazır, şuursuzluğa teslim olmuş mükemmel bir çalışkanlık çocuğu değilim.

Dönüp koşarak diğerlerine yetişiyorum. Arkada kalmak istemiyorum. Koruyucular uçar adımlarla merdivenlerden iniyor, kapıları savurarak açıyor, gülüyor, bağırıp çağırıyor. Sırtımın omuzlarımın, ciğerlerimin ve bacaklarımın yandığını hissederken birden sonucumdan ve arasına katıldığım insanlardan kuşkulanıyorum. Sahiden aralarında bir yer edinebilcek miyim? Bilmiyorum.

Yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin