Bütün sosyete iflah olmaz bir ahlaksız olan Na Jaemin ve iyi bir askerin oğlu hoppa Lee Jeno'nun balkonda işi pişirirken Walshların oğluna nasıl da yakalandığından bahsederken, bayan Bienca bu söylentilerin edepsiz oğlunun zaten imkansız görünen evlilik şansını iyice düşürdüğüne inandığından Jaemin'e evi zindan etmeye çalışıyor, zavallı küçükbey ne zaman odasından çıkacak olsa deliğinden henüz çıkmaya çalışan bir yılanı kovalayan kızgın bir çiftçi gibi orada bitiyor, türlü hakaretler ve aşağılamalarla onu eve sığdırmayarak tekrar odasına girmesini sağlıyordu.
Küçükbey ise en basit haliyle, umursamıyordu. Odasına kapanmış Jeno ile buluşacakları zamanı bekliyordu çünkü aklında harika bir fikir vardı. Bugün sergilediği performansa bağlı olarak ileride altın vuruşunu yapacak ve delikanlıya metresi olmayı asla kabul etmeyeceğini ancak onunla evlenmek isterse bu fikri onaylayacağını söyleyecekti. Böylece hem bu evden kurtulacak hem de onurunu çiğnetmemiş olacaktı.
Günlerdir planladığı gibi hizmetlisini odasına çağırıp planının büyük bir parçası olan dahice kısmı yürürlüğe geçirdi.
"Anny, çarşıdan aldığın saç boyasını buraya getir ve duşu hazırla. Bir süre sonra yıkamamız gerekecek, bu arada saçlarımı yıkayacağımız suya esans koymayı ihmal etme, çok güzel kokmak istiyorum.""Bunu yapmak istediğinizden emin misiniz efendim? Anneniz gerçekten çok sinirlenecek, bilirsiniz burada saçını yalnızca hayat kadınları boyar."
"İyi ya işte, bana zaten arkamdan öyle sesleniyorlar. Artık saçlarımı görünce bile beni seçebilecekler."
"Bayan Bienca?"
"Be olmuş ona? Madem sadece hayat kadınları saçını boğuyor o da boyasın. Nasılsa o da vücudunu pazarlıyor."
"Böyle konuşmayın lütfen, birisi sizi duysa-"
"Ne olur? Ahlaksız olduğumu mu düşünür? Hazırla şu boyayı Anny, sinirlerimi hoplatıyorsun."
"Hemen, efendim"
Tombul kız hızlı adımlarla banyoya gittiğinde Jaemin de tuvaletinin önündeki zarif pufa oturdu ve yansımasını izlemeye başladı.
___________________
Yaklaşık bir saat sonra Jaemin'in siyaha yakın bir kahverengi olan saçları artık daha açık renkli ve kızılımsıydı. Güneşte parlıyor ve çok daha tatlı ve sıcak bir kahverengi tona dönüşüyordu. Sonuçtan memnun bir gülümsemeyle banyoya yürürken içinden Jeno'nun tepkisini merak ediyordu.
Tabii ki, her şey mükemmel gitmemişti ve annesi akşam yemeğinde Jaemin'in saçlarını gördüğünde ona içine şeytan girdiğini ve kesinlikle bir peder çağırıp günah çıkartmaları gerektiğini söylemişti.
Jaemin ise her zamanki gibi sakindi,
"Abartma anne, altı üstü bir hafta daha herkes beni konuşur.""Bir hafta mı? Saygın bir dul hanımefendinin oğlu, babası öldükten bir hafta sonra alalade bir kadın gibi saç boyuyor, insanlar bunu aylarca konuşur"
"Kendine böyle mi hitap ediyorsun? Saygın bir dul hanımefendi"
"Hemen odana çık, Anny buna yemek yok. Bu saçındaki çıkana kadar balolara katılman da yasak. Kimse senin bu halini görmemeli."
Jaemin ağzına son lokmasını da sıkıştırıp hızlı adımlarla yukarı çıktı, zaten yapması gereken işleri vardı ve acele etmesi gerekiyordu. Üzerine günlük bir şeyler giymek istediği için açık renk bir kısakollu ve kot bir askılı pantolon giydi. Bunu Fransadan halası getirmişti ancak Jaemin bahçıvanın dizlerini yırtarak yeni bir tarz yaratmaya çalıştığı için giymesi yasaklanmıştı. Saçlarını da nazikçe düzeltti ve yüzüne hiç makyaj yapmadan ve aksesuar takmadan hazırlandı. Bunun Jeno'yu daha çok etkileyeceğini adı gibi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you need to calm down - nomin
Fanfiction"rica edeceğim, insanları görmemiş taşralılar gibi elinizle işaret etmeyin küçükbey" 11-07-2019