Üniversitenin ilk gününe hazırlanırken yeni üniversiteli bir gence göre pek heyecanlı sayılmazdım. Odamda yaşadığım tek heyecan okula serbest gidiyor olmamdı.
Camdan beni izleyen karanlık yüz, yalnız olmadığımı tekrar hatırlatıyor ve tek heyecanımı da elimden alıyordu. Artık alışmıştım. Sevincimi, heyecanımı en fazla 2 dakika sürdüren bu karanlık yüz beni karanlığa ve hüzne boğmayı iyi biliyordu.
Neyse ki evden çıkmak için hazırdım,aynada son kez üstümü kontrol ediyordum. En sevdiğim mavi gömleğim ve mavi pantolonumla kendimi iyi hissediyordum. Ta ki yüzüme bakmaya başlayınca, yüzümde neden olduğunu bilmediğim bir yara izi vardı. Bu yara izi sol gözümün hemen altından çeneme kadar inen bir kesik. Bu yara izinin herhangi bir hikayesi yok. Veya ben bilmiyorum. Anneme ne zaman bu yara izini sorsam 'bilmiyorum oğlum' der ve konuyu hemen değiştirirdi. Babama sormaya kalkamazdım bile, fazla asabi birisiydi. Yüzüme bakmaya devam ederken aklımdan düşünceler beynimi kemirmeye başlamıştı bile. Ben bile bu yara izinin hikayesini bilmezken yeni arkadaşlarıma,hocama nasıl açıklayabilirdim.En çokta bu korkutucu ifademle arkadaş ortamlarından dışlanmaktan korkuyordum. En kötüsü de şimdiye kadar olmadığı gibi üniversite de de bir kız arkadaşım olmayacak mıydı?
Tüm bu sorular aklımı karıştırken kapı çaldı. Gelen annemdi. Ellerinde poşetlerle 'Çıkıyor musun?' demekle yetindi.Bende tek cevapla 'Evet' yanıtını verdim. Mutfak kapısında durduğumdan dolayı çıkmam için beni beklemek zorunda kaldı. Elindeki torbaları bırakıp 'Hadi oğlum ' diyerek kapıyı açtı. Arkama bakmadan ayakkabımı aldığım gibi o evden kurtuldum.Artık okul yolundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık ve Aydınlık
Paranormal'Gizem' kelimesinin bir üniversiteli genç ve geçmişinde bulabilebileceğiniz bir paranoya kurgusu. Hikaye devam ediyor...