1. Mektup

138 12 15
                                    

Ben sevmeyi bilmeyen bir adam olarak sana yazıyorum. Evet hatam büyük, sana haksızlık yaptım, hakkın var affetmemekte. Beni sevmemektir. Ama ben seni gerçekten sevdim. Ben inan ki senden başkasını sevmedim. Ben eksiğim o eksiği sen tamamladın, bense o eksikle yaramı saramadım. Benim yokluğum kendim imiş. Ben kendimden suçluyum. Ben kendimden kötüyüm. Seni üzdüm, evet üzdüm hemde çok çünkü bende kapanmayan yaralar vardı. O yaraları sen kapattın. Ben senin değerini anlayamadım. Anladım ama anlamamışım. Yüreğim yangınlarda ve sana anlatmak istediğim bir konu var, ben asıl sana bunu baştan anlatmalıydım.

Bazen güneşin bile denk geldiği anda, bazen de umutlarımızı sınadığımızda bizi neyin beklediğini farkedemeyecek kadar, masum değiliz. Her insan hata yapabilir ve affeden yaratan olur da kullar affetmez mi? Sen söyle bu affetmek ne zor şeymiş, affetse de eskisi gibi olmuyor değil mi insan? Olmuyor işte insan affetse de eskisi gibi. Tekrar o güveni vermek zor biliyorum. Şimdi ne desen ne yapsan haklısın. Yürek anladı bir kere ayrılığı ve ölü bir yalnızlığı. Ayrılıkta, yalnızlıkta sevdadandır. İnsanı bir düşürür içine, adım attıkça çıkmaya çıkamıyorsun. Her gün ayrı kalarak yalnızlığın koynunda günden güne ölüyorsun.

Evet, sevmeyi bilmeyen bir insanım. Ben yorgunluğuma alışmış, çaba harcamaktayım. Ben sevmeyi ilk senin bakışlarında yaşadım, sonra gamzelerine inen tebessüm de. Ben öyle derin hislere dalar ama derin hislerimi dışa vuramam. Ben dağ değilim yaslanasın, ben yol değilim ki yürüyesin güvende. Ben bir insan ama yol gösterip bir dağın gölgesine yaslanabiliriz beraber. Onu sana bıraktım, yolun olmaya çalıştım. Kışında sığınacak bir yuva olmaya çalıştım. Bir ara hata yaptım, yapmadım diyemem ve o hataya da sen sürüklemedim diyemezsin. Bana biraz daha güvenseydin böyle olmazdı. Arkadaşına diyebilirdin ki o beni onca zaman bekledi ve onu sınamak bana yakışmaz diyebilirdin ama olsun, insanlar bazı hataları görmezden gelmeli, hayatlarını zehir etmemeli. Çünkü; hayatın bana verdiği kısa ömrü senle yaşamak istiyorum. Sana anlatacaklarım var diyorum. Sen benim hasta olduğumu bilmiyorsun, benim ameliyat olmam gerek ama olmaya gerek yok ilaçla yaşayacağım. Ben senin dediğin gibi şerefsiz, ben hainim. Çünkü yüreğimin ağrıyan yanı sensin. Sen benim solyanımı yakan yaktıkça da solyanımı yani seni günden güne daha çok öldüren ama seni çok seviyorum. Saçlarım ağarıyor, kendimi sana anlatamadım.

Ben çok zorluklar çektim. Benim kolay hayatım olmadı. Ben ezilmekten yalnızlıktan başka birşey bilmedim senden önce yarim. Ben düşlerimi sana verdim. Ben düşlerimi sende bıraktım. Ben sevgimi sadece sana adadım. Ben sende kaldım. Ben sende yanıyorum. Beni öyle bırakıp gitme sarılmadan sana doya doya. Al eline gök fırçayı maviye boya, sar beni o kurduğun dünyanın içinde ve yaşa sevgimizi doya doya. Ben zaten yavaştan öbür dünyaya koyulmaya başladım. Deniz ol dalga olayım, sahil ol kumun olayım, martının kanatı olayım tüyümü maviye boya ve bırakma benim elimi düşersem yok olurum. Ben senden ben yokluğunda yok olurum. Bırak el ne derse desin doğru yalan söylesin, senin sesine benzesin sözümü maviye boya. Yüreğimi kendine boya. Bırak hayat bize ne yaparsa yapsın sen beni kendine al, istersen gel barışalım, istersen helallaşalım, istersen vur çıksın canım kanımı maviye boya... Ben seni sende gören tek insanım. Benim yokluğum kendim imiş değil, benim yokluğum sen imiş. Bense bir gün gibi tütün bastım sevdama. Ayrılıkta sevdandır, ben bilirim biz sevdalıyız ama ayrı kalmayalım. Ayrı kalmak yakışmıyor sevdalım. Sevdam ben sana tutukluyum, bir hercai imkansızı yaşıyorum, oda sensin.

Seni sevmiştim, sana hasta olmuştum. mevsimlerden sonbahardı. Etrafta kuru yapraklar vardı. Güller solmuş. Yeşillikler kaybolmuş, yavaş yavaş yağmur da yağmaya başlamıştı. Her taraf hafiften erkenden kararmaya başlamıştı. Kuşlar fazla ötmez olmuştu, bir bülbülümüz ölmüştü. Kız olanı hayatını kaybetmişti. Erkek olan daha yaşıyordu. ölen bülbül için öbürü de ağlıyordu. Gözlerinden kan akmaya başlamıştı. Sonbahar bize yani bülbüllere mezar olmuştu. Kara toprağa girmişti. Bedenler toprakta, ruh başka diyarlarda geziyordu. Artık bedenlerden ruhlar kurtulmuş, özgür olmuştu. Yağmur toprağa doğru, mezara doğru hafiften iniyordu. Her toprak tanesi ıslanmıştı. Kara toprak sırılsıklamdı. acılara kapanan toprak bile ağlamaya başlamıştı. Ben biliyordum. Bu da bir ayrılıkla bitecekti, bir ölümle bitiyordu, senle bitti diyorlar, ayrılık vakti geldi diyorlar ama ben inanmıyorum. Sen bir yerler de beni sevgimizle bekliyorsun. Sen ölmedin. Beni almadan gidemezsin. Beni buralar da bırakıp gidemezsin. Beni ararsın hemen, beni çağırırsın. Beni istersin. beni bırakıp gitmedin. Beni bırakmazsın değil mi? Sakın bırakıp gitme. Beni sensizlikle sınama, sınadığın an ölürüm. Nefes alamam. güller sensiz güzel değil, hayat sensiz anlamsız bunu biliyorum. Sen yüreğimdesin. Sen sen benle her yerdesin, sen benle yaşıyorsun. Hayat dediğin nedir ki, gelip geçer ama yürekteki hayat o kişi de ölene kadar yaşar, o yürekle sende yaşarsın işte. Sen hep yaşıyorsun benim yüreğimde. Gözlerimde, ruhumda hayatım.

Sesini duymak bile güzel, kavga etsekte sen bana aitsin. Ben bunu biliyorum. Benim tek sığındığım tek sevdiğim sensin. Senden sonrası asla olmayacak bunu bil istiyorum. Çünkü ben yavaş yavaş ölüyorum. Sensizlikle yok olup gidiyorum. Bir deniz dalgasına nasıl muhtaçsa bende sana öyle muhtacım. Sana muhtacım sana muhtaç olmaktan gurur duyuyorum. Varsın bu dünya bana zindan olsun ama sen bana zindan olma yar.

Beni sevdiğini bilsem, ben yansam sana tutuşsam sana bir bilen var ona sığın belki kavuşturur bizi desem sığınıp affeder misin? Onu da bilmiyorum bilecek halim, sevecek gücüm kalmadı. Her geçen gün biraz daha ölüyorum, biraz daha yalnızlaşıyorum. Yalnız kaldıkça sana bakıp hıçkırıklara boğuluyorum. Yüreğim teninde solsun. Ölü bir yalnızlığa düşe kalka geldik. Şimdi ölü bir adam ölü bir yalnızlık var. Gözlerim solmakta ve senin hayalini günden güne hayal mayel hatırlıyorum. Günden güne gözlerimde solup gidiyorsun. Ölü bir adam ölü bir Yalnızlık.

ÖLÜ BİR YALNIZLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin