Gözlerimi açtığımda, daha kendime gelmeden yanıbaşımda oturan Sera, bana sımsıkı sarıldı.
"Bekle, doktor çağırıp geliyorum," diyerek odadan çıktı.
Artık kim olduğumu biliyordum.
Bir an önce Hades'i bulmak, ona her şeyi anlatıp bana yardım etmesini istiyecektim.
Yataktan kalkıp onu aramaya koyuldum. Nerede olduğunu bilmiyordum ama Chloe'nin yanında olması muhtemeldi.
Ne de olsa beni, o sanıyordu.
Gerçekten beni bulamamış olmasına üzülsem de bunları daha sonra düşünecektim.
Chloe ve Anthea ikiz oldukları için yanılması çok doğaldı. Sonuçta enerjileri ve ruhları benzerlik gösterebilirdi.
Dışarı çıktığımda William'ın hastanesinde olduğumu görünce biraz rahatladım.
Çünkü evleri hastaneye oldukça yakındı.
Ona gidip sarılmak, ağlamak istiyordum. İnsan bedenime fazla gelen anılar beni çıldırtacak gibiydi.
***
Hades, aracını nehrin kenarına çektiğinde Chloe söylendi, "O gün olanlardan sonra tekrar konuşmak için burayı mı seçtin?"
Hades gözlerini nehrin durgun sularında gezdirdi. "Öyle gerekiyordu."
Arabadan inip Chloe'nin kapısını açtı, "Hadi biraz yürüyelim"
Birlikte nehrin kenarında dolaştıktan sonra köprüye çıktılar.
Chloe'ye bunu nasıl anlatacağını bilemiyordu.
"Lütfen beni dikkatlice dinle, ve deli olduğumu düşünme," diyerek söze başlayan Hades, ona Persephone ve Hades'in hikayesini en baştan anlatmaya başladı.
Sadece olayları bir hikayeymiş gibi anlatarak, birlikte yaşadıkları bütün anıları aslında başkalarına aitmiş gibi aktarıyordu.
Onu sürekli izlediğini anlatarak başladı. Zeus'tan yardım istediğini, nergis çiçeğini, başlarından geçen bütün olayları, kelimelerini dikkatlice seçerek sıraladı.
İnsan bedeninde yeniden doğmasına neden olan olayı da anlattı. Yaşadıkları her şeyi bütün detaylarıyla anlatırsa, aslında kendilerine ait olduğunu söylediği zaman, onu korkutmayacağına inanıyordu.
İçindeki Tanrıça'nın uyanacağından emindi.
"Ve Persephone'yi yeraltına geri götürmenin tek yolu birlikte, Zeus'un Lethe Nehri'ne açtığı portaldan geçmeleriymiş," dedi Hades eliyle köprünün altından akan nehri göstererek.
En sonunda Hades sözlerini tamamladığında, umutla Chloe'ye baktı.
"Neler hissediyorsun?"
"Hades, bu gerçekten ilgi çekici bir hikaye, sadece bana neden anlattığını anlayamadım, üstelik bu nehrin içinde gerçekten bir portal olduğuna inanmıyorsun değil mi?" dedi, Chloe gülerek.
"Bana ismimin anlamını sormuştun?" dedi, Hades.
Chloe neden bahsettiğini hatırlayarak, "Ah, hatırladım!" dediğinde Hades'in içinde bir kıvılcım yanmıştı.
"Yani ismini yunan tanrısı Hades'ten alıyorsun."
Sabırsızlanan Hades, Chloe'nin ellerini avuçlarının içine aldı.
"Persephone," dedi. "Sensin."
O sırada Hades arkasından seslenen zayıf bir ses duydu.
"Hades!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persephone & Hades (TAMAMLANDI)
ФэнтезиBir canavarı sevmeye başlamak mıydı bu, yoksa canavarın arkasına saklanmış birinin sevgiye olan ihtiyacını fark etmek miydi?