-Selaaaaam ben İlayda . Şimdi size hikayemi anlatıcam.
- Hikayen değil hikayemiz . (Doruk)
- Şurda giriş yapmaya çalışıyorum izin verirsen . Sus acık
- Tamam tamam kızma . (Doruk)
-Hikayemiz yetimhane de başladı .
(1 sene önce )
- Alii bütün kurabiyeleri bitirmişsin . Yetimhaneye gidicekti bu kurabiyeler.
- Özür dilerim . Yetimhaneye gidiceğini bilmiyodum. Ben hemen pastaneden alır gelirim şimdi. (Ali)
- Ama onlar ev kurabiyesi gibi olmuyo ki . Çocukların kendini evinde hissetmesi lazım. Belki saçma düşünüyorum ama işe yarayabilir.
- O zaman birlikte tekrar yapalım. Ben de seninle gelirim hem çocukları görürüm hem de birsürü oyuncak götürürüz. (Ali)
- Bitanesin sen .
- Sende ablam hadi yapalım şu kurabiyeleri. (Ali)
Kurabiyeleri yaparken evi savaş alanına çevirmiş olsak da sonunda birsürü kurabiye yapmıştık . Kurabiyeleri kutulayıp arabaya yerleştirdik. Yoldan geçerken bir oyuncakçıya uğrayıp birsürü oyuncak aldık.
- Çocuklar çok sevinicek.
- Evet. Ama seni gördüklerinde daha çok sevindikleri kesin. (Ali)
Ali'nin söylediğine gülüp yola devam ettim. Bugün yeni bi çocuk gelicekti. Ona özel bir hediye daha almıştım. Yetimhanenin kapısı göründüğünde bekçi Hüseyin amcanın yanına sürdüm arabayı.
- Hüseyin Amca yeni çocuk geldi mi ?
- Geldi İlayda kızım. Yavrucak ağzını bıçak açmıyor. Ne yapıcağımızı şaşırdık. Yemek de yemiyor. Sen halledersin demi kızım.
- Ben halletmeye çalışıcam. Kolay gelsin Hüseyin Amca.
- Saol kızım sana da.
Hüseyin Amca kapıyı açtığında içeri girdik . Sonra arabayı uygun bi yere çektim.
- Ali oyuncakları sen al kurabiyeler bende.
Kurabiyeleri alıp yetimhaneye girdim çocuklar oyun odasındaydılar. Beni görünce hemen oyunlarını bıraktılar ve yanıma koştular.
- İlayda Ablaaaa
- Ben sizi çok özledim. Siz de beni özlediniz mi ?
Hep bir ağızdan 'evet' diye bağırdıklarında gülümsemekle yetindim.
- Bakın sizin için ellerimle kurabiye yaptım.
- Hey kendin yapmadın ben de yardım ettim . (Ali)
Çocuklar bu sefer de Alinin yanına koştular onlar oynarken yetimhanedeki arkadaşım Ayşenur ' un yanına gittim .
- Ayşem al bakalım şu kurabiyeleri elim ağrıdı tutmaktan .
Ayşenur kutuları alıp dolaba koydu.
- Kuşum bugün gelen çocuk nerde ?
- Odasında öyle oturuyo. Yemek yediremedim. Çocuklarla oynamaya da gelmedi. (Ayşenur)
- Annesi babası mı bırakmış çocuğu ?
- Hayır bir ay önce trafik kazasında ölmüşler. Kötüsü çocuk da arabadaymış . Başka bir yetimhanedeydi . Yetimhane yanınca buraya getirdiler. (Ayşenur)
- Ben bi bakıyım o zaman .
- 18 numaralı odada kuşum . Şu tepsiyi de al belki sen yemek yedirebilirsin. (Ayşenur)
Tepsiyi alıp 18 numaralı odaya gitmeye başladım.
Yetimhane özel bir yetimhane olduğu için her çocuğun odası ayrıydı. Ve çocukların isimleri kapıda yazıyordu.
Kapıya baktığımda Batu yazdığını gördüm. Kapıyı tıklattım ama bi ses gelmeyince içeri girdim . Çok küçüktü ve çok sevimli dizlerini kendine çekmiş yatakta oturuyordu. Yanına yaklaştım tepsiyi masaya koyup yanına oturdum.
- Merhaba Batu . Ben İlayda.
Bana bakmamıştı bile ama pes etmeyecektim. Elimi uzattıp elini tuttuğumda gözlerimin içine baktı. O mavi gözler bu küçük bedenin kaldırabileceğinden daha fazla şeyler anlatıyordu. Bana bakmayı kesip elime baktı. İlk önce elimi sıktı sonra bana sarıldı. İçim gidiyodu ama sarılmaktan başka bişey yapamadım. Omzumda ıslaklık hissedince ağladığını anladım . Kendimden ayırıp yüzündeki yaşları sildim .
- Batucum biliyorum burda kalmak istemiyosun ama burda birsürü çocuk var arkadaşın olucak birsürü ablaların var abilerin var belki ailenin yanında hissettiğin şeyleri hissetmezsin ama ben varım . Buraya zamanla alışırsın . Ama yemek yemen gerek sana yemek yedirmemi ister misin ? Sonra da arkadaşlarının yanına inip oyun oynarız ne dersin ?
Kafa salladığında gülümsedim . Masadaki tepsiyi önüme alıp Batuya bunları sevip sevmediğini sordum. Kafasını yana sallayınca tepsiyi masaya bıraktım Batu'yu da kucağıma alıp odadan çıktım ve mutfağa yol aldım .
- Ne yemek istersin paşam ne yapalım.
Biraz düşünüyomuş gibi yaptıktan sonra patatesi gösterdi.
Hemen patatesleri bi kaba koydum soydum sonra desenli şekilde kestim . Batu da beni izliyordu. Patatesleri yağa atıp domates ve salatalık kestim. Küçük bi parçasını da Batu'nun eline verdim. Hemen yemeye başladı. Patatesleri yağdan aldım bi tabağa koydum. Sonra bi bardak meyve suyu doldurdum salatalık tabağını ve domates tabağını da hazırlayıp bir tepsiye yerleştirdim. Tepsiyi Batu'nun önüne koydum . Patatesin üzerine ketçapla gülen surat yaptıktan sonra Batu' ya yedirmeye başladım.
Yemeğini bitirdikten sonra Batu'yu da kucağıma alarak oyun odasına geçtim. Herkes şaşırmış gözlerle bakarken Ayşenur bana gülümseyerek bakıyordu.
Hemen çocukların yanına geçtiğimizden Batu'yu yere indirdim. Çocuklardan biri hemen Batu'nun yanına geldi ve elini uzattı. Çekiniyordu galiba .
- Ablacım oynamak istemiyor musun ?
Kafasını iki yana salladığında kucağıma aldım. Birlikte oynayan çocukları izledik . Sonra Ali yanıma gelip gitmemiz gerektiğini söyledi. Havaya baktığımda kararmış olduğunu gördüm.
- Abla gidelim artık hava karardı (Ali)
Ali cümlesini bitirdikten sonra Batu ağlamaya başladı .
- Bitanem neden ağlıyosun ?
-Gitme. (Batu)
- Tamam gitmem sen ağlama tamam mı ?
Kafa sallayıp kucağıma iyice sindi.
- Ali sen git ben burda kalıcam bugün.
- Tamam abla . (Ali)
Ali çocuklarla vedalaşıp arabasına bindi ve gitti. Batu'ya baktığımda neredeyse uyumuş olduğunu gördüm . Dikatlice oturduğum yerden kalkıp Batu'nun odasına gitmeye başladım. Tek elimle kapıyı açıp içeri girdim. Batu'yu yatağa yatırıp yanına ben de uzandım. Küçücük elini yüzümde gezdirdi sonra üstümüzü örtüp Batu'ya sarıldım öyle uyuya kalmışız...
*****************************************
Bölümü nasıl buldunuz yorumlara yazabilirsiniz.