2.Bölüm-Cevapsız Sorular

71 2 0
                                    

Yumuşak birşeyin üzerindeydim ve tam olarak nerede olduğumu tanımlayamıyordum. Beynimin etrafında ki ince tabaka kalkmadan önce, annemin yüzünü anımsamam birkaç saniyemi aldı. Dizlerimden destek alarak minik yataktan doğruldum. Sesimi bulamam benim için biraz yorucu olmuştu.

'Anne?' Emin olmak istercesine seslendim ve dolu gözleriyle narin elini yanağıma yerleştirdi. Dokunuşuyla ürperdim.

'Tatlım. İyi misin?' Aklım birkaç dakikalığına geçmişe gitti. Boş sokakta çığlıklar eşliğinde koşuşum ve o korkunç şeyin tüylerimi ürperten görüntüsü. Korkum tekar saklandığı yerden çıkarak beni annemin kollarına atılmamı sağladı. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve ağzımdan çıkmak üzere olan hıçkırığı dudaklarımla mühürledim.

'Şşt! Geçti. Artık güvendesin.' yatıştırıcı eli yanağımdan kıvırcık saçlarıma geçti ve okşadı. Dudaklarımdaki mühürü açtım ve adını acı içinde seslendim.

'Çok korkunçtu.' ellerime omuzlarına yerleştirip kendime dahada fazla çektim. Ne olup bittiğini bilmiyordum. O yaratığın nasıl karşıma çıktığını yada kolyesinde ki işaret, hiç bir fikrim yoktu ve düşünmeye devam ettikçe genç adamın kollarını hatırladım.

'Neler oldu?' Bu soruyu onun bana sorması gerekliydi ama bazı cevaplar istiyordum. Kollarını benden ayırdı ve ayağa kalktı. Sıcaklık etrafımdan kaybolurken, yumuşak baddaniyeye daha fazla sarıldım.

'Babana uyandığını söyleyeceğim. İki dakika içinde burada olurum.' Onaylamama izin vermeden tahta kapıdan çıktı ve bir süre aşağıya inerken terliklerinin çıkardığı sesi dinledim.

Genç adamı tekarar anımsadığımda , onun benim kurtarıcım olduğunu hatırladım. İsmini bilmediğim için ona bu şekilde seslenmek daha uygun geliyordu. Hançeri ve üzerindeki mavi kan gözleriyle tıpatıp aynıydı. Beni buraya o getirmiş olmalıydı. Ama evimi nereden bilebilirdi ki?

Kapı gıcırtıyla açıldı ve babamın uzun boyu odamda varlığını gösterdi. Endişeli gözleri beni buldu. Ve az önce annemin oturduğu yere yerleşti. Ona cevaplamasını istediğim bir çok soruyu sormadan önce , derin bir nefes aldım. Ama o benim konuşmama izin vermeden devam etti.

'Seni buraya genç bir adam getirdi.' Sesinde kızgınlıktan çok endişe vardı ve tezimi kanıtlamış oluyordum. Devam etmesi için ona merakla baktım.

'Ama o soru sormamıza bile izin vermeden uzaklaştı. Ne oldu Eileen?' Elim kolyeme gitti ve zinciri açtım. Avucumun içindeki kolye görüş alanıma girdi. Yuvarlak beyaz bir küreydi ve incelendiğinde içinde 6 tane baş bulunuyordu ama başlar ne olduğunu anlayamayacağım kadar miniklerdi.

'Ben a-annemle telefonda konuşurken, yalnış yola sapmış olmalıyım.' Devam etmeden önce ağzıma biriken tabakayı yutkunarak gidermeye çalıştım. Olayları tekrar dile getirmek benim için güçtü.

'S-sonra çıtırtılar duymaya başladım. Sizi arayacaktım. Yemin ederim ama telefonum parçalandı ve o korkuyla onu geri almayı akıl edemedim.' Sesim titremişti ve eski haline geri dönebilmesi için kendime birkaç saniyeliğine izin verdim. Evebeyinlerim tüm bu zaman dilimi boyunca beni dikkatle dinlemişti.

'Arkamda hırıltılar duydum ve bir k-köpekle karşılaştım. Üç başlıydı. Belkide bir yaratıktı bilmiyorum. Ama oradaydı. Bana inanın. Kolyemin aynısından ondada vardı.' Avucumdaki kolyeyi onlara uzattım. Bunu kafama ne kadar çok taktığımın farkındaydım ama hangi üç başlı köpeğin boynunda kolyemin aynısı olabilirdiki.

Yüzlerini inceledim. Mimikleri her saniye değişirken ne düşündüklerini anlamam zordu. Babam kolyeyi elimden alırken, konuştu.

'Biliyorsun. Bu kolye seni yetimhaneden aldığımız günde boynundaydı.' Bu konulara nadiren giriş yapardık. Yani mecbur kalmadığımız sürece.

HEXAHEDRONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin