Yakın zamanda Dan'i de seçip multimedia'ya koyarım =]
Ama olmuyordu işte. Annemi arayamıyordum. Bu üniversiteye gelebilmek için onunla çok kavga etmiştim. Şimdi ise buradaydım ve bana 'sana söylemiştim' türü şeyler ima etmesini istemiyordum.
Bir yol bulabilirim.
Mutlaka bir geceliğine beni yanlarına kabul edecek birileri vardır. Aslında sevgili oda arkadaşım beni tehtid etmeseydi, o uyurken gizlice odaya girebilirdim.
Bir an keşke arkamdan yatağımı da atsaydı diye düşündüm. Ardından diğer kızlardan yardım istemek için gözüme kestirdiğim odanın kapısını çaldım.
"Hey!" dedi sevimli bir çocuk. Saçlarını yukarı dikmişti ama rampa olarak değil ve dudağında bir piercing yoktu. Normal görünüyordu. Fakat içeriden sigara kokuları geliyordu.
"Hey." dedim. Kesinlikle erkeklerle kalamazdım. "Ben... Şey, Jessica'nın odasını nerede biliyor musunuz?" dedim.
Çocuk birden gözlerini ardına kadar açtı. Ne yapabilirim? En çok kullanılan isimlerden biri olan Jessica'yı seçmiştim. Mutlaka Jessica adında biri olurdu. Eski okulumdayken sadece İspanyolca sınıfımızda bile üç tane Jessica vardı.
"Oda arkadaşı mısın?" dedi çocuk.
"Şey... Sayılır."
"Çok şanssızsın. Bugüne kadar gelen her oda arkadaşını bu odadan kovdu." dedi.
"Hiç sorun değil. Aynısını az önce yaşadım." dedim.
İkimizde gülümsedik.
"İstersen burada kalabilirsin. Yerimiz var." dedi.
"Dolu gibi görünüyor. Ayrıca..." diyerek ellimi dumanı engeller gibi salladım.
"Havalandırırız. Dave! Nicholas! Akşam burada mısınız?" dedi çocuk.
"Hayır!" diye iki erkek aynı anda bağırdı.
"Ah! Üzgünüm. Adını sormadım?" dedi.
Sanırım ondan etkilenmemi bekliyor. Bekliyor, çünkü bana kafasını eğerek, gözleri altından bakıyor.
"Dina." diyerek elimi uzattım ve gülümsedim.
Ondan etkilendiğimi sanmıştı. Ne kadar kolay olduğunu düşününce gülümsemiş olmalı. O da elini uzattı.
"Dan." dedi.
İsimlerimiz uyumlu bile değildi.
Dina&Dan, Dan&Dina.
Neden uyumlu olsun ki? Bunu neden düşündüğümü bile bilmiyorum.
"Karşıdaki odaya git."
"N-neden? Sen... NE?" dedim şaşkınca.
Az önce ben kekelemiş miydim? Ama neden? En son kekelediğimde 5. sınıftaki gösterimde rol yapmaya çalışıyordum.
"Jessica karşı odada." dedi.
"Ha. Tabii." dedim.
Gülümseyip kapıyı kapatacakken tekrar açtı ve "Ne okuyordun?" dedi.
"Psikoloji. Sen?" dedim.
"Medya ve İletişim. Düzgün konuşma dersinde, İngilizcede ve psiklojide görüşeceğiz demek ki." dedikten sonra göz kırpıp kapıyı kapattı.
Olamaz. Cidden ondan hoşlandığımı düşündü. Ben ondan ne etkilendim ne de hoşlandım. Kalbinin kırılmasını istemiyorum. Ayrıca üç ortak dersimiz vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kelebek
Teen FictionDina'nın hayatı harika gidiyordu. Liseden mezun oluşu tam bir peri masalıydı. Üniversite hayatı tabii ki farklı olacaktı ama bu kadar berbat olmasını beklemiyordu.