0.4

2K 84 1
                                    

Biraz düşündüm. O ise bir yola bir bana bakıyordu. Biraz onu inceledim. Çok güzel,yemyeşil gözleri vardı. Yakışıklı yüzünü gür saçları tamamlıyordu. Espirili,ailesine düşkün ve korumacıydı-ki bunu kıskançlıkla karıştırmayınız- AMA EN ÖNEMLİSİ...UZUN BOYLUYDU. Ve Elif Uygaç'ı tanıyanlar,onun uzun boylu insanlara tav olduğunu bilirdi.
"Tamam."dediğim şeye ben bile şaşırmışken o asla şaşırmadan güldü.
"O zaman artık gerçekten çocuklarımızın ismini düşünebiliriz. Ben hala Hayriye ve Hayri konusunda ısrarcıyım."
"Malsın Berkcan,kocaman bir mal. MAL."
"Kalbimi kırdın yar."
***
Feriye'den aldığımız kahve ve brownie sonrası Berkcan arabayı Beşiktaş'ın zorlu koşullarında park etti ve birlikte kampüse girdik. Elimi tutunca tuhafıma gitse de belli etmedim. Bahçedeki çoğu insanların bakışlarını görmeniz lazımdı. Şey der gibiydi...
"Berkcan Güven ve,kimsenin adını bilmediği kız mı? Netflix'in ergen dizilerinden fırlamış gibiyiz." Berkcan düşündüğüm şeyi seslendirince kıkırdadım. Bölümümün giriş kapısındaydık.
"Bir kısmı hariç doğru.Ben kimsenin adını bilmediği kız değilim."
"Vaay,Efe Uygaç adı yaramış herhalde?"
"Aslında,ilk senemde Jane Eyre rolünü kapmam ve bütün hocalarımın bana bayılıyor olmasından kaynaklanıyor ama yine de sen bilirsin." güldü ve yanağımdan öptü. YANAĞIMDAN ÖPTÜ. ZEUS AŞKINA SOL YANAĞIMI BİR DAHA YIKAMAYACAĞIM.
"Seni çıkışta alırım,sevgilim." o havalı bir çıkış yaparken insanlar dediği kelimeyi duymuş,benim gibi şok geçiriyorlardı. Berkcan'ın etkisinden kurtulup içeriye girdim. Tam sınfa gireceğim sırada telefonum çaldı. Ekranda 'GÖT BEYİNLİ' yazısı belirince arayanın Berkcan olduğunu anladım.
"Beni bu kadar çabuk mu özledin?" kıkırdadım.
"Hayır. Aslında evet ama hayır.-o kendiyle çelişirken gülmeden edemedim.- Ama konumuz o değil.ben havalı olsun diye çıkışta alırım falan dedim ama,kaçta çıkıyorsun?"
"Bugün salı,yaniii,14:58."
"Tamam sevvvgilim,görüşürüz."
"Vıcık vıcıksın Berkcan,iğrenç."
"Ruhsuz,Kırmızı Kafa."
"Fazla ruhlu,Göt Beyinli."
***
Provadan beynim akışmış bir şekilde çıktığımda kapıda beni bekleyen bir adet Berkcan Güven görmemle gülümsedim.
"Nasıl içeri girdin sen?" şaşkınlıkla sorduğum soruya gülerek cevap verdi. Sonuçta,sabah yanında ben vardım ve bu yüzden güvenlik pek bir şey dememişti.
"Şu yüzü görüyor musun,sence girememe ihtimali var mı?" ona 'ciddi misin?' bakışı attım.
"Tamam ya sizin güvenlik uyuyordu ben de girdim işte." kıkırdadım. O sırada yanımıza bizim sınıftan Sıraç,üst sınıflardan Fulya geldi.
"Elif,textle ilgili düzeltilmesi gereken bir yer var bakar mısın?"
"Elif,Ophelia'nın giyeceklerini aldın mı?" ikisi de aynı anda farklı sorular yöneltince kafam karışmıştı. Önce Sıraç'a döndüm.
"Ne?"
"Textte düzeltilmesi gerken bir yer var,Ophelia'nın Leartes'le,yani benimle konuşurkenki kısımda cümleler karışmış. 25-28.sayfalar."
"Tamam,bende kitap var eve gidince düzeltir atarım sana." beni onayladı ve iyi günler dileyerek yanımdan ayrıldı. Fulya'ya döndüm.
"Ophelia'nın giyeceklerini aldın mı?"
"Hii,hayıır. Tamamen unutmuşum onu ya! Sağol Fulya." yanağına bir öpücük kondurup Berkcanı hızlıca çıkışa sürükledim.
"Noluyo,noluyoo?"
"Araba nerde Berkcan hadi!" ikimiz deli danalad gibi koşarak kampüsten çıktık ve arabaya gittik.
"Taksim'e sür hadi Berkcaan!" arabayı çalıştırdı ve Beşiktaş'ın her daim trafikli yollarına çıktı.
"Neden Taksim'e gidiyoruz ki?"
"Çünkü kostümcüden rol için kıyafetlerimi almayı unutmuşum." kafasını salladı. O sırada telefonum çaldı. Ekranda "ÖZÜRLÜ" yazısı belirince abimin aradığıbı anladım.
"Ne?"
"Berkcan yanında mı?"
"Evet."
"Tamam hoparlöre al."telefonu hoparlöre aldım.
"İŞİ ALDIM!"
"KOÇUM BEEEE!"
"İŞTE BENİM ABİM!" kutlamalarla geçen konuşmamızı sonlarına doğru Berkcan hayatını riske atacak o şeyi abime söyledi.
"Efe,kardeşim biraz ani olacak ama,biz Elif'le birlikteyiz."•
••••••••••••••••••••
nasssı bölüm amaaa?
-BOK GİBİİİ
işleri hızlandırdım sanki biraz ama olsundu üförşdrşeşö aklımda ne planlar var daha-yalan-

brother's best friend/berkcan güven fanfic by.MissChanandlerBongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin