2.0

1.2K 55 25
                                    

"Bak,şuraya vlog çekeceğiz diye geldiniz,ALLAHIN DAĞINDA,MAFYALI RUS KARI BULUP FURKAN'I KAÇIRTTINIZ AMINA KOYAYIM!" ben çıldırırken Mustafa araya girdi.
"Yenge,biz kaçırtmadık. Lütfen. O kendini kaçırttı." bir anda arkamı dönüp Mustafa'nın yakasına yapıştım.
"LAN SEN BENİ DELİRTMEK Mİ İSTİYORSUN HE?! SEN BENİ DELİRTMEK Mİ İSTİYORSUN?! ULAN BAK ORDU'YU GEÇTİM,GÖT KADAR OTELDE,BİRBİRİNİZE HAKİM OLAMADINIZ! YERİ GELİNCE UZMAN GİBİ ELEŞTİRİP ELEMEYİ BİLİYORSUNUZ KIZLARI. N'OLDU,RUS GÖRÜNCE AYARLARINIZ MI BOZULDU?!" Berkcan beni belimden kavrayıp Muti'nin üstünden alsa da ben hala ellerimi ayaklarımı oynatıp kaçmaya çalışıyordum. Muti ellerini önünde birleştirdi,kafasını önüne eğdi.
"Yani,yenge haklısın kusura bakma. Özür dilerim." elimi saçlarımın arasından geçirdim.
"Bırak." Berkcan beni sakince yere indirince Muti'nin yanına gidip koluna girdim.
"Ben de özür dilerim. Hepinizden. Çok geldim oğlum üstünüze. Kusura bakmayın. Ama yani gecenin bir yarısı,Furkan yok,elimizde sadece bir not. Yani ister istemez panik oluyorum,oluyoruz." hepimiz sarıldıktan sonra Berkcan tekrardan notu okudu.
"Benim karıma yavşamak he oro..."
"Küfür kısımlarını geç." dedi Eylül.
"Hmm." dolu A4 kağıdının en sonuna indi.
"HEH! Madem benim karıma göz koydun. Ben de senin o gözünü- dur burası da küfür,işte bunun için seni kaçırıyorum.
Mehmet Kaçıran."
"Güzel soyadmış yalnız. Uymuş yani duruma." abime ters ters bakınca sustu.
"Bu ne biçim not şimdi? Adamı not bırakıp kaçırır mısın?"
"Ha yok,bu küfür kısmıyla kaçırmışım,daha böyle havalı olsun diye Furkan okumayı tam bitirdiği an kaçıracakmış. Notun ortasına doğru yazmış hatta 'Kafanı bu kısmı okuduktan sonra kaldırırsan senin o kafanı da...' demiş."
"KİM LAN BU MEHMET KAÇIRAN?!" Muti'nin bağırmasıyla yanımızda duran siyah aracın kapısının açılması bir oldu.
"Birazdan görürsünüz." 3 saniye içerisinde kafamızda siyah çuvallar geçirilmiş bir şekilde arabadaydık. 3. Saniye. İçinde. 3.
"Yenge,vallahi özür di-"
"Sus,Muti. Sus."
"Tamam yenge." Berkcan elimi güven verici bir şekilde tuttu.
"Bak eğer burada bize bir şey olursa."
"Ne olması oğlum manyak mısın sen? Otelin önünden kaçırdı bizi gerizekalılar. İlla bulurlar bizi."
"İki romantiklik yaptırsan nolur yani. He? Nolur?"kafamdaki çuvalı çıkardım. Sonra Berkcan'ınkini de çıkarttım. Parmağımla sessiz olmasını söylediğimde sırıttı.
"Ellerimizi bağlamamış aptallar." sırıtarak yaklaştı. Burnunu burnuma dayadı ve en içten gülümsemesini verdi.
"Eğer bize burada bir şey olursa unutma,seni çok ama çok seviyorum." gülümsedim.
"B-ben-"
"Şş. Biliyorum,bunu söylemek senin için zor.O yüzden şimdi değil. Şimdi...değil birtanem." gülümseyip dudaklarımızı uzun bir öpücük için birleştirdim. Ayrıldıktan sonra şu bir dakikada en çok yaptığımız şeyi yapıp gülümsedik.
"Yenge,ayıp olmuyor mu ama yani.Çuvallardan görüyoruz karşıyı."
"Mustafa,bunlar seni öldürmezse ben öldüreceğim Mustafaa." karşımda oturan Mustafa'ya tekme savurdum.
"Siz ne konuşuyorsunuz orada?!" ön koltuktan gelen tok sesle Berkcan hemen çuvalları geçirdi. Adamın sorusunu cevapsız bırakıp ellerimizi kenetledi. Biraz önce yaptığı şey...biraz önce yaptığı şeyi neredeyse kimse yapmazdı. Böyle şeylerin benim için olan zorluğunu en iyi bilen kişiydi.Kafamı omzuna koydum. Birkaç dakika sonra gelmiştik. Bizi gerçek anlamda çuval gibi indirdiler. Kafamızdakileri çıkarttıklarında karşımızda kocaman göbeğiyle kebap yiyen bir adam duruyordu. Arkasında da başaşağı asılmış Furkan.Bizi görünce balık gibi çırpınmaya başlamıştı. Her ne kadar ciddi bir durum olsa da,bu durum karşısında gülmeden edememiştik. Furkan bağlı ağızının arkasından küfürler ediyor,sallandıkça sallanıyordu.
"Hoşgeldiniz arkadaşlar. Sizi,bu şekilde buraya getirmek istemezdim ancak,arkadaşınızın yaptığı bir haysiyetsizlik yüzünden bu şekilde,buradasınız." adam ellerini yalayarak temizledi.Gerçekten düzgün bir türkçesi olmasına rağmen,görüntüsü ona kıro bir hava katıyordu.
"Ya iyi de bu sığı- yani,arkadaşımızın yaptığı şeyle,bizim suçumuz ne?" Yağız ortaya cesur yürek gibi atılınca Oğuzhan'dan şöyle bir ses yükseldi. "Yazıık,çok da genç çocuktu." hepimiz ona bakınca kafasını aşağı eğdi. Adam boğazını temizledi.
"Bizim zamanımızda,idamlar halka açık olurdu. Eh,siz de ufak bir kalabalık yaparsınız dedik." yaptığı aşırı komik olmayan espirisine 'kıh kıh' şeklinde gülerken tiksinmiş bir ifadeyle ona bakıyorduk. Gözlerimi devirdim.
"Gerçekten onu öldürebileceğini mi düşünüyorsun?" bıkkın bir tonla konuştum.
"Anlamadım?" adam ciddileşti.
"Bizi milyonlar takip ediyor,farkında mısın? Hasta olsak bizden önce haberleri olan insanlar bunlar. Sen,Furkan'ı öldürdüğünde haberleri olmayacak mı sanıyorsun yani?" adam şaşırmıştı.
"Ulan bunlar mafyanın işine de mi karışır oldu?!" bir anda deponun kapısı açıldı ve içeriye polis ekibiyle ailem girdi. Tam kurtulduk diye sevinirken hiç beklemediğimiz bir şey oldu. Adamın elemanlarından biri,açılan kapıdan irkilip Berkcan'ı vurmuştu.
••••••••••••••••••
nası son ama spfmslflşrşeştö. akşamki oscar ödülleri içib heyecanlı mıyız dostlarr?sizce kim neyi alır?

brother's best friend/berkcan güven fanfic by.MissChanandlerBongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin