1.Bölüm

14 4 3
                                    

Yazım hatalarıma lütfen pek takılmayın. Bu benim ilk hikayem yani en çok dikkat ettiğim. Ben acemi bir yazarım. Kötü de olsa görüşleriniz benim için önemlidir.

Umarım beğenirsiniz ❣

Gözlerimi açtım güzel bir sabaha.
Bugün bu köhne evden de köhne insanlardan da kurtulmak için adım atacağım ilk gündü. Ama bana yaşattıkları acıları ise hiç bir zaman unutamazdım.

Kapı büyük bir gürültü ile açıldı.

"Oooo prenses çok şükür kalkabildiniz! Kalk kız kalk hadi! Kahvaltı hazırla bana."

"Kalkıyorum."

Kalktım ve yatağımı toparladım.
Ardından lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım. Üzerime ise bir beyaz pantolon ve siyah bir tişört geçirdim.

Ardından odamdan çıktım.

Kahvaltı hazırlamak için acele acele hareket ediyordum. Çünkü bugün üniversite'nin ilk günüydü.

Kahvaltıdaki her şeyin hazır olduğunu gördüğümden sonra hızlı adımlarla odama yöneldim. Üvey anneciğim(!)karnındaki bebekle kahvaltı masasına oturdu. Çantamı kaptığım gibi fırladım. Az bir zamanım kalmıştı.

"Nereye gidiyorsun kız?!" Diye çemkirmeye başladı. kız kardeşim Alara.

"Sanane?"

"Kardeşinle düzgün konuş azına bir tane yapıştırırım şimdi senin!"Diye hiddetlendi üvey annem yani Aliye.

Ben bunların kahrını neden çekiyordum? Ah doğru ya babam bir sürü borca sokup bizi,siktirolup gitmişti. Biz de ortada kalmıştık. Aliye'nin karnında bebesi ve diğer üveyciğim Alara'da bana kalmıştı. Her gün ben yapardım her şeyi. Ev işlerinden yemeklere kadar. Diğer ikisi elini bile sürmezdi.

"Bana dokunamazsın bile. Küstahsınız siz be!  Alara ne bok yemeyi düşünüyorsun? Üniversite de kazanamadın ayy yazık! Orda burda sürttüğün çocuklar iyi para veriyorlardır. eminim onlar sana yeter."diyip hemen koşarak uzaklaştım. o evden, kirli geçmişimden.

Dolmuşa binip üniversite'nin önünde durdum.

Hayatımın dönüm noktasısın üniversite. Haydi bakalım!

İçeri girdiğim de çok yabancıladım. Acaba tanıdığım kimsecikler var mıdır,diye. Sonra sınıfımı öğrenmek üzere müdürün odasına geçtim. Sınıfımı öğrendikten sonra da aramaya başladım.

Ne kadarda büyük bir yer diye düşünürken gözlerim bir şeye çarptı.  Yüzme havuzu vardı bu okulun! Sevinçle ellerimi çırptım.

Arkadan bir ses geldi.

"Çocuk musun ?"

Arkamı döndüm. Bir baktım. Mavi gözler sarı uzun saçlar. Mankenlere taş çıkartan bir fizik. Ben Hayatım da böyle birini görmemiştim.

"Hı?"

Gözlerini devirdi.

"Duymadın mı?"

"He yok. Duydum da. Ne vardı?"

Kız elini alnının ortasına çarptı.

Gülümseyerek bana baktı.

"Seninle iyi anlaşırız,sanırım."

"Ben Sanem" dedi.

"Şura"dedim.

"Sınıfın nerde?"

"Bulamadım ki.."

"Gel beraber bulalım."

Dolaş dolaş sonunda bulduk. Onun sınıfı ayrıydı ne yazık ki. Hoşçakal diyip ayrıldım ve sınıfıma adım attım. Mimarlık öğrencisiydim.

Çizimim çok iyiydi hatta baya iyiydi.

Bu mesleği çok sevdiğim hocam Ayten Hocam önermişti. Bendeki yeteneği ilk o görmüştü.

Boş yer aradı gözlerim. Sonunda ise cam tarafının yanında boş bir yer buldum. Ve oraya oturdum. Hoca geldiğinde derse başladık.

Herkes kendini tanıttı. Sonra da hoca dersteki aktivitelerden bahsetti. Derken içeri bir öküz girdi. Mafya babası gibiydi. Sonra hocanın ödü patladı tabi.

"Siz kimsiniz?! Buraya böyle giremezsiniz" dedi.

Sonra o mafya babası kılıklı bizlere döndü.

"Ayşe! Çık ulan ortaya tepemin tasını attırma!"

Yanımdaki kız bir irkildi. Sonra da çantasını yüzüne doğru saklamaya çalıştı. Tabi o sırada mafya bilmem nesi buraya baktı.

"AYŞE!"Diye bağırdı.

Yerimde zıpladım resmen. İki tane adam geldi. Ayşe'yi kolundan tutup kaldırmaya çalıştılar.

"Pislik herif bırak diye ne kadar daha söylemeliyim sana?!"

Diye bağırdı Ayşe.

"Banane ulan benimsen benimsindir.Anladın?"

"Abim bir gelsin sen o zaman görürsün."

Mafya kılıklı bir kahkaha attı.

Sonrada" alın şunu" dedi.

Ağzım açık kaldı. Ayşe'yi götüren adamlardan birinin kolunu tuttum.

"Burası Dağbaşı değil. Haddinizi bilin!"

Benden beklenmeyecek kadar cesaretleydim bu defa."sen bi üç buçuk atta ben o zaman sana soracağım. Ya bi sus iç ses.

"Sanane lan!"

Damarlarımdaki kan kızgınlıkla akıyordu. Diğer iki adamdan Ayşe'yi kurtardım.

Ayşe'nin elini tuttum. Mafya kılıklı'nın yanına geldim.

"Bana bak mafya kılıklı! Kulaklarını aç beni iyi dinle! Bu kız mal değil. Öyle alamazsın!  iğrenç birisin. Kabasın. Kötüsün. Kim seni sever ki?! Bir kadına nasıl davranılması gerektiğini öğren önce Davar!!"

Diyip şeyine geçirdim. Hak etmişti pislik.

Ardından hızla Ayşe'yle koşa koşa kaçtık. Bir yerde durduk.

Gülümseyerek bana baktı ve sarıldı.

"Teşekkür ederim hem de çok" derken başımda soğuk bir şey hissettim.

Ve bir de silah sesinin çıt sesi. Dedim ki; Allah'ım nolur sağ salim kurtulayım.

Arkamı bir döndüm. Silâh alnımda bir kişi çok yakınımda lacivert gözlü. Bana bakıyor.

"Sen kimsin ki Arhan ARSLAN'ın kız kardeşini kaçırırsın!" Diye bağırdı.

Bir dakika WTF?

UMUT ARANIYOR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin