"Ne?!"Diye çığlık attım.
Bakışlarımı namluya çevirdim. Alnının çatısında demek bu oluyordu galiba.
Ayşe'yi yanımdan alıp sarıldı, kokladı ve öptü. Gözlerim doldu. Benim ağabeyim yaşıyor olsaydı böyle mi olurdu?
Abim'e olan özlemim arttıkça büyük bir nefes verdim. Lacivertli'nin gözleri beni buldu.
"Pardon. Öyle görünce senin Mehmet'in itlerinden biri sandım."
İt! Demek it!
"Gözlerin körse demek ki."
Gözlerini devirdi.
"Seninle tartışmayacağım. Bayan ukala!"
"Tabi ki! Bay çok bilmiş!"
Gözlerimiz tekrar buluştuğunda beni öldürecek gibi bakıyordu.
"Benim gitmem lazım. Sonra görüşürüz. Ayşe seni tanıdığıma sevindim."
Gülümsedim. O da gülümsedi.
Arhan'ın homurtusunu duydum.
"Hm Hm tabi umarım."
"Bir şey mi dedin?"
"Yok."
"Tamam güle güle. "
Diyip oradan ayrıldım.
Diğer derslere de yetiştim sonunda eve dönme vaktiydi. Üniversite'nin burs sınavına girip yatılı kalmak istiyordum. Ve girecektim. Sınav 2 gün sonraydı.
Evin önüne geldiğim de Aliye ve Alara odalarındaydı.
Hiç ses yapmadan kendi odama yöneldim.
Ders çalıştım. Ardından uyudum. Yarın Ayşe'yi daha yakından tanımaya karar verdim.
Gözlerimi Güneş'in vurmasıyla açtım. Kalkıp hemen yüzümü yıkadım. Saçlarımı düzleştirip topladım.
Üzerimi de giyindikten sonra odadan çıktım.
Şura kıyafeti;
Alara ve Aliye hala çıkmamışlardı.
Odalarına kaldırmaya gittim.
Kapı kolunu çevirdiğimde içeri girdim. Aliye hâlâ kalkmıyordu. Dürttüm. Yine kalkmadı. Örtüyü kaldırdığımda sancısının olduğunu gördüm.
Her ne kadar onu sevmesem de karnındaki yavrunun bir bir suçu yoktu. Ve benim kardeşimdi.
Onu kaldırıp doktora götürmek için üzerini giydirdim. Alara'yı çağırmak için odasına girdim. Gördüğümle şoke oldum. Bir adam vardı. Bu eve nasıl bir adam getirirdi.
"Hastaneye gidiyoruz. Sürtüklüğü bırakabilirsen gelirsin kardeşinin doğumuna."
Diyip çıktım.
Aliye'nin sancısı sürekli artıyordu.
Yolda geçen bir taksi dahi bulamıyordum."Bir boku beceremiyorsun! Senin yüzünden burada doğum yapacağım.Aptal!"
Şu halde bile beni azarlıyordu.
Bir siyah range rover durdu yanımızda.
İçinden Ayşe indi.
"Ne oluyor?!"
Halay çekiyoruz. Gel sen de diyesim geldi ama sustum.
"Doğum yapıyor. Yardım ette hastaneye ulaştıralım."
Başını salladı kapıyı açtı. Aliye'yi arkasına oturttum. Ben de öne oturdum.
Hastane'nin Önüne geldik. Doktorlar hemen müdahele yaptı. Kısa bir surede doğumhane'ye aldılar.
Yorgun gözlerle Ayşe'ye baktım.
"Yürü bakalım. Kahvaltı yapmaya."
"Hiç iştahım yok be güzelim."
Zorla beni Hastane'nin dışında bir cafe'ye götürdü. Kahvaltı yaptık. Ardından Hastane'ye geçtik.
Küçük kardeşimi gördüğüm de gözlerim dolmuştu. Bir erkekti.
Hemde çok ama çok tatlı bir erkek.
Kardeşime baktıktan sonra Aliye'nin yanına gittik.
Arhan ile kapıda karşılaştık. Yüzüne bakmadım. Hemen Aliye'nin yanına geçtim.
"Seni küçük fahişe! Altında yattığın adamları buraya neden getirdin?!" Dedi.
Ben gururumun bu kadar incindiğini hatırlamıyordum. Gözümden bir yaş aktı.
"Ben senin kızın gibi değilim. Orda burda sürten o!karnındaki bebek ben olmasam yaşar mıydı sanıyorsun?! Sen orda acı çekerken küçük kızın odasına adam atmış. Altında inliyordu be!!! BİR DAHA BU SON NE BENİ NE DE KÜÇÜK ERKEK KARDEŞİMİ GÖRECEKSİN.! ALARA İLE ÇÜRÜYÜP GİDECEKSIN!" Diye avaz avaz bağırdım.
Hem Ayşe'nin hem de Arhan'ın yanında bağırmıştım. Utançtan yerin dibine girsem kârdı.
Odadan sulu gözyaşlarımla çıktım. Daha fazla tutamıyordum. Bağıra çağıra ağlamak istiyordum.
Ah abi ah anne neden bıraktınız beni bunların eline? Yanınıza alsaydınız beni de. Abi sana olan yeminim ile ayakta durmaya öcünü almaya çalıştım. Ama olmuyor. Arkanda kaya gibi ailen olmayınca olmuyor. İçin hep buruk kalıyor. Özür dilerim. Bir kez daha umutlarımı kestim bu Dünya'dan.
Bileklerime daha sıra gelmemişti. Bazen düşünüyorum da umutlarım yerine bileklerimi kesseydim.
Daha az yanar mıydı canım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT ARANIYOR!
Novela JuvenilBay çok bilmiş ve Bayan ukala'nın maceraları birazdan sizlerle. Sevgiler~