f | jimin

2.6K 240 79
                                    

ficin ismi nereden mi geldi? medyada bulabilirsiniz. aslında bana göre close as strangers bu ficteki anlamı nasıl bu kadar yakın olup yabancıymışız gibi olabilir demek :(

·

Hey Yoongi, cenaze törenimde konuştuğun için teşekkür ederim. Bunu duyamayacağını biliyorum ama yine de söylemek istedim.


Kilisedeki insanların hepsine beni anlattığın için teşekkür ederim, dediğin gibi beni tanımıyorlardı, hayallerimden de bahsettiğin için minnettarım. Ben öldüm belki ama onlar yaşamaya devam edebilirler belki. Arkamda bıraktığım birkaç günlük, şarkı sözü defteri ve altmış tuş orgum (altmış liraya almıştım) sana ait, bunu biliyorsun. Değerli değiller ancak hepsinde biraz ben varım işte, sana kalan bir parçam.

Sana bir aralar demiştim, öldükten sonra insanları görüp göremeyeceğimizi merak ettiğimi söylemiştim. Gördüm, seni gördüm Yoongi.

Seni ve kilisedeki koltuklarda oturan yüzü geçen kişiyi gördüm. Yüzlerindeki üzgün ifade beni mutlu etti. Jungkook sürekli sümüğünü içine çekiyordu, birisinin ona peçete uzatması gerektiğini biliyordum ama duymadı kimse beni. Tabutumun üzerinde bağdaş kurdum, hemen önümdeki kürsüde sen konuşuyordun.

Hepsi yüzlerine ezberledikleri oyuncu bir ifadeyi yerleştirmişti. Beni hissetmiyorlardı Yoongi, üzgün değillerdi, üzgünmüş gibilerdi. Taehyung ve Soobin'i gördüm. Az da olsa ailemden haberdarlardı, şaşkınca bakıyorlardı. Taehyung'un gözleri doluydu, ağlamamak için zor tutuyordu kendini. İkisi de bunu beklemiyor gibiydi. Eski arkadaşlarımı da çağırmışlar cenazeme.

Üzgün duruyorlardı, geçirdiğimiz birkaç güzel hatıranın etkisiyle üzülüyor gibiydiler. Yüzlerine bakarken kırıldığımı hissettim, bana böyle davranmamış olmalarını diledim ama yaptıkları çok da kötü değildi belki de?

Annem ve babamı da gördüm. En çok onları merak ediyordum, pişman görünüyorlardı. Ben yaşarken göstermedikleri vicdanları harekete geçmiş gibiydi, sen konuştukça kör olduklarını hissettiler belki de. Onlara bunun gerekli olmadığını söyledim otururken. Kıkırdadım biraz, üzülmeyin dedim. Belki de onlara bir ders olmuştur diye düşündüm. Jungkook ve Moonbyul için hala çiçekli yollar mevcut.

Yaşarken yüzüme bakmayan, dikkatini çekemediğim birçok insanı o törende izledim. İfadeleri beni benden aldı, mutlu hissettim. Pişman olmaları istemiştim çünkü, üzülmelerini istedim. Benim yaşarken hissettiklerimin yanında bunlar hiç belki de. Yalandan da olsa üzülmelerini istedim. Nasılsa bir hafta sonra unutacaklar beni, davetlerde göremeyecekler bedenlerimi. Okulda bir sıra boş olacak ama eminim yeni bir öğrenci nakil aldırır. Telefonum hurda oldu, okuma kitaplarım istediğim gibi bağışlandı. Yaşarken yolunda gitmeyen her şey düzene girdi.

Artık acımıyor Yoongi.

Konuşurken seni izledim. Kendinden emin ifadelerin, çenenin ağlamamak için hafifçe titreyişi, gözlerinin her seyirciyle temas edişini izledim. Diğerleri gibi bir haftada atlatmanı bekledim, geçmesini ve benden kurtulmanı. Sana sandığın gibi kızgın değilim Yoongi.

Tanrı beni yanında istemiyor olsa gerek seni izledim bir süre. Ne cennette ne cehennemde bir yerim var. Evine kadar seninle geldim, yedi gün geçti, sekiz, dokuz... Pişman hissetme Yoongi.

Benim ölümümden kendini sorumlu tutmayı da bırak. Kimse bundan sorumlu değildi. Sadece çok güçsüzdüm, dayanıksız ve çaresizdim. Seni hiç unutmadım.

Bazen televizyon izlerken gözlerin donuyor, kapat tuşuna basıyorsun ve siyah ekrana bakıyorsun. Kendi kendine sorduğunu duyuyorum. "Böyle yapmasaydım? Değişir miydi?" Ardından kendini suçlamaya başlıyorsun. Benimle konuşmaya devam etmen gerektiğini söylüyorsun. Gözlerin doluyor.

Bazenleri sıradan bir ev işi yaparken ağlamaya başlıyorsun. Bana ağlama diyen adam hüngür hüngür ağlamaya başlıyor, yaralarım sızlıyor sanki. Beni sevdiğini söylemek istiyorsun, neden yapmadım diye soruyorsun kendine. Birlikte mutlu olabileceğimizi düşlüyorsun, tüm gün randevulara çıkabileceğimizi ve birbirimize öpücükler kondurabileceğimizi hayal ediyorsun ağlarken.


Ben de ediyorum.

Öldükten sonra herhangi bir duygu hissedemiyorsun ancak eğer tam şu anda hissedeceğim bir duygu varsa pişmanlık olurdu, tam da bu sebepten. Bazı zamanlar ben de merak ediyorum seninle birlikte olmayı. Birbirimizi severdik, değer verirdik. Küçük bir evimiz olabilirdi. Gezmek için akşamları dışarı çıkardık çünkü sıcağı sevmiyoruz ikimiz de. Ben de hayal ediyorum.

Pişman hissetme Yoongi.

Ben hissetmiyorum.

Yapmam gereken çoğu şeyi yaptım. Değişik dillerde ve konularda diziler izledim, tür tür kitaplar okudum ve kelimeler öğrendim, müzik dinledim ve bazı gruplar bana gerçekten mutluluğu hissettirdi. Sadece müzikleriyle bunu yapabilmeleri ne kadar gıpta edilesi. Dünyayı gezemedim ama birkaç yer gördüm, internetten hayaller kurdum. Birçok insanla tanıştım, sırtımdan bıçaklandım, arkadaş kaybettim ve kazandım, aile nedir zor da olsa öğrendim izleyerek. Ağladım, güldüm, korktum. En önemlisi aşık oldum.

Yaşım kaçtı bilemem, aniden gerçekleşiverdi. Facebook gruplarından birinde ergenliğimin zirvesindeydim. Saçma durumlar atıyordum, insanlarla tanışıyordum. O insanların arasından biri beni buldu.

Sadece dans koreografisi videosu önerirken numaramı alabilmeyi başardı, kimseye açmadığım sınırlarımı delik deşik etti ve sınırlarımın içinde dans etmeye başladık. Ben kendimi bir hiç gibi hissederken bana değer verdi, bana mükemmel bir insanmışım gibi hissettirdi. Sürekli sen nasılsın derdi, ben demezdi. Birkaç müzik verdi hediye olarak bana, acılarımı müzikleriyle kapadım.

Birlikte dinlediğimiz ayrılık müziklerinin bir gün bizi anlatacağını ikimiz de bilemedik.

İsmi Min Yoongi'ydi.

Aşık olduğum kişinin ismi buydu.

Hala da aşık olduğum kişi.

Seni izliyorum Yoongi. Yaşarken buluşamadığımızı biliyorum ama benim görünmez bedenim senin yanına ulaştı, seni gördüm. Fotoğraflardan daha da güzelsin, kalbinin güzelliği yansımış dışına. Sana "iyi olacaksın" diye fısıldadım. Mutfakta ağlıyordun, adımı fısıldıyordun. Son konuşmalarımızda beni kısa yanıtladığına pişman olduğunu söylüyordun, beni sevdiğini söylüyordun.

Yoongi sorunun cevabı evet.

Yanımda olmanı isterdim.

Ama benim gibi olmanı istemezdim.

Ellerini sıkı sıkıya tutuyorum, başına bir öpücük konduruyorum. Kollarım sana sıkı sıkı sarılmış, kulağına seni sevdiğimi fısıldıyorum.

Seni seviyorum.


close as strangersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin