O tüpler patladığından beri garip olaylar oluyor. Mesela artık kimsenin duyamayacağı sessizlikte olan sesleri duyabiliyorum. Sonra 100 km ötede bir pizza(en sevdiğim yemek) mı var, kokusundan peynirli mi, yoksa karışık mı anlıyorum. Daha da garip olan ise ARTIK NET GÖREMİYORUM! Her geçen gün artan göz bozukluğum nedeniyle okulda da kötü olaylara sebep oluyorum.
Örneğin bugün biyoloji dersinde tahtayı görmek için ayağa kalkıp tahtaya doğru giderken sınıfın sulugözü Lily' nin ayağına bastım. O da bir çığlık attı. Benim zaten kulaklarım (kazadan beri) hassaslaştı. Ona "Sessiz ol" diye bağırdım(keşke yapmasaydım) bu seferde çığlık çığlığa ağlamaya başladı. Bay Robert' ta bana (ona bağırdığım için) ceza verdi.
Sonra yine kalemim yere düştü. Almak için eğilmek yerine elimi uzatım anda çok garip birşey oldu; elim gerçekten uzadı!! "Yok deve!" dediğinizi duyar gibiyim ama geçekten bana inanın elim uzadı. Elime bakmak için yukarı kaldırınca elim tekrar eski boyutuna döndü.
Bugün beden dersimiz vardı. Derste koşu yarışı yapacaktık. Herkes yerlerini aldı, Bay Felix düdüğü çaldı. (İşte o anda garip olay başladı) Ben (her zamanki gibi) sonuncu olacağımı sanarken harika birşey oldu. Süper hızlı koşuyordum.(Belki ışık hızında) Çocuklar bir tur atmadan ben 5 tur atmıştım bile. Ve koşuyu (Hiç görülmemiş) bir rekorla bitirdim.
Bu durumu Andy ' ye anlattım. Güleceğini düşünüyorum. (Ama gülmedi, hatta ciddiydi.) Bana "Bunun nasıl olduğunu bana söyler misin?" diye sordu. Ona olanları anlattıktan sonra bana titrek bir sesle (heralde korkuyor) "Andrew, bence sen süper kahraman olmuş olabilirsin!" dedi. Önce bende korktum, sonra "Yok canım, daha neler" deyip güldüm. Ama Andy çok ciddiydi. (Hatta sınıfın en şamata çocuğu olduğu halde) Bir tebessüm bile etmedi. O anda bende "Yoksa... Yoksa doğrumu" gibi bir his oluştu. Korkuyordum. Bu durumu öğrenmenin bir yolu vardı; LABORATUVAR!
☆☆☆☆☆☆☆☆ ☆☆☆☆☆☆☆☆ ☆☆☆☆☆☆☆☆
Akşam eve geldiğimde evde kimse yoktu. Ben de laboratuvarın kapısı açık mı diye kontrol ettim. Tabikide kapalıydı. Sonra birden Alfred' e vurduğum gibi kapıya vurursam kapı kırılır diye düşündüm. Sertçe bir yumruk attım. Kapı kırıldı. Haklıydım. (Ben bir harikayım) Girdim. Hemen süper kahraman bölümüne gittim. Babam orayı düzenlemiş, yeni kafesler almıştı. Ben tüplerin düştüğü yere gittim. Orada bir sürü kağıt vardı. Kağıtlarda hangi tüpün ne işe yaradığı yazıyordu. Okudum. Aynen şöyle yazıyordu. "Yeşil tüp YARASA GÜCÜNÜ aktifleştirmeye, mor tüp SÜPER HIZLI KOŞUYA, SÜPER GÜCE VE SÜPER DAYANIKLILIĞA, mavi tüp ATEŞ, ELEKTRİK VE BUZ elementlerini kontrol etmeye, kırmızı tüp UZUV VE VÜCUT KONTROLÜNE..." diye gidiyordu. Ben yeşili de, maviyi de, moru da ve kırmızıyıda düşürmüştüm. ( O yüzden iyi göremiyor ama süper duyuyor ve kokluyor, beden dersinde çok hızlı koşmam, Alfred bana vurduğunda hiç acımadı ama ben vurduğumda o kadar savruldu, elimin uzaması veya kısalması ve bir elim soğuk, diğer elim ise sıcaktı.) Demekki ben süper kahramandım. Bütün kahramanların ise bir adı olur, di mi? Bende düşündüm, düşündüm ve karar verdim: AMAZİNG BOY !