"Görkemmğmğm,bin kere bağırdım 3 kez odana gelip dürttüm uyansana be evladım."
"Görkemmmğ bir daha ben dürtmem Şahide dürter.
Kalkkk."
Şahide demesiyle yerimden zıpladım ve yataktan düştüm.(Şahide annemin terliğine verdiği isimdi.)
"Kıçım! Ya anne ne oldu."
"Hadi ablanı da kaldır hemen kahvaltıya gelin yumurta soğuyunca yemiyorsunuz sonra."
Oflayarak ablamın odasına gittim.saçı başı dağılmış yatıyordu.fırsattan istifade hemen fotosunu çektim.
Sonra da dürtmeye başladım.
"Ablaaaaaaaaağağaga"
Verdi tek tepki öbür tarafa dönüp yatmak oldu.bir kaç kere daha zorladım bana mısın demedi.Artık kötü yüzümü göstermeliydim.Abla bak
Baran gelmiş dediğim anda yataktan zıpladı.
"Nerde hani?" diye fırladı yataktan.
"Hağhağhaaaa"
Baran,ablamın en zayıf yanıydı onu seviyordu ablam ama söyleyemiyordu yani platonik diyeceğim ama ne zaman desem ağzıma tükürüyor o yüzden hiç bir şey diyemedim.
"Off ne var Görkem"
"Kahvaltıya bekleniyoruz teşrif edeceğiz inşallah bugün."
"Tamam ya,banyo ilk benim."
Diye depar attı.
Olayın farkına vardığımda banyonun kapısının kilitlenme sesi geldi.bende hiç beklemekle uğraşamayacağım ve soğuk yumurta yemek istemediğim için gözlerim çapaklı halde masaya gittim.Annem telefonunda bir şeye bakarken babam da gazete okuyordu.
Annem bir anda bana döndü ve dediki:
"Biz babanla bir karar aldık.Ve seni kampa göndermeye karar verdik hatta az önce de kaydını yaptım."dediği anda öksürmeye başladım.Zeytinin çekirdeğini de yutmuştum şaşkınlıktan.
Sonra ablam geldi ve hemen bir şey olduğunu anladı çünkü önümde Nutella var ve ben yemiyorum.
"Noldu?"
"Hiçbir şey sadece kardeşini kampa göndereceğiz o kadar."
Bir hışımla yerimden kalktım.
"Neden beni kampa gönderiyorsunuz ki?"
Babam konuşmaya başlamıştı:
"Okullar kapandığından beri bir test kitabı bile açmadın.Bu yıl sınava gireceksin biz senin iyiliğin ve derslerini düzene koyman için bunu yaptık."
"Evet,test çözmedim çünkü tatildeydim."
"Yaşıtların çalışmaya başladı bitirecekler bile."
Bu sefer konuşan annemdi.
"'Söyleseydiniz çalışırdım."
"Söyledik"dedi üçü bir ağızdan
"Ama sen bizi dinlemedin.o kampa gidilecek o kadar son kayıt bugündü.dedi babam
Onları ikna edemeyeceğimi anladım ve hemen yalvarmaya başladım.
"Yalvarırım Ülkü de gelsin.Valla o da ders çalışmıyor benimle konuşuyor durmadan."
Anca beraber kanca beraber.
Annem Umut teyzeyi aramıştı bile.
"...Aynen böyle dedi Umutcum.Evet sen de kaydını yap Ülkünün bugün son gün.tamam canım iyi günler."
"Evet,artık ikiniz mutlu mesut çalışırsınız."dedi annem.
Içeriden telefonumun melodisi duyuldu odaya gittim tam da tahmin ettiğim gibi Ülkü arıyordu:
"Alo,Ülkücüm."
"Lan mal,lan salak,lan hayırsız.kendin yanarken beni niye ateşin içine çekiyorum kızım sen."diye girdi lafa.
"Aaa senin iyiliğin için sen tıp istemiyor musun?işte çalışma fırsatı ayağına geldi.'
"Kızım,sorun çalışmak değil diyeceğim de o da sorun aslında ama en büyük sorun hiç kıyafetimin olmaması benim ultra zeki kardeşim kıyafetlerimi kesmiş yeni tarz yapacağım diye şimdi sadece üstümdeki pijamalarım ve 1 tane dışarı kombinim var.nasıl gideceğim ben bu halde?"
Ona hak vermiştim Ecem yani Ülkü'nün kardeşi biraz manyaktır.
"Tamam o zaman saat 14.30 da .... avm'sinde kapının önüne gel buluşup bir şeyler bakalım."dedim.
"Anlaştık"dedi ve telefonu kapattı.
Telefonu kapattım.ben de geçen yıldakilerle yetiniyordum ama artık olmuyordu.yıkana yıkana biraz çekmişti ve renkleri solmuştu.Saate baktım,daha 2 saat vardı bu sürede netflix'ten yarım kaldığım dizilere devam ettim.her dizimden birer bölüm izlediğim için saat epey ilerlemişti.15 dakika sonra avm'nin kapısında olmalıydım.üstümü giyindim.
Beyaz spor ayakkabılarımı ve paramı alıp çıktım.
"Ben çıktım."
"Tamam"içeriden koro halinde bir ses gelmişti.
Avm yürüme mesafesindeydi ve yakındı ama ben olabildiğince acele ediyordum çünkü bu güneşin altında erimek üzereydim.Ülkü her yere erken gelirdi ve bekletildiğinde ise kızardı neyin kafası bilmiyorum ama. Karşıdan sinirden yerinde zıplayan bir Ülkü gördüm.
"Kızım nerde kaldın?piştim ya."diye çığırdı.
"Erken gelen sensin kanka,suç bende değil."dedim hemen savunmaya geçtim.
"Tamam hadi daha fazla geç kalmayalım"dedi ve içeri girdik.
~3 saat sonra~
"Ülkü bak Allah'ın adını verdim bir oturayım ne olur ya."
"Sen de hemen yoruluyorsun ayrıca yarın bu saatlerde kampta olacağız.Özleyeceksin buraları."dedi ve imalı bir bakış attı bu bakışın anlamı ağzına tükürmeden kalk şurdandı.
"İyi be"diye atağa kalktım
~ 1.30 dakika sonra~
4.30 saatlik maraton bitmişti şükürler olsun.
Eve döndüm.şimdi kim bavul hazırlayacak ya.
Yorgunluktan hemen kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapattım.
~Ertesi gün~
"Görkemğmğm,hadi çıkacaksın birazdan.
Annem o esnada bağırarak odama girdi.
"Daha uyanmadın mı?Bari bavulunu ver de kapının önüne yerleştireyim."dedi annem
Bir anda aklıma bavulumu hazırlamadığım geldi.
"Şeyy annee şey oldu dün "
"Hani bavulun? yoksa"annemin eli Şadan'a gitti.
"Valla ben getireceğim bavulumu sen git geldim hemen."dedim Şadan korkusundan.
Annem çıkar çıkmaz kapıyı kapattım.
Hemen bavulumu çektim çıkardım yatağın altından ve dün aldıklarımı koydum hemen ve aşağı indim annemin yaptığı sandviçi elime aldım herkese veda ettim.Babam beni toplanacağımız yere bırakacaktı.
Yarım saat sonra toplanma alanındaydık.babamla da vedalaştıktan sonra Ülkü'nün yanına gittim. Bavulumuzu bagaja yükledikten sonra yerimize geçtik.koltuklar dip dibeydi ve bacaklarım sığmamıştı.bu yüzden bacaklarımı iki yana açtım ve gözlerimi kapattım,10 dk sonra tam uyumuşken üstüme dökülen sıcak sıvıyla zıpladım ve bir erkek sesi bağırdı:
"S*ktir!" diye küfür savurdu.
"Kahretsin,yandımmm!Önüne baksana be!"diye sinirle bağırdım.
"Ayaklarını uzatıp yatmışsın gel de takılma."dedi
"Oğlum,bela mısın?bir çek git ya!"dedim
Ülkü beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Tamam,sakinleştim."dedim çocuğa baktığımda yerine geçmişti ve arkadaşlarıyla bir şeyler konuşuyordu.
Üstüm çay olmuştu ve bembeyaz giyinmiştim.
Ama elden bir şey gelmezdi o yüzden gözlerimi kapattım ve bir an önce yolun bitmesini diledim.
~6 saat sonra~
"Kanka,kanka kalksana be"Ülkü'nün bağrışıyla uyandım.
Otobüste bir tek biz kalmıştık.herkes aşağıdaydı ve sıraya geçmişti.
Bizde hemen aşağı indik.
Hocalar geldi.
2 tane genç kitapları taşıyordu.
3 hocada başımızdaydı.
30 öğrenci vardı.
Hocalar dediki 3 grupa ayrılacaksınız her grup onarlı olacak mavi,kırmızı ve yeşil renkleriniz olacak dedi ve renkli fular gibi bir şeyler getirdiler her renkten 10 tane vardı.abi kendimi surviver'da hissettim bir de bizi adalara ayırsalardı yok amk ya.
İlk takım yeşiller:
Açelya Alaca.
Seda Bulut.
Mina Ayseven.
Dilara Açkın.
Yeşim Beyazkan.
Berkay Asaler.
Umut Elhan.
Batuhan Altınca.
Emre Tansever.
Cenk Başalan.
Sizler Hakan beyin grubundasınız dedi Ve bir hoca öne çıktı.
Katı bir sesle"Beni takip edin"dedi ve fularları aldı.
Kırmızı takım:
Ceren Ilgat.
Elvin İyikum.
Yankı Kanhan.dedi ve üstüme çay döken çocuk öne çıktı.Ardından devam etti Hoca.
Atahan Adsense.
Görkem Ada Alyan.
Ülkü Avaran.
Oğuz Tanver.
Selim Adan.
Senem Bilengil.
Can Seden.
Sizler Sezgi Hoca'nın grubundasınız dedi.
Sezgi Hoca öne çıktı,gülümsedi ve dedi ki"beni takip edin arkadaşlar."o sırada fularları bize dağıtmaya başlamıştı.
Hoca o sırada mavi gruptakileri saymaya başlamıştı.
Bize çadırların olduğu bir kutu getirdiler.herkese dağıttılar.
~15 dakika sonra~
Adının Oğuz olduğunu hatırladığım çocuk "Aga ben bu çadır kurma işinden bi bok anlamadım." dedi.
O sırada ordan adının Ceren olduğunu öğrendiğim kız çıktı.
"Oğuzzzğğğ istersennğğ benimle yatabilirsinğğ."dedi
Mavi saçlı bir kız bizim yanımızda çadır kuruyordu bu yüzden sessizce dediği duyuldu.
"Igiz istirisin binimli Yitibilirsin."
Ülkü gülümsedi ben de kıza döndüm.Kız duyduğumuzu anladı galiba biraz utanmışa benziyordu.elini uzattı ve dediki "Ben Senem."
Bende elimi uzattım.
"Ben Görkem,bu da belanın şubesi,vukuatların anası Ülkü."
Ülkü gözlerini kısıp bana baktı.
O sırada hoca geldi ve dediki"2 haftalık bu kampta 1.hafta ders olacak 2.hafta ise takımlar arası yarışlar.kazanan takım için Ödül o zaman açıklanacak bugün izinlisiniz etrafı tanıyın ama fazla uzaklaşmayın!"dedi.Gözüm garip sesler çıkaran çocuğa kaydı.
Oğuz eline yerden aldığı bir tane uzun dalla kendi kendine yıldızlar arası savaş yapıyordu.
Bunu gören Senem hızla Oğuzun yanına gitti ve yerdeki dallardan birini alarak ona katıldı.
~birkaç saat sonra~
Güneş yeni batmıştı.
Herkes çadırlarını kurmuştu.
Genelde Oğuz ve birkaç kız hariç kimse çadır kurmakta sorun yaşamamıştı.
Oğuz ile Senem günü konuşarak gülerek ve biraz da çalışarak geçirmişti.Biz yorgunluktan geberiyorduk açıkçası o ikilinin enerjisine hayran kaldım.Senem yanımıza geldi.Oğuz'u gösterdi ve dedi ki
"Kızlar Oğuz ile tanışın."
Bu sefer Ülkü benden önce davrandı ve dedi ki"Ben Ülkü bu da Liseler Arası Salaklar Komitesi Başkanı Görkem.
Kaşlarımı çatmıştım ama bir anda gülmeye başladım.
Sonra üstümü hala değiştirmediğim aklıma gelmişti .Sonra aklıma o çocuk geldi aynı takımdaydık yani çadırlarımız birbirine yakındı gözlerimle Yankı denilen çocuğu aradım.soyunma kabinlerinden birine girecekken onu gördüm.
Karşıda Ceren ve Elvinle konuşuyordu.Gülümsedim. Ondan intikamımı çok kötü alacağım.sinsice sırıttım ve ne yapacağımı düşünmeye başladım .Bu sırıtışımı gören goygoyların efendisi Oğuz hızla yanıma geldi ve dediki "Ben bu gülüşleri bilirim aga.Kimin anasını ağlatcaz?"Elalemin okuyucuları iyi bayramlar.Favori karakteriniz kim yorumlarda belirtirseniz süper olur hikayeyi olabildiğince hatasız yazmaya çalışıyorum.Umarım beğenirsiniz.fikirlerinizi yorum kısmına bekliyorum sizce Yankı'ya ne yapacaklar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elalemin Oğlu
Teen FictionBiri bana söylesin"kim bu elalem de her bokumuza karışıyor bilip bilmeden her şeyi konuşuyor duyup duymadan."