"Dur bir dakika, önce bir yerde oturalım sende sakinleş öyle konuşalım." diyerek ikimizi de çekiştirmeye başladı Defne. Ben hala Melek'in söylediği şeyin şaşkınlığını yaşıyordum. Okullar açılalı çok olmadı ama ilk gördüğüm günden beri araları çok iyiydi. Ne oldu da böyle bir düşünceye kapıldı. Ne kadar merak etsem de bir şey sormadım. Kafeye gidene kadar kimsede konuşmadı zaten. Masaya oturunca siparişlerimizi verip Melek'e odaklandık.
"Hadi Melek, daha ne kadar bekleyeceğiz. Anlat artık bizde anlayalım." Diyerek Melek'in elini tuttu Defne. Melek önce ikimize baktı daha sonra derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
"Dediğim gibi Kerem'in beni aldattığını düşünüyorum."
"İşte seni bu düşünceye ne itti onu söyle, belki yanlış anlamışsındır." diyerek olayı anlamaya çalıştım.
"Hayır, bak Kerem benim iki yıllık sevgilim onu tanıyorum. Zaten uzun zamandır onda bazı şeylerin değiştiğini hissediyordum ve bu son zamanlarda ki davranışları çok farklı. Mesela telefonunu yanından ayırmamaya başladı önceden telefonunu sürekli kaybeden biriydi o. Sanki yanımda bıraksa açıp karıştıracakmışım gibi davranıyor. Asla böyle bir şey yapmayacağımı bildiği halde hem de. Dün gece çocuklarla birlikte olduğunu söylemişti Ali'ye sorduğumda dün gece Kerem'i hiç görmediklerini hatta onlara da benimle birlikte olacağını söylemiş. Bundan sonra ne düşünmem gerekiyor." Melek'in söylediklerinden sonra masayı derin bir sessizlik kapladı.
Defne ile birbirimize baktık Melek'in bunu düşünmekte haklı oluğunu ikimizde biliyorduk. Garson siparişlerimizi getirdikten sonra artık birimizin konuşması gerekiyordu. Sessizlik Melek'i daha derin düşüncelere itiyordu.
"Tamam, bunları düşünmekte haklısın ama ya başka bir şeyse. Ailesi ile ilgili bir şey olabilir bunu arkadaşlarına yansıtmak istememiş olabilir."
"Hayır, Kerem ve ben birbirimizden bir şey saklamayız ne olursa olsun, ailesi ile ilgili bir şey olsaydı ilk bana gelirdi benden kaçmazdı." Bu dediklerinden sonra diyecek hiçbir şeyim kalmamıştı. Pozitif olmaya çalışmıştım ama bende bu fikre yaklaşmaya başlamıştım. Defne oflayıp konuşmaya başladı.
"O zaman şimdilik bekle tamam mı? Daha dikkatli ol. Hemen bir karar verme ya da direkt onunla konuş. Aranızda sır yoksa bunu da rahatça konuşabilirsiniz. Birde..." dedikten sonra dudağını dişleyerek çekinerek ona baktı. Melek Defne'nin elini tutarak beklenti ile baktı.
"Elinde somut bir şey yok sadece şüphe, eğer ona söylersen kırılabilir ona güvenmediğini düşünür. Bu ihtimali düşünüp hareket etmelisin." Melek üzüntüyle omuzlarını düşürdü.
"Haklısın, sanırım bir süreliğine gözlesem iyi olur... Kızlar benim biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var, yarın görüşürüz." Diyerek bizim bir şey dememize izin vermeden bir çırpıda eşyalarını toplayıp gitti. Defne ile arkasından şaşkınca baktık.
"Zor zamanlar geçiriyor. Bu olanlara çok şaşırdım, yani demek istediğim okullar açıldığından beri onlar çok iyiydiler daha doğrusu dışarıdan öyle görünüyordu. Melek Kerem hakkında konuştuğunda çok farklı biri oluyor. Onun bunu kabullenip bize söylemesi oldukça zor olmuş olmalı." Dediğimde Defne kafasını yavaşça salladı. En yakın arkadaşının başına bunların gelmiş olması onu da etkilemişti belli ki. Birden ayaklanınca ne yapacağını izledim.
"Gökçe bende onunla gitmeliyim yalnız kalması iyi olmaz, seni tek bırakıyorum diye kızmazsın değil mi?" diyerek eşyalarını toplayınca gülümseyerek kafamı iki yana salladım.
"Git, git tabi sana ihtiyacı vardır. Ben burayı hallederim, sen acele et kaçırma onu." Kafasını sallayıp hızla kafeden çıktı. Önümdeki içeceğimden birkaç yudum aldıktan sonra bende ayaklandım. Hesabı ödedikten sonra sallana sallana eve yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROTA
Teen FictionKüçüklüğünden beri öz babanın tacizine maruz kalıp bunu kimseye anlatamamak nedir bilir misin? Canını uğrunda feda edebileceğin annenin, bu sapığın gerçek yüzünü göremeyip hala ona derin bir aşkla bağlı olması peki? Yardım çığlığımı bu sefer duyabil...