Herkese merhaba! Kitap şimdi başlıyor! Bu bölümde Derin'in hayatını okuyacaksınız! İyi okumalar! (Arkadaşlar lütfen hikayeyi oylayın.)
Merhaba,ben Derin.
Adımı sevmiyorum çünkü hayatımda aldığım o kadar derin yaralar var ki... Hayatımı bir deniz olarak varsayarsak o karmakarışık denizin içinde bir derinliklerdeyim. Kendimi bulamıyorum. Ama yaşadığım her şeye rağmen güçlüyüm. Güçlü olmaya çalışıyorum.
Önce hayatımdan bahsedeyim. Ben 6 yaşındayken, annem ile babam beni zengin bir aileye vermişler. Nedeni ise büyüdüğüm için ihtiyaçlarımın artacağını,bu ihtiyaçları karşılayacak paralarının olmadığını ve benim sefil bir hayatı haketmediğimi düşünmüşler. Keşke sefil bir hayat sürseydim de bunlar başıma gelmeseydi.. Bana bunları yaşattıkları için onlardan nefret ediyorum. Hangi insan evladını sırf bu yüzden zengin,umursamaz,pavyonu işleten bir ailenin eline verir ki? Ama tabi ki ben 6 yaşında olduğum için bunu anlamamışım. Kendimi bildim bileli onların kızı gibi bilmiş,öyle hareket etmiştim. Başta her şey güzeldi. Küçük bir çocuğun sahip olabileceği her şey.. Oyuncaklar,kıyafetler,mükemmel bir oda ,türlü türlü takılar,ayakkabılar..
Ama tüm bunları saniyede sildirebilecek bir şeye sahip değildim; Sevgi. Aile, Anne, Baba sevgisi. Ben sevgisiz büyüdüm. Eğer annem ile babam beni o lanet ailenin eline vermeseydi tüm bunlar yaşanmayacaktı. Şu an bir devlet okulunda hayatını derslerine adamış sıradan bir kız olacaktım. Kesinlikle sıradan bir kız olmayı şuanki durumuma tercih ederim.
Evet, şu an yeni bir şehre gelmiş,nereye gideceğini bilmeyen kimsesiz bir kızım. Her neyse, daha sonra büyüdükçe o iki acımasız beni kullanmaya başladılar. Okuldan aldılar. Sesimin de çok güzel olduğunu anlayınca beni pavyonlarında şarkı söyletmeye başladılar. 14 yaşındaki bir kızın seksi kıyafetlerle 40-50 yaşlarındaki adamların önünde şarkı söylemesi.. ahh bu iğrençti. Ben her seferinde dayandım,kaçmadım çünkü bana babamın söylediği o sözler geliyordu aklıma..
"Kızım sakın onlardan kaçma. Onların istediklerini yap. Yoksa sefil olursun. Hayatın mahvolur. Onlar senin annen ve baban. Bunları aklından çıkarma. Söz ver bana?"
O an dudaklarımdan şu sözcük döküldü. "Söz." Lanet olsun keşke böyle söylemeseydim. Ben her zaman sözlerini tutan dürüst bir kızdım. Bu yüzden babama verdiğim sözü tutmak zorunda kalmıştım. Ta ki bir güne kadar...
O gün yine pavyona şarkı söylemeye gitmiştim.Çıkışta babam sandığım adamın beni almasını bekledim ama gelmedi. Saat gece 4... Napardım ben bu ıssız sokaklarda?Bir taksi durağı bulmak için hareketlendiğimde güçlü bir el kolumu yakaladı. Bedenimi duvara çarptırıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Bir adamdı. Şarkı söylediğim pavyonda beni izleyen adamlardan..Kim bilir beni izlerken neler düşünmüştü?Hangi kötülükler geçmişti aklından?
Nefesini yüzüme üfledi. Kusmamak için kendimi zor tutuyordum. Leş gibi içki kokuyordu. Bu kokudan nefret ediyordum. Ama alışmıştım. Fakat şu an bu iğrenç adamın bana yapabileceği şeyler aklıma gelince...
Ağlamak istiyordum. Ağlayamıyordum. Adam dudaklarını boynuma sürtünce inledim. Beni kurtarın diye çığlık atmak istiyordum. Ama boğazım düğümlenmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Eğer aklımdan geçen düşüncüler olursa intihar ederdim heralde. Yaşamak için bir sebebim yoktu. Adam, dudaklarını boynumdan çekip dudaklarıma yaklaşırdı ve "Kokun çok güzel."diye fısıldadı. Ölmek istiyordum.
Titreyen bacaklarıma rağmen bedenimi dikleştirdim ve kollarımla adamı ittirmeye çalıştım. Güçlüydü,beni tutup duvardan çekti,kendine yaklaştırdı ve şunları söyledi. "Rahat dur. Daha eğlence yeni başlıyor bebeği-" gözlerimi kapattım.
Bir anda üstümden adamın çekilmesiyle,eş zamanlı olarak bir yumruk sesiyle şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Ne olduğuna bakmadan titreyen bacaklarıma rağmen koşmaya başladım. Arkama baktığımda benim yaşlarımda bir çocuğun adamı yumrukladığını gördüm. Beni kurtarmıştı. O lanet pis sapığın bana yapacaklarından beni korumuştu. Bana gitmem için yalvaran iç sesime rağmen oraya gitmedim. Belkide gidip çocuğa teşekkür etmeliydim. Ama arkamı dönüp yürümeye başladım.
Birkaç adım atmıştım ki bedenim güçlü bir elle döndürülerek bir bedene yaslandı.
Karşımda beni o adamdan kurtaran çocuk vardı. Aramızda mesafeler kalmıştı. Burnumu güzel,tarif edilemeyecek kadar güzel bir koku doldurdu. Şu an kurtarıcım gözlerimin içine bakıyordu. Tanrım, ne kadar da yakışıklıydı..Siyah saçları dağılmıştı.Dudakları kurumuş,hafif şaşkın bir biçimde bana bakıyordu.
Kendime gelip onu ittirmeye çalıştım. Anlamış olacak ki beni bırakıp üzerimdeki kıyafetleri süzdü. Aman Tanrım,şuan üstümde bir büstiyer kısa bir ceket ve şort vardı. Dünyanın en aptal insanıyım. Kaşlarını kaldırarak "Sanırım gecenin bu saatinde bu kıyafetlerle dışarı çıkmak pek uygun değil." dedi kulaklarımın içini dolduran o güzel sesiyle... Haklısın yakışıklı çocuk ama yaşadıklarımı bir bilsen..
Bakışlarımı ondan kaçırıp "Iıı,şey ben pavyonda şarkı söylemiştim. Babamı beklerken böyle oldu.. ahh her neyse." dedim. Gözlerimin en derinliklerine bakıyordu,bu yüzden kelimeler ağzıma dolanmıştı.
"Gideceğin yere seni bırakayım." dedi yine o güzel yumuşak sesiyle. Bu çocuk nasıl bir şeydi böyle? "Gerek yok kendim giderim." dedim. "Az önce olanları çok çabuk unuttun sanırım." dedi. Sesinde iğneleyici bir ton vardı. Az önce olanlar aklıma gelince utançla kafamı eğdim.
"O zaman bana bir taksi bulabilirsin. Daha güvenli." dedim aynı tonda. Dudaklarının yukarı kıvrılmasıyla erimem bir olmuştu. Hayranlıkla onu seyrederken "Beni izlemeyi bırakacak mısın? Az ilerde taksi durağı var. Yürü hadi." demesiyle irkildim. Yürümeye başladık. Üstümde ince bir ceket olduğu için üşümeye başlamıştım. Çocuk bunu farkedince hırkasını çıkarıp bana verdi. Allahım, allahım ölüyorum! Şu an neden bu çocuğa sarılıp uyumak istiyordum?
Taksi durağına geldiğimizde hırkasını çıkarıp ona verdim. Ama almadı. "Sende kalsın,ben üşümüyorum." dedi. Bunu o kadar tarif edilemeyecek bir tonda söylemişti ki..Bir şey diyemedim."Teşekkür ederim. Beni kurtardığın için. Yoksa şuan..." dudağımı ısırdım.
Çocuk beni kendine çekip dudaklarımı öptü. "Etmene gerek yok. Dikkatli ol." diye fısıldadı.
Şuan kahramanımla öpüşmüş müydüm ben?
Taksiye bindim. Hala etkisinden kurtulamamıştım. Tanımadığım, beni bir sapıktan kurtaran yakışıklı bir çocukla öpüşmüştüm ve hırkası bendeydi. Evet,çocuktan etkilenmiştim.Ama beni tanımadan öpmesi..Garipti. Zaten o an yaşadığım şaşkınlıktan hiçbir şey anlamamıştım. Neyseki o adamın bana yapacaklarından kat kat iyiydi.
Eve geldiğimizde taksiden indim. Parayı uzattım ama taksici almadı. Nedenini sormadım çünkü çok yorgundum. Uyumak istiyordum. Ama eve girince içeride o kadının ağladığını gördüm. Sonrasını hatırlamıyorum. Sabah kalktığımda yatağımdaydım.Kalkıp eve göz attım. Evde kimse yoktu. Gerçekten yorulmuştum. Babamın sözünü tutmadım. Eşyalarımı topladım. Evden ayrıldım.
Ve işte şuan ıssız İstanbul sokaklarında yürüyorum. Yanımda pavyondan kazandığım bir miktar para var. Bir süre yetebilir. Sonra yurtlara başvuracağım. Ordanda bir devlet okuluna başlarım. Yaşadıklarım gerçekten çok fazla kötü ve 16 yaşındaki bir kızın kaldıramayacağı bir şekilde.
Ama nedense iç sesim 'Asıl hayatın yeni başlıyor Derin. Her şeye hazırlıklı ol.' diyor. Umarım tahmin ettiğin gibi değildir iç ses.
İlk bölümü umarım beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz oylayın lütfen. 2. bölüm yarın gelecek. Birkaç bölüm birden yayınlayabilirim. Teşekkürler! :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Sırlar
RomanceHayatında yaşadığı olaylardan sonra kendine yeni bir sayfa açmak isteyen inatçı,masum bir kız ile kötü,yakışıklı,sırlarla dolu bir çocuğun aşk dolu,esrarengiz hikayesi! Eğer sende bu iki gencin yaşadıklarına tanık olmak istiyorsan kitabı kütüphanen...