Selaam! Yeni bölüm geç geldi farkındayım ve çok üzgünüm. Ama bundan sonra 2 günde bir yeni bölüm yayınlamaya çalışacağım. İyi okumalar!
Onu gördüğümden beri hala kendime gelememiştim. İnanamıyordum. Nasıl olurdu da kaç gündür aklımdan çıkmayan,geceleri onu düşünerek uyuduğum kahramanım olarak nitelendirdiğim bu çocukla, bu okulda karşılaşmıştım? Kesinlikle şans benimle olmuştu ve elime geçen bu fırsatı değerlendirip onunla mutlaka konuşmalıydım.
Beni ilk gördüğünde bir süre hafif şaşkınlıkla bana bakmıştı.Beni tanımıştı.Buna emindim.Belki de bir sapığın elinden kurtardığı kızın bu okulda okuyacak olmasına anlam verememişti. Haklıydı da. Aslında yaşanan her şey çok anlamsız ve karmakarışıktı.
Hayatım, bütün şehri mahvetmiş,yıkmış,geçtiği her yerin izlerini üzerine kazımış,acı ve sevinç dolu esrarengiz her hatırayı kendiyle birlikte yok etmiş bir hortum gibiydi. Ben ise yalnızca bu hortumun içinde savruluyordum. Hortum beni kendiyle sürüklüyordu ve geçtiğimiz her yer, yaşanmış ve yaşanacak her olay iliklerime kadar işliyordu. İyi,kötü her türlü.
Öğretmenin bana seslendiğini fark edince bakışlarımı ondan ayırıp öğretmene çevirdim. "Merhaba,ben Derin. Yeni öğrenci." dedim kısaca. Öğretmen gülümsemesini bozmadan "Merhaba Derin.Öncelikle hoş geldin. Ben biyoloji öğretmeni Tarık." dedi ve sınıfta gözlerini gezdirip ekledi "Boş olan bir sıraya geçip oturabilirsin.Ayrıca yanı boş olan arkadaşların da var."deyince gülümsedim.
Elimle onun sırasını işaret ederek "Ben buraya oturmak istiyorum sanırım."dedim ve sıraya doğru yürüdüm. Şuan elindeki deftere bir şeyler yazmakla meşguldü. Sessizce boğazımı temizleyip hızlı bir şekilde saçlarımı düzelttim ve:
"Oturabilir miyim?" dedim çıkarabildiğim en tatlı sesimle.
Kafasını defterden kaldırıp bana baktı. Sorumu duymuş olmalıydı. Ama cevap vermek yerine sadece gözlerimin içine baktı. Kabul etmeyeceğini düşünüp tam arkamı dönüyordum ki duymayı sevdiğim tatlı sesiyle:
"Şimdilik. Normalde dolu." dedi.
Ukala,yanına oturmaya meraklı değilim zaten. Doluymuş! Hah! Her ne kadar sinir olsam da yanında kimin oturduğunu merak etmeden duramıyordum. Belki sevgilisidir, diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Sevgilisi olabileceği neden içimdeki kıskançlık tohumlarını filizlendirmişti?
Düşündüklerimi belli etmeyip gülümseyerek yanına oturdum.Oturmamla birlikte burnumu yine o koku doldurmuştu.O rahatlatan,iyi hissettiren koku. Sanki soğuk,yağmurlu havada yorganın altına girersiniz ve elinize sıcak çikolatanızı alıp kitap okursunuz ya işte öyle hissettiriyordu. Evet. Kokusu sıcak çikolata gibiydi. Mükemmel.
Onu ilk defa yakından inceleme fırsatı bulmuştum. Hala defterine bir şeyler yazıyordu. Ne yazdığını çok merak etsem de yazdıklarını görmek için daha fazla eğilmem gerekiyordu ve bu da onun beni fark etmesine neden olurdu. Bu yüzden incelemeye devam ettim. Üzerinde lacivert bir tişört vardı. Tişörtünün darlığı kol kaslarının ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Bileğinin hemen üstünde bir dövmesi vardı. Dövmesi de kendisi gibi tuhaftı. Saçları dağılmıştı ve şuan çok tatlı görünüyordu.
Aslına bakılırsa onun da bu okulda okumasına fazlasıyla şaşırmıştım. Onu ilk gördüğümde serseri,sürekli kavgalara karışan,umursamaz bir tip olarak nitelendirmiştim. Fakat şuan onun bu okulda okuması ile düşüncelerim fazlasıyla çelişiyordu. Her ne kadar o gün aklıma serseri bir tip olarak kazınmış sonrada bu okulda karşıma çıkmış olsa da gözlerinden burda olmak istemediği çok belliydi. Gözleri de kendisi gibi esrarengizdi. Çözülmesi gereken bir problem gibiydi ve ben bu problemi çözecektim. Matematikte ne kadar berbat olsam da?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Sırlar
RomanceHayatında yaşadığı olaylardan sonra kendine yeni bir sayfa açmak isteyen inatçı,masum bir kız ile kötü,yakışıklı,sırlarla dolu bir çocuğun aşk dolu,esrarengiz hikayesi! Eğer sende bu iki gencin yaşadıklarına tanık olmak istiyorsan kitabı kütüphanen...