2.BÖLÜM

103 7 0
                                    

Herkese tekrar merhabaaa! Multimedia'da  Madison Beer (Derin) var. 

İyi okumalar!Oylamayı unutmayın lütfen. ;)

Şu an bir pansiyondayım. 2-3 gün burada kalacağım,daha sonra ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yok. Ama ayaklarımın üzerinde duracaktım. Ne olursa olsun.

Çok yorgundum. Ilık suyla duş aldıktan sonra küçük valizimi dolaba koydum. Yumuşak yatağa uzandım.

Aklıma beni pavyon çıkışı bana zarar vermek isteyen adamdan kurtaran o yakışıklı çocuk geldi. Gerçekten fazla yakışıklıydı. Onun gözlerine baktığında içinde saplanıp kalıyordum. Gözlerinde boğulmak istiyordum.Ama gözlerinde bir şey daha görmüştüm. Keder. Acaba onun sorunu neydi? Çok merak ediyordum. Onun hayatıda benim gibi boktan olabilir miydi? Yoksa o da kötü olaylar yaşamış,benim gibi kimsesiz kalmış biri miydi?

'Daha adını bile sormadın Derin. Dünyanın en aptal kızısın.' Sen sus iç ses. Ben en aptal kızsam sende en aptal iç sessin! 

İç sesimle kavgamı bitirdikten sonra düşünmeye devam ettim. o çocuğu bulacaktım. Ne olursa olsun onu bulacaktım. Onunla ilgili öğrenmek istediğim çok şey vardı. Hem biz öpüşmüştük?. Aman Allahım noluyor bana ya? Neden hep onu düşünüyorum ki? Yoksa? HAYIR!

Düşüncelerimden sıyrılıp pencereden dışarı baktım. Yağmur başlamıştı. Ahh,hayır ben asla yağmurlu gecelerde tek başıma uyuyamam. Sarılacak bir şeyim olması gerekir. Keşke Tontiş'i alsaydım. Tontiş benim 6 yıldır beraber uyuduğum ayıcığım.Hmmm,keşke o çocuk olsaydı,ona sarılarak uyusaydım. Kokusu bile insanı sarhoş edebilirdi.Çok rahatlatıcıydı. Amaaa,yine o çocuk geldi aklıma?!? İşlerimi hallettikten sonra onu bulmalıydım. Bulmam gerekiyordu. Tabii, bu kocaman şehirde nereden ve nasıl bulacaksam?

Bir süre sonra ağır bir uyku bastırmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp yorganın altına girdim ve uykunun ruhumu ele geçirmesine izin verdim..

Sabah çalan alarmımın sesiyle uyandım. Bugün yurtları gezip,konuşacaktım. Umarım boş yer bulurum.Bir kerede şans yanımda olsun. Lütfen.

Kot taytımı geçirdikten sonra üzerime kot gömleğimi giyip,saçlarımı salık bıraktım. Bir miktar para alıp telefonumu cebime sıkıştırdıktan sonra pansiyondan çıktım. Acıkmıştım.Biraz başım ağrıyordu. Ama şuan bunu düşünecek vaktim yoktu. Önce bir yurt bulmalıydım,sonra keyifle bir şeyler yiyebilirdim..

Birilerine sora sora nerdeyse bütün yurtları gezmiştim. Tanrım! Hepsi dolu olmak zorundamıydı ki sanki? Dünyanın en şanssız kızıyım. En aptal ve şanssız...Ama pes etmeyeceğim. Burada yeni bir sayfa açacağım kendime. İstanbul'a gelmemin sebebi de buydu zaten. Hayatımda hep kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışmıştım. Ama asıl, şuan güçlü olmam gerekiyordu. Planlarımı gerçekleştirecektim. Hayatımın geri kalanını aksiyonlu , acılarla dolu olarak geçirmek istemiyordum. Buna izin vermeyecektim. Bugüne kadar hep ağlayan ben olmuştum,bundan sonra gülen ben olacaktım. Kimsenin beni üzmesine izin vermeyecektim. 

Düşüncelerimi bir kenarda bırakıp telefonumu çıkardım. Tam saate bakıyordum ki... en son gördüğüm karşıdan gelen bir jipti. Gerisini hatırlamıyorum..

Derin SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin