4.BÖLÜM

87 10 2
                                    

Sabah uyandığımda ilk işim saate bakmak olmuştu. Çünkü bugün okula başlayacaktım. Okulu,yeni tanışacağım arkadaşlarımı çok merak ediyordum. Ayrıca artık derslerime de başlamam gerekiyordu. O kadar çok eksiğim vardı ki..Sonuçta lise 2. sınıftayken,2. dönemin başında okulu bırakmak zorunda kalmıştım. 1 dönemlik eksiğim vardı ve şimdi ise direk lise 3'e başlayacaktım. Eksikliklerimi nasıl tamamlayacağımı bile bilmiyordum.

Umarım çabuk uyum sağlayabilirim. Aslında hayatım boyunca hep uyumlu biri olmuştum. Eğer uyumlu biri olmasaydım şuan burada olmazdım. Daha doğrusu o pavyonda bana zorla şarkı söyletmelerine katlanmaz, çekip giderdim. Ama çekip gitseydim hayatım böyle olmazdı. Aslında her şeyin bir sırası vardı. Ve ben,sabırlı olup,sıramı beklediğim için buradaydım.

Daha fazla geç kalmak istemediğim için yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Bugünü hayatımda yaptığım yeni bir başlangıç olarak kaydetmek üzere not alıp,kahvaltı için aşağı indim. Babama "Günaydın" deyip, baba? BABA?

Pekala,onun evinde kaldığım, beni kaybettiği kızı olarak gördüğü için ve bana baba sevgisi gösterdiği için böyle söylemiş olabilirdim.Evet, beni kaybettiği kızı olarak görüyordu. Bende buna bir şey demiyordum. Diyemezdim. Çünkü bende baba sevgisine muhtaç bir kızdım. Belki de onu babam olarak görebilirdim? Bu konuyu sonra düşünmek üzere rafa kaldırıp "Günaydın kızım" diyen adama gülümsedim.

Kahvaltı ettik. Kaç yıldır ilk defa bu kadar güzel bir kahvaltı yapmıştım. Aslında güzel olan şey yediklerim değildi. Karşımdaki adamın gülümseyerek benle sohbet etmesiydi,bana ilgi göstermesiydi.

Kahvaltımı yaptıktan sonra yukarı çıktım.Dolabı açarak ne giyeceğimi düşünmeye başladım.Bildiğim kadarıyla okulun forması yoktu.Ama okula giderken de gösterişli kıyafetler giyecek değildim.En sonunda kot pantolon ve salaş bir tişörtte karar kıldım.Saçlarımın uçlarını maşa ile kıvırdım. Telefonumu cebime koydum. Merdivenlerden aşağı inerken "Ben okula gidiyorum. Görüşürüz." diye bağırdım. Sanki kendi evimdeymiş gibi davranıyordum. O böyle istiyordu. Aslında böyle davranmak beni de güvende hissettiriyor,rahatlatıyordu. "Görüşürüz canım,iyi dersler" deyip yanıma geldi. Elindeki parayı uzatıp "Harçlığın" dedi. Evet, param yoktu. Bu yüzden elindeki parayı alarak teşekkür ettim.

"İyi dersler."demesine gülümseyip ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Bugün beni okula şoför götürecekti. Arabaya bindim. Telefonumu sessize alıp,düşünmeye başladım.

Artık hayatım tamamen değişmişti.Hayatıma yeni bir başlangıç yapmıştım.Evet,geçmişimi unutamazdım. Ama içime atabilirdim.Bu zamana kadar yaşadığım olayların,çektiğim zorlukların hepsini bir kenara bırakıp geleceğime bakmalıydım. Geçmişimden kimseye bahsetmeyecektim. Her zaman derin bir sır olarak kalacaktı,kalmalıydı.

Düşüncelerimden sıyrılıp pencereden dışarı baktım.Okula gelmiştik.Arabadan indim.Okul bahçesinden içeri girer girmez bütün gözlerin üstümde toplandığını hissettim. Bu durumdan nefret ediyorum. Ne diye bakıyorsunuz , tren geçiyor sanki?

Etrafımdakileri umursamadan bina kapısından içeri girdim. Okul gayet güzel ve gösterişliydi. "Müdür" yazan kapıyı tıklatıp "gir"demesine kalmadan içeri girdim.

Müdür gülümseyerek koltuğu işaret etti. Bende gülümseyerek koltuğa oturduktan sonra konuşmaya başladım.

"Merhaba ben Derin. Okula yeni geldim."

Müdür "Elindeki kağıtları inceleyip gülümsemesini derinleştirerek "Merhaba Derin. Okulumuza hoşgeldin. Selim Bey sizden bahsetmişti. Umarım okulumuzu seversin. Sınıfını sana nöbetçi öğrenci gösterecek." dedi.

Selim Bey? Adını sormadığım ve babam olarak nitelendirdiğim adamın adı Selim'miş demek! Gülümseyip "Teşekkür ederim." dedim. Kapıyı açıp dışarı çıktım.Koridorda kimse yoktu. Sanırım ders saatiydi bu da geç kalmışım demek oluyordu.

Birkaç dakika sonra bir kız gülümseyerek yanıma geldi ve elini uzatıp "Merhaba Derin. Ben Melis. Tanıştığıma memnun oldum. Seni sınıfına götüreyim." Pardon? Adımı nerden biliyor ki bu kız?

"Merhaba Melis.Bende seninle tanıştığıma memnun oldum. Bu arada adımı nerden biliyorsun? Bu okula yeni geldim sonuçta."dedim sorarcasına. Gülümseyerek "Okulumuzu yaptıran ünlü iş adamının kızı okulumuza gelmiş. Bilmemek ayıp olur değil mi?"dedi. Okulun kurucusu? Ünlü iş adamı? Okulun kurucusunun kızı? BEN?

Gerçekten inanamıyordum.Ünlü iş adamı Selim Aktaş'ın kızı Derin Aktaş.

***

Kafamı sallayıp Melis'i takip etmeye başladığımdan beri hala ne olduğunu anlayamamıştım. Yani evinde kaldığım babam olarak nitelendirdiğim adam bu okulun kurucusu muydu? Sevinmeli miydim? Üzülmeli mi? Herkesin bana düşman olacağını ve belanın peşimi bırakmayacağını duyar gibiydim. Ayrıca bana neden yalan söylemişti? Eğer doğruyu söyleseydi bir şey demezdim. Ama şimdi,tabi ki tepki gösterecektim.

Melis'in "Geldik" sesini duyunca yüzüne bakıp "Tamam Melis. Teşekkür ederim. Gerisini ben hallederim." dedim. Melis gülümsedi ve "Pekala Derin.Görüşürüz."dedi. Kapıyı tıktıklatıp içeriye girdim. Öğretmen kendi sözünü yarıda kesip koca bir gülümsemeyle bana baktı.Bende gözlerimi sınıfta gezdirdim.

Ama gözlerim bir noktaya takıldı.Şuan,pavyon çıkışında beni o sapık adamdan kurtaran ve o günden beri aklımdan çıkmayan o çocuk kaşlarını havaya kaldırmış hafif şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ağzım şaşkınlıkla açılırken,bir yandan da sevinç dansımı yapmamak için kendimi zor tutuyordum!

Neye sevinmeliydim? O çocuğu bulabildiğime mi? Yoksa şansın ilk defa benden yana olduğuna mı?

Evet,asıl hikaye şimdi başlıyor! :D Yeni bölümü yarın yayınlamaya çalışacağım. Oylamayı unutmayın lütfen.

Derin SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin