Saçmasapan düşüncelerimden kurtulmaya çalışırken ışıkların kapanmasıyla korku içinde çığlık attım. Evet gerçekten avazım çıktığı kadar bağırmıştım. Daha fazla dikkat çekmemek icin elimle ağzımi kapattım. Galiba son merdivendeydim. Ayaklarımla merdiveni bulduktan sonra son basamağıda indim nihayet. O kadar insan hiç mi korkmamıştı gerçekten? Kimseden ses cıkmıyordu. Kendimi garip hissetmistim. Ben mi fazla tepki verdim yoksa digerleri fazla mı sakindi? Gercekten kimse korkmamışmıydı? Belki herkez birbirine sarılmıştı. Karanlıkta kimseyi göremiyordum ki. Benim sarılacağım kimse yoktu lanet olsun. Acaba kusursuz yakışıklılıktaki çocuğa kim sarılmıştı? Mert? Ya Mert'e sarılan kimdi? Açın şu lanet olası ışıkları. Hiçbisey göremiyorum.
Evet ben karanlıktan korkuyorum. Birazcık fazla tepki vermiş olabilirim ama fobim vardı ne yapabilirim? Olduğum yerden hiç kıpırdamıyordum. İçimden bildiğim -aklıma gelen- tüm duaları okudum. Bu arada merdivenin tutma yerlerine yapışmıştım resmen.
Mutfaktan gelen sesleri biraz da olsa duyabiliyordum ama pek anlamıyordum. Bir yerden ışık gelmeye başladığında önce 'Acaba gerçekten ölüyor muyum?"diye düşünmekten kendimi alamadım. Filmlerde hep öyle olurdu adam yada kadın öleceği anda beyaz bi ışık görür ona doğru gider felan. Saçmalamayı kesip hafifce gülümsedim. Düşüncelerim komikti evet. Herneyse o ışıkta neyin nesiydi öyle? Bu sorunun cevabını bulma umuduyla yaklaşan ışığa baktım ve şaskınlıktan dilimi yutacaktım. Neden mi?
Çünkü buradaki insancıkların hepsi belli ki bunun için gelmişti buraya. Benim için. Benim için gelmeleri iyiydi tamam ama şu iğrenç "Doğum günü pastası" herşeyi berbat etmişti. Biliyorum bugün benim doğum günümdü ama partilerden ve şu berbat pastadan-ne kadar lezzetli görünsede- nefret ediyordum. Bu olay canımı sıkmıştı. Bunu annem de biliyordu. Neden böyle bisey yaptığını anlayamamıştım. Işıklar açıldığında yüzüme şaşkın-sıkılmış arası bir ifade yerleştirdim. Tabiki şaşkınlık ağır basıyordu. Bu ifade nasıl oluyor? diye sormayın bende bilmiyorum. Herkez alkışla ritim tutarak aptal doğun günü şarkısını söylerken bende ellerimi göğsümde bağlamış alayla onları izleyerek şarkının bitmesini bekledim. Bu sırada "müthiş" kakaolu pastanın etrafında olanları tek tek inceleme fırsatı bulmuştum. Dürüst olmak gerekirse sadece Mert ve o buraya kimin çağırdığını bilmediğim kusursuz çocuğu daha çok incelemiştim. Pastayı tutanda Ece'ydi. Bu da gözümden kaçmamıştı. Sevmedigim dogum gününün sevmediğim şarkısıda bitince herkez merakla mumları üflememi bekliyodu. Bunu yapmak zorunda mıydım? Mumlar neden üflenirki? Yada neden doğum günü kutlanır? Kutlama yapınca elimize ne geçecek acaba çok merak ediyorum. Herneyse.. Herkezın beklentisini karşılamaya geçmeden önce zorlada olsa yüzüme bir gülümseme yerleştirmenin iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Mumları üflemek için derin bir nefen aldıktan sonra bir ses tüm hevesimi kaçırdı.
"Dilek tutmayacakmısın?"
Bu bir erkek sesiydi. Sesin geldiği yöne baktığımda her ne kadar sinirli olsamda kusursuz çocuğu gördüğümde tüm sinirim yok olmustu. Gerçekten o mu söylemisti bunu? Bugün şaşkınlık günümdü galiba. Onun böyle bişey diyeceğini hatta benimle muhattap olacağını bile düşünmemistim. Gerci buraya gelip benimle muhattap olmaması saçmaydı. Bu benim dogum günümdü ne de olsa.Ne kadar terslemek istesemde konu bu çocuk olunca bisey diyemedim. Şimdi gerçekten mumları daha çok üflemek istedim. Hatta iyiki mumları üflemeden önce dilek tutuluyodu ve iyiki bu cocuk bana dilek tutmam gerektiğini hatırlatmıştı. Tamam biraz abartmış olabilirim. Biliyorum doğum günü partilerini sevmeyen biri için bunları söylemek şaşılacak bişeydi. Konu bu çocuk olunca gerçekten doğum günlerini bile sevebilirdim. Ona dönüp
"Ah doğru ya " diyerek gülümsedim ve dilek tuttuğum belli olsun diye gözlerimi bi kaç saniyeliğine kapattım. Gözlerimi açtığımda herkez bana bakıyordu. Başka kime bakcaklar ki? Ama bu tuhaf bi duyguydu. Yüzümün kızardığının farkındaydım. Derin bir nefes alıp sonunda mumları üfleyebildim. Gerçekten ben dilek tutmuştum. Ne tuttuğumu tahmin etmek o kadarda zor değil. Sırada pasta kesme merasimi var. Doğru ya pasta kesmeden olmaz canım. 8 kisilik devasa büyüklükteki masaya yerleştirileren pastaya baktı. Kakaolu dikdörtgem pasta çok süslü değildi. Bunu sevmiştim. Üzerindede resim felan yoktu buda güzeldi. Beyazla yazılmıs 'İyiki doğdun Deniz' yazısi tabikide dikkat çekiyordu. Klasik doğum günü pastasıydi iste değişen bisey yoktu. Ama lezzetli görünüyordu. Aslında pastaları severim. Kim pasta sevmezki? Ben severim ama şu dogum günlerini sevemiyorum iste. Pastalarda doğum günlerinin baş tacı olduğu için genelde bu özel günlerde bana pek yakın gelmiyor. Elime verilen bıçağı aldım ve pastayı kesmeye başladı. Herkez kameralarını çıkarıp beni çekmeye çalışırken bende gülümsemek için kendi kendime savaş veriyordum. Yanaklarım ağrıdı gülümsemeye çalışmaktan yetmezmi artık? Neyseki sonunda pasta kesme merasimimizde bitti. Annem mutfakta pastayi içerideki insancıklara dagitmak icin ayarlama yaparken 'arkadaşlarım'ında yarısı bahçede yarısı oturma odasinda ellerinde kola meyve suyu vs. ile geziniyorlardı. Kusursuz çocuğu elinde tuttugu bardakla tek başıma koltukta otururken görünce bunun bi işaret olduğunu düşündüm. Hadi Deniz yaparsın dostum git ve konuş onunla. Tüm soğukkanlılığımla gidip yanına oturdum. Bana bak be. Ben oturunca yerinden kıpırdandı biraz. Ama bana hala bakmamıştı. Konuşmaya başlama zamanı artık..
"Ben Deniz, seni daha önce gördüğümü sanmıyorum. Burada ne işin var?"
Hiç nefes almadan aklıme ilk gelen şeyleri söylemiştim. Ah hayır çok mu kaba konuştum acaba. Onu bi kac kere gördüğümü hatırlıyorum ama böyle yakından görünce tam olarak o çocuk olduğundan pek emin olamadım.
Yüzünü bana döndüğünde bi şok daha geçirdim. Evet yanılmışım bu tahmin ettiğim çocuk değildi, ona çok benziyodu ama ondan daha yakışıklı olduğu kesindi.
"Kendi düzenlediğim partide ne işim olduğunu mu söylüyorsun?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLMAYACAK BİR HAYAL
Teen Fictionilk hikayem. Yorumlarınizı bekliyorum. Devaminin nasıl olmasini isterdiniz? Yorum yapın lütfen :) Beğenileriniz ve yorumlarinız benim için önemli Yeni bölüm en kısa zamanda gelecek. Iyi okumalar..