(Bölümler bazen gecikebilir. Hergün dersanem olduğu için ve hergün dersaneden akşam 7 de çıktığım için pek ilgilenemeyebilirim. Elimden geldiği kadar çok ilgilenmeye çalışacağım. )
Hala adını bilmediğim çocuk yanağımı öptükten sonra bana bakıp omuz silkti ve gülümsedi. Sonrada kolumdan çekiştirip aşağıya indirdi. Hadi ama gülmek sana çok yakısıyor. Bana birdaha gülümsemesen iyi olur bay ukala.. Bir insana gülümsemek bu kadar yakışamaz. Bana söylediklerini düşünmemi engelleyemiyordum. Benden özür dilemişti. Onu zamanı geldiğinde tanıyacağımı,bir daha soru sormamam gerektiğinide söylemisti.Zamanı geldiğinde de ne demek? Sonundaki "Hediye vakti.." ne ne demeli? Çocukmuyum ben? Hnediye felan istemiyorum. Demek istesemde çenemni kapayıp ukala ile birlikte aşağı indim. Dur bir dakika ya o son öpücük? Beni ne kadar heyecanlandırsada berbattı.. NE? Öpülmeyi sevmem. Gerçekten vıcık vıcık, iğrenç.. Herneyse Bu günün tadını çıkarmayı istiyordum. Bana ne hediye aldılar acaba? Aşağıdakilerin insancıkların hepsi hediye aldıysa onları bir yerlere sığdırmak zor olacaktı. Şimdiden üşenmiştim. Bir dakika bu çocuğun boynunda da mı dövme vardı? yoksa benmi yanlış görüyordum? O acıya nasıl dayanırlar anlamıyorum. Hayatta dövme yaptırmam. Zaten ben dövme sevmem ki. Kulağındakide ne öyle. Tünel? Olamaz. Çok büyük olmasada birazcık büyük bir tünel vardı kulağında. Bu çocuk farklılığı seviyor sanırım. Ne farklılık ama! Bende farklı olmayı severim ama maalesefki annem bu kadarına izin vermez. Belkide bana yakışmazdı. Ama bu çocuğa baya yakışmış. Üzerinde siyah düşük bel pantolonu ve siyah kapşonlusuyla oldukça havalıydı. Hala adını bilmemekte canımı sıkmıyor değil.En iyisi adını ögrenene kadar ben bu çocuğa 'Ukala' desem iyi olacak. Tam da yakışacak bir isim bence. Ukalayla merdivenleri indik. Kolumu çekistirmeyi bırakıp herkezin dikkatini bize vermesi için eliyle alkış yaptı.
Evet şimdi yine kızaracaktım. Bunu neden yapmıştıki şimdi?
" Arkadaşlar hediye zamanı.. Herkez hediyelerini doğum günü cocuğuna verebilir."
Dedikten sonra bana gülümseyip köz kırptı. Ona dilimi çıkarmak istesemde bunun çocukca olduğunu düşünüp vazgeçtim.Ukala'yı dinledikten sonra bir anda herkez hareket etmeye başladı. Bazıları çantalarından, bazıları koca poşetlerden farklı boyutlarda kutular çıkardılar. Hepsi çok tatlı görünüyorlardı. Acaba içlerinde ne vardı? Kendimi küçük çocuk gibi hissetmiştim. Çocukken hep bunun hayalini kurardım. Şimdide uykudan uyanınca bunların hiçbiri olmayacakmış gibi hissediyordum. Ukala nereye gitmişti? Daha yeni buradaydı. Oda mı hediye almıştı yoksa? Acaba ne almıştı? En çok onun hediyesini merak ediyorum. Ben birkaç dakika olduğum yerde bekledikten sonra teker teker gelip beni öptüler ve elime o farklı boyuttaki kutulardan verdiler. Bende onlara teşekkür ettim. Hediye almak iyi hissettiriyordu gerçekten. Yağmur'a da beğeneceği bi hediye almalıyım. Yada anneme.. bu arada yağmur neredeydi? Gelmemismiydi yoksa? Yada Ukala onu çağırmamıştı. En yakın arkadaşımı tanımıyor olamazdı dimi?
Hediyeler yerleri ve kucağımı doldurmuştu.Son bir kaç kişi daha hediyelerini verdikten sonra onları odama çıkarmak için merdivenlere yöneldim. Tabikide tüm paketler kucağıma sığmamıştı. Hemen hemen yarısını odama çıkınca yere bıraktım. Kapı birden açıldığında korkmuştum. Arkamı döndüğümde kaşlarımı havaya kaldırdım. Üzerinde vücuduna yakışan tatlı koyu mavi bir elbise vardı.
"Yağmur.."
Koca bir gülümsemeden sonra yanıma gelip bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Nolmustu bu kıza böyle? Durmadan konusan kız odaya geldiğinden beri tek bir kelime etmemişti. Bir kaç saniye sarılmanın ardından birbirimize boş boş bakmanın bir anlamı olmadiğı için konuşmaya başladım. Genelde ben somadan o zihnimi okuyormuş gibi herşeyi anlatırdı. Bazen de boşboğazlık yaparak başımı çok şişirirdi. Onu susturmayı bir türlü başaramazdım Bugün dogüm günüm olduğu için mi böyleydi anlamadım.
"Parti olduğunu nerden öğrendin?"
Hala bana bakıyordu. Birazda şaşırmıştı ama neden olduğunu anlayamamıştım. Bir süre sonra nihayet konuşmaya başladı.
"Makyaj yapmışsın.!"
Neden bağırıdı ki şimdi. Hayır yani ben kızım ve makyaj yapmak normal bişey. Tamam genelde makyaj yapmam ama bugün yaptım. Bunda Ece'nin katkısı büyük olabilir kabul ediyorum. Muhtemelen Ece bugün gözüme güzel gözükmese bende kendime bakmazdım ama konumuz bu değil. Gerçekten bu kadar abartılacak ne var? En azından bağırması gerekmezdi.
"Biraz sakin olurmusun?"
Bir iki dakika sakinleşmesini bekledim. Evet gerçekten bekledim. Durmadan konuşsaydı daha iyiydi diye düşünmedim değil. Sen konus Yağmur valla. Böyle tepkiler vereceksen başımı şişir daha iyi.
"Evet makyaj yaptım. Bunda bu kadar şaşırılacak bişey göremiyorum ben." Deyip ayağa kalktım ve odamdaki ,çok az kullandığım, makyaj masasına oturup aynaya baktım. Makyaj yapınca cidden baya değişiyormuşum ben. Bunun üzerine bir daha ne zaman maskara ve parlatıcı sürerim bilmiyorum.
"En son 8.sınıf mezuniyet balomuzda makyaj yapmıştın. Ve bunun üzerinden tam 3 yıl geçti. Sencede şaşırmam normal değilmi?"
Tamam haklısın. Biliyorum. Ama napayım kendime bakmayı pek önemsemiyorum işte.
"Haklısın ama soruma cevap vermedin. Parti olduğunu nasıl ögrendin?"
(Bu bölüm biraz kısa olmuş olabilir çok özür diliyorum. Yorumlarını bekliyorum..)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLMAYACAK BİR HAYAL
Novela Juvenililk hikayem. Yorumlarınizı bekliyorum. Devaminin nasıl olmasini isterdiniz? Yorum yapın lütfen :) Beğenileriniz ve yorumlarinız benim için önemli Yeni bölüm en kısa zamanda gelecek. Iyi okumalar..