NAMI DEĞER MAFYA!

KURT VE KUZU ;)

Emir ;

Sabah sabah yataktan küfürler ederek uyanmıştım. Telefonumu elime alıp arayan kişinin ekrandaki ismine baktım ‘’ hayırdır inşallah’’ deyip ‘’ Alo kanka... Hayırdır sen bu saatlerde beni aramazsın ne oldu?" Diye sordum.

Tolga derin bir iç çektikten sonra "Oğlum sabah sabah o bülbülü Şeyda sesine kurban olduğum için aramadım tabii ki..." dedi bazen bu donuk suratlı adamdan çıkan esprilere hayretle karşılık veresim geliyordu "Hakkı beyin sekreteri aradı, kendisine sunduğumuz projenin detaylarını ve kararına ilişkin görüşmek için bizi şirketine bekliyor." dedi.

Yataktan hemen fırlayıp banyoya doğru yol alırken "Tamam kanka bir saat içinde seni şirketten alırım sende gerekli evrakları topla bugün bu işi alıp sözleşmeyi imzalatalım bakalım Hakkı beye!" dedim.

Telefonu kapar kapamaz acele bir duş alıp odama geçtim. Üzerime lacivert takımımı geçirip kahvaltımı etmek için aşağıya indim. Safiye sultan yine her sabahki gibi kuş sütü eksik olan kahvaltısını hazırlamış bir köşede tesbih çekerek beni bekliyordu. Nur yüzlü teyzem bana anne şefkatiyle yaklaşıyor, dualarıyla sırtımın yere gelmemesini sağlıyordu. Ona da bu siteden bir ev almıştım ki böylece daha rahat buraya gidip gelmesini sağlıyordum. Akşamları eve yalnız geleceğim zamanlar ona rica ediyor enfes yemeklerinden yapmasını istiyordum.

Masaya yaklaşır yaklaşmaz elindeki tesbihi bırakıp yanıma yanaşıp eliyle sırtımı sıvazlayıp içinden dua ediyordu. Sonrasında yüzünde güller açarcasına bana bakıp "Benim güzel yüzlü oğlum günaydın. Allahım seni tüm kötülüklerden, fesat niyetlilerden korusun inşallah. Kalbinin iyiliği ve merhameti daim olsun." dedi.

Hemen ona dönüp mübarek ellerini öpüp başıma koydum ve "Günaydın... Senin duaların sayesinde evelallah benim sırtım yere gelmez Safiyemmm... Allahım seni başımdan eksik etmesin meleğim benim." dedim.

Kendiside masaya oturduktan sonra kahvaltımızı derin sohbetler içerisinde tamamlamıştık. Daha sonra masadan kalkıp Safiye teyzemin yanağından kocaman bir öpücük alıp evden çıktım. Arabama atladığım gibi Tolga'nın evine doğru sürdüm. Çok geçmeden evine varmıştım ve telefonu çıkarıp Tolga'ya geldiğimi ilettim. Hayvan herif her defasında benden daha yakışıklı olmayı ispatlarcasına hazırlanmış bir şekilde arabama binip, yarı gülümser haliyle omzuma hafif bir yumruk çakıp "Günaydın" dedi. Biraz projeden bahsedip sohbet ediyorduk. Bana her fırsatta akıl hocalığı yapıyor, bu tarz yerlerde nasıl davranmam gerektiğini hatırlatıyordu. Tolga benim sağ kolum Sayer holdingin beyni oluyordu. Kendimden çok ona güvenirdim ve sorgulamadan dediklerini yapardım. Onu bulduğum andan beri sırtımı şu prosedür zırvalıklarından kolluyor ve benim iş dünyasında yükselmemi sağlıyordu. Çok kafalı bir herif olmasının yanı sıra yakışıklı ve bir o kadar da sert bir mizaca sahipti. Benim olduğu gibi tüm kızlar onun peşinde pervane oluyorlardı. Anlayamadığım bu donuk suratlı herifte ne buluyorlardı da ayılıp bayılıp kendilerini bu adamın kollarına atıyorlardı.

Çok geçmeden Hakkı beyin şirketine varmış, arabayı otoparka çektikten sonra binaya giriş yapmıştık. Danışmadaki tüm kızların ilgisini üzerimize çekmenin yararıyla çok çabuk toplantının yerini öğrenip asansörle o kata doğru yol aldık. Toplantı salonuna ayak basar basmaz olduğumuz yerde kalakalmıştık. Salonda asi güzel Mina Toğer tüm ihtişamıyla oturuyor ve karşısında geçen gün bardayken yanında bulunan kızla önlerindeki dosyalara göz gezdiriyorlardı. Tolga'ya baktığımda onunda benim gibi şaşırmış olduğunu gördüm ve yüzüne"bu ne ayak " dercesine baktım. Tolga yine o donuk bakışlarını yüzüne yerleştirip dudaklarını salkıtarak "bilmiyorum" bakışını attı.