Jk'un odasının önüne geldigimde büyük bir nefes aldım...
Kapıyı yavaşca çaldım. Ama ses gelmemişti. Kapıyı yavaşca açtım ama kimse yoktu. Içeri girip kapıyı kapattım ve etrafa baktım.
Yuna: neredeki bu acaba?
Masadan bir kagıt kalem aldım ve yazmaya başladım.
Yazdıgım~~~~~~~~~~~~~~~~
Jk bey bu dosyayı inceleyip imzalamanız gerekiyor. Sizi odanızda bulamadıgım için masaya bırakıyorum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yuna: ayy ya notu görmez ise sonra dosyayı incelemez ise o zaman ben suçlumu olurum ki? Filmlerde hep böyle oluyor.
Kafamı iki yana sallyıp dosyayı masadan aldım.
Yuna: jk yemekhanede olabilir oraya bakayım.
Yemekhaneye gittigimde ordada yoktu. Şirketi baştan aşagı aradım ama yoktu.
Yuna: offf nerde bu ya!! Hem IU'da yok acaba birliktemilermi ki?
Oflayarak şirketin bahçesine indim. Hava rüzgarlıydı. Saçıma vuran hava gülümsememe neden olmuştu.
Yuna: ah jungkook ah nerelerdesin sen yine Allah bilir...
Kafamı iki yana sallayıp etrafı izlemeye başladım. Ben etrafı izlerken omzuma konulan el ile korkmuştum. Ama bu tae idi. Omzumdaki Elini çekip konuştum.
Yuna: korktum!
Tae: Ah ne şans bende korkman için yapmıştım zaten.
Dedi gülerek.
Yuna: cidden yaa eskiden okulda olsa suratına yumrugu basardım ama patronumsun artık ne yazık ki...
Tae: o yüzden şanslıyım ehehehe. Senin patronun olmak çok eglenceli yah... herneyse hadi gel şirketin içine girelim daha yapacak çok iş var.
Yuna: pekala.
Şirkete girip odaya çıkmıştık.
ikimizde masalarımız oturup işimizi yapmaya başladık. Bugün eve erken gitmek istiyordum. Jk'a vermem gereken dosyayı tae'ye verecektim artık.tae: noldu yuna?
Dosyayı ona uzatıp konuşmaya başladım.
Yuna: şey bu dosyayı jk'a vermem lazımdı ama o şirkette degil o yüzden size vermek istedim.
Tae dosyayı alıp incelemeye başladı.
Tae: pekala ben veririm bunu jk merak etme sen.
Dedi gülümseyerek.
Yuna: sağol.
Dedim gülümseyerek. Masama oturup işime devam etmeye başladım bugün eve erken gitmek istiyordum...
İşlerim bittiginde saat 19:50 di. Bugün erken bitmişti işim.
Masadan kalkıp tae'ye seslendim.
Yuna: şey tae benim işim bitti istedigin birşey yoksa artık eve gidebilirmiyim?
Tae: hm evet gidebilirsin...
Aklına birşey gelmişcesine bana bakıp konuşmasına devam etti.
Tae: derdim ama üzgünüm eve gidemezsin seninle bir işim var yuna...
Off ne işi yaa...
Yuna: ne işimiş bu??
Tae: bu iş şöyle daha kontrol etmem gereken bir sürü dosya var ve benim yarına hepsini bitirmem lazım bu yüzden sende bana yardım edeceksin.
Ühühühü aglamak istiyorum yaa işim tam bitti derken başka bir iş çıktı...
Yuna: pekala.
Tae: tamam ama dosyaların hepsi evde. Birlikte gidelim hem evde yemek yeriz hemde dosyalara bakarız olur mu?
Yuna: peki.
Tae oturdugu yerden kalkıp yanıma geldi.
Tae: hadi gidelim o zaman.
Tae önden ben de arkasından ilerliyordum. Ikimizde tae'nin arabasına binmiştik. Tae arabayı evine dogru sürmeye başlamıştı. Bende telefonumu çıkartıp mesaj yerine girmiştim. Acaba jk'a haber versem mi? Ama o şimdi parti için hazırlanıyordur kesin rahatsız etmeyeyim... ama merak ettim onu yaa...
Yazmak ve yazmamak arasında kalmıştım.
Tae: noldu yarım saattir telefon ile bakışıyorsun yuna?
Yuna: hı? Şey hiç jk a yazsam mı diye düşünüyordum.
Tae: o şuan partidedir ve büyük ihtimal eve geç döner boşver.
Yuna: pekala.
Eve vardıgımızda ikimizde eve girmiştik.
Tae: sen istiyorsan salonda otur ben kahve getireyim sana biraz yemek yeriz öyle devam ederiz işe ben çok acıktımda...
Gülümsüyerek evet dedim. Bu çocuk okuldaykende yemeklere düşkündü ama nedense hiç kilo almıyordu ya... cidden yiyipte kilo almayan insanlara çok sinirim bozuluyor yaa biz burda kilo vercez diye can verelim bunlar oh istedigini istedigi zaman yiyor ya...
Tae hizmetçilerine yemek hazırlamalarını söylemişti. Yemek hazırlanınca ikimizde masaya oturmuştuk. Tae ye baktıgımda o çoktan yemeye başlamıştı. Aslında tae'yi patrondan çok kanka olarak görüyordum. Hatta şirket dışında ona kanka diyordum hep.
Tae: ee jk ile aran nasıl yuna?
Yuna: iyi.
Tae: hm pekala dün aldıgın hediye nasıldı?
Yuna: aldıgım hediye??
Tae: aa şey jk sana pembe bir ayıcık verdi diye biliyordum..
Yuna: ha omu verdi zaten. Çok güzeldi de sen nerden biliyorsun hediye verdigini?
Tae: ah hediyeyi birlikte aldık ne alacagına karar vermemişti. Ama o ayıcıgı bulana kadar canımız çıktı yaa bütün dükkanları dolaşıp durduk yah jsjsjs.
Yuna: ehehehe pekala o zaman sanada teşekkür ederim tae.
Tae: rica ederim.
Dedi gülümseyerek.
Yemegimiz bittiginde masayı toplamaya başlamıştım.
Tae: yuna ugraşma hizmetçiler toplar masayı.
Yuna: yok hemen toplarım zaten.
Dedim ve masayı toplayıp tae ye baktım.
Yuna: ee dosyalar nerde?
Tae: odada. Sen salonda bekle ben sana getireyim dosyaları.
Yuna: pekala.
Salona geçip tae yi beklemeye başladım. Tae elinde bir sürü dosya ile gelince gözlerimi büyülttüm.
Yuna: yuh bunlar çok degil mi yaaa...
Tae: ah beni düşün birde ben bunun iki katını yapıcam yuna hadi iş başına.
Dedi ve dosyaları koltuga koyup kendi odasına gitti.
Oflayarak bende koltuga oturup dosyalara bakmaya başladım.Saat 23:55 olmuştu ve ben dosyaları yeni bitirmiştim.
Dosyaları kucagıma alıp tae'nin odasına ilerlemeye başladım. Dogrusu hangisi onun odası bilmiyordum. O yüzden hepsine bakıyordum. Bütün odalara bakmıştım sadece iki oda kalmıştı geriye.
Yavaşca sagımda ki odaya ilerlemeye başladım... nedense içime degişik bir his girmişti. Herneyse odayın önüne geçip kapı ile bakışmaya başladım. Elimdeki dosyalar yüzünden dogru düzgün bakışamıyordum tabiki.
Ellerim dolu oldugu için kapıyı ayagımla tıktıkladım ama hiç ses gelmemişti. kolum ile kapı kolunu aşagıya indirdim. Ve içeriye adımladım. Elimde kule gibi olan dosyalar yüzünden önümü göremiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat jeon jungkook{2}
Fantasíabirinci kitabın devamıdır😊🌹 bir süreliğine ara verildi!♡.♡