"MEDYA; DOĞUKAN"
Teyzem olan biten herşeyi anlatırken ağzım açık onu dinliyordum. Annem gençken evi terketmiş, heytt ne kimin annesi. Teyzemle de kavga etmiş sonra ailesine izini kaybettirmiş, ölmeden önce teyzeme mektup yazmış beni ona emanet etmiş. Teyzem yurt dışında yaşadığı için mektup ona geç ulaşmış, eline geçince işini evini istanbula taşıyıp beni aramaya koyulmuş. Bende burda üzülüyom ekşınımız yok diye şu olaylara bak be.
Teyzem beni yanına almak istediğini, özel okulda eğitimime devam edebileceğimi(bu fikre bayıldım, para ver dersten geç, ders çalışmayı hiç sevmem) istediğim zaman arkadaşlarımla görüşebileceğimi söyledi. Fikir güzel fikir ama ben Türkanı görmeden yapamam. Oda (Türkanın ders notlarının 90dan aşağı olmadığını öğrenince) Türkana burs ayarlıycağını ve aynı okulda okuyabileceğimizi söyleyince kabul ettim teklifi. Şimdi yeni bir hayat..
Eve gelmiştik. Pardon ev dedim saray olucaktı. Yemin ediyom bizim yurt kadar lan. Para sıçrıyo kadın heralde. Her yerde hizmetçi şöför. "Seni odana çıkarıyım bitanem" saçımı koklayarak öptü. Aynı annem gibi. Gözlerim doldu ama ağlamadım. Merdivenlerden çıkmaya başladık. Ve odama gelmiştik. Ulan oda değil yeni bi ev burası. Banyo tuvalet, kocaman öküz gibi bi yatak. Yatağa attım kendimi. "Ya beni üç yıl sonra uyandırın" dedim gülerek. Teyzemde gülmeye başladı ve beni gıdıkladı. Uzun süredir böyle mutlu olmuyordum. Bana baya iyi geldi.
"Sen dinlen bitanem, ben seni yemeğe çağırırım" diyip teyzem odadan çıktı.
Yaklaşık 1 saat uyuyup dinlendikten sonra kalkıp üzerimi değiştirdim. Kot şortumu ve batmanlı tişörtümü ayağımada siyah supralarımı giyindikten sonra aşağı indim. "Teyzem nerde?" Diye sordum toz alan ablaya. "Çalışma odasında hanımefendi" dedi. Bana? Dedi?? Hanım?efendi? Bana?
"Adım Hira, böyle seslenirseniz sevinirim" diyip güldüm. Bu seferde "peki Hira hanım" dedi. "Ya hanım yok abla" dedim güldü. Bende güldüm. Dışarı bahçeye çıktığımı söyledikten sonra kendimi dışarı attım. Bahçe diyomda mübarek ev kadar.
"Bööööööö" diye bişey çıktı otların arasından
"Hay bin teletabi" diye bi tepki verdikten sonra o sesi çıkarana baktım. Ulan bu ne? Meteor mübarek.
"Ben Doğukan, arkadaşlar bana Doğu der, ama sen bana bay mükemmel, meteor, kaslı, yakışıklı diyebilirsin. Yan villada oturuyorum" dedi. Küstah, aptal, öküz.
"Öyle miiiii? Bi saniye" dedim eve doğru yürüdüm. Göstercem lan sana, bay küstah. Eve girip bi paket un aldım arkama sakladım. Evden çıkıp ona doğru yürüdüm.
"Hoşgeld.." Diyemeden kafasından aşağı boşalttım unu.
"Bende Hira. Ama sen bana küstah beylere haddini bildiren cici kız diyebilirsin, ve şuan otlarına bastığın villada oturuyorum" diyip otuz iki diş sırıttım.