Düzenli aralıklarla gittiğim çiçekçiden sevdiğimin mezarı için aldığım, mavi menekşe almaya gidiyorum. İçimde bir huzursusluk var, bu beni rahatsız ediyor. Dükkanın kapısına geldiğimde yaşlı amca beni gülümseyerek karşılıyor,ellerinde mavi menekşeler var bana doğru uzatırken soruyor;
"Kaç ay geçti, devamlı uğruyorsun dükkanıma, artık paranı istemem. Biliyorum kaybetmenin ne demek olduğunu evladım... Daha önceden bilseydim elimdeki tüm mavi menekşeleri sana verirdim."
Burukça gülümseyip nazik bir şekilde elinden alıyorum çiçekleri, beni bekleyen sevdiğimin yanına doğru gidiyorum. Gözümü mavi menekşelerden hiç ayırmıyorum,ne etradımda bana bakanları, ne de seslenenleri umursuyorum. Mezarın oraya geldiğimde göz yaşlarımla ıslatıyorum toprağı, sakinleşiyorum, menekşeleri diğerlerinin yanına koyuyorum.
"Ben geldim prensim, özledin mi beni? Ben seni çok özledim, şehrine bile gittim ama sen orda yoktun. Şu an ne yapıyorsun kim bilir. Ben senin yanına gelmek istiyorum, bugün burdan gittikten sonra hemen yanına geleceğim prensim."
Akşama kadar onunla sohbet ettim, güldüm, ağladım... Artık yanına gitme vaktim gelmişti, onu cidden özlemiştim. Ayağa kalktım, göz yaşlarımı silip gülümseyerek çıktım ordan. Mutluydum, kavuşacaktık çünkü...05*********: Yanına geliyorum, sevgilim. Az kaldı, bekle beni.
Bırakıyorum elimdeki aleti, ona gerek kalmadı çünkü artık. Büyük bir sabırsızlıkla önümdeki silahı alıyorum elime, gülümseyerek gidecektim yanına. Artık ikimizde mutlu mesut yaşayacaktık...
Tetiğe basar ve uzun süredir göremediği prensinin yanına gider.
Son
:d
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You - Yoonkook ✅
Short Story"Düşlerimin prensi, silerken hafızanı, kaydet bir hücrene beni. Bir ömür senin kokunu alarak kalayım orada."