Yaklaşık 300 uzaklıktaki küçük adaya 45 dakika sonra varabilmiştik. Adaya vardığımızda direk kendimizi sıcak kumlara atıp uykuya dalmışız akşama doğru uyandığımızda fırtına dinmiş hava tekrar eski güzelliğine bürünmüştü. Sonra tek tek herkesin yüzüne bakarak neler hissettiğini anlamaya çalışıyordum beratın yüzüne bakınca oda benim gibi hem korkmuş hem üzülmüştü ama yusuf sadece korkmuş gibi görünüyordu.
Ben hemen söze girdim
-bu akşam nerde kalıcaz
-araştırma yapalım berki bir mağara buluruz
-tamam ama bir birbirimizden ayrılmayalım.
Bu konuşmanın ardından yola çıktık yola çıktıktan 15 dakka sonra hava kararmaya başlayınca dahada hızlandık
20 dakika sonra
Düzgün bir mağara bulabilmiştik ama etrafta hiçbir şey göremiyorduk benle yusuf hemen çantaları indirdik içinde etrafı aydınlata bileceğimiz bir şeyler arıyorduk ben biraz elimi içinde gezdirince içinde çubuğa benzer bişey elime geldi hemen çıkarıp düğmesine basınca bunun bir el feneri olduğunu anladık toplamda 4 tane el feneri daha çıktı içinden ve fenerler için elimizde 13 tanede pil vardık daha sonra çantanın içini araştırdık çantanın içinden
-25 tane konserve yiyecek
-30 litre su
-3 tane kraker
-4 tane kek
-2 tane çakmak ve çakmakgazı
-ve inşaat malzemeleri çıktı
O gece berat el fenerlerinden birini alarak dışarı çıktı aralık ayına girdiğimizden etraf aşırı soğuktu hem ıslak olan giysilerimizi kurutmak için hemde içeriği ısıtmak için odun toplamaya gitti geldiğinde gereğinden fazla odun toplamıştı ilk önce gereği kadar odunla ateş yaktık geride kalan odunuda mağaranın önüne siper ettik.
Gece hiçbirimiz uyuyamamıştık bu yüzden sürekli sohbet ettik artık gece 3 olmaya yakın hepimiz uyuduk...
DEVAM EDECEK
YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADADAKİ SIĞINAK
Mystery / ThrillerGemide çalışan 3 kuzenin bulunduğu geminin batması üzerine bir adada verdiği yaşam mücadelesini anlatmaktadır
