A.E-7

638 28 11
                                    

Alya'dan  Not: Eski bir zaman dilimidir. 2 yıl önce falan oluyor.
Bu kim ya diyenler öğreneceksiniz...

"Sürekli böyle yapıyorsunuz!" sinirle annem ve babama doğru konuştuğum da ifadelerinin değişmemesi beni içten bir şekilde sarsarken hızla sırt çantamı elime alıp kapıya doğru yürümeye başladım.

"Alya gel buraya!" babamın otoriter sesine gözlerimi devirip evden çıktım. Sürekli şehir değiştirme zorunluluğu olmamasına rağmen başka bir şehre gelmemiz sinirlerimi bozuyordu. Tam alıştım diyorum tekrar şehir değiştiriyorduk. Yeni okulum da gözlerimi gezdirip elimi saçıma attım. Sıkıntıyla yüzümü buruştururken gördüğüm bir grup gençle ilgiyle onları seyretmeye başladım. Sürekli olarak düzenli arkadaş grubu isterdim, hiçbir zaman mümkün olmadı. Oturdukları çardağa yakın bir yere oturdum.

"Volkan kendine gel artık." kızlardan biri konuştuğun da kime baktığına gözlerlerimi çevirdim. Gözleri kızarmış ve solgun yüzlü bir erkekti. Neden öyle olduğunu merak ettim.

"Ya siz olduğumuz durumun farkında mısınız? Melis öldü. Yıllarca arkadaşlık ettiğiniz kişi ve..." cümlesini bitirmeden sinirle ayağa kalktı.

"Ne yaparsanız yapın." arkasını döndüğün de kızlardan bir diğeri konuştu.

"Ben kardeşimi kaybettim. Onu en iyi anlayan bizleriz halbuki." hüzünlü sesine karşın adının Volkan olduğunu öğrendiğim çocuğun peşinden koştum. Okulun arka bahçesinde ki bankta oturduğun da yavaşça yanına doğru yürüdüm. Ona yaklaştığım da aklım yerine gelmeye başladı, yaptığım şey saçmaydı. Arkamı döndüğüm de sesi kulaklarımda doldu.

"Çekinmene gerek yok, insan yemiyorum." yanlış anladığını düşünerek yavaşça ona döndüm, gözleri kızarmış olsa da güzel görünüyordu.

"Yanlış anladın, senden çekinmedim." aceleyle konuştuğum da gözlerini duvara çevirdi, baktığı duvara baktığım da normal bir duvardı. Gözlerimi devirip yanında ki boşluğa oturdum.

"Dertli görünüyorsun."sessiz ortama sesim karışırken Volkan gözlerini ayaklarına çevirdi.

"Sende öyle." kaşlarım kalkarken yüzümde bir gülümseme yer edindi.

"Ailemle kavga ettim. Peki ya sen?" merakla bir bacağımın üzerine oturup ona döndüm.

"Sevdiğimi kaybettim." o an onun ne kadar güzel sevdiğini düşündüm.

Güzel gözlü çocuk çok güzel seviyordu.

"Mekanı cennet olsun." başımı dizlerime indirirken ortam tekrar sessizleşti. Ben bir daha konuşmaz zannederken tekrar sesini duydum. Acaba şarkı söylüyor muydu?

"Ailen yanında olduğu için şükretmelisin. Bazı çocuklar ailesini hiç görmüyor bile." ailesinin olup olmadığını düşündüm.

"Öyle fakat ailelerimin beni anlamasını isterdim." gözlerim gözlerine değdi, kalbim haddinden fazla çarpmaya başladı.

"İllaki hatalarını anlayacaklardır." gözlerini kaçırdığın da yutkundum.

"Sende hayatında ki kişilere bak. Sevdiğini kaybetmiş olabilirsin ama hala etrafın da senin için üzülen ailen ve arkadaşların var. Şey ailen derken...''sözümü kesti.

"Ailem hayatta. Bu arada sözlerin için teşekkürler." ayağa kalktı yavaşça ardından yere eğildiğin de merakla ona baktım. Elinde ki bilekliği gördüğümde, bir saniye o benim bilekliğimdi.

"Dikkat etmelisin." bilekliği bana uzattığın da uzanacağım sırada duraksadım.

"Sende kalsın, belki birgün beni hatırlarsın." gözleri siyah bilekliğim de dolaştı.

"Belki bir gün."okulun ön tarafına yürümeye başladığın da gözden kaybolana dek onu seyrettim.

Onun yanında kalbimin bu kadar hızlı çarpması normal değildi, hatta hiç normal değildi.

**

2 yıl sonra

Telefonumun sesiyle gözlerimi yavaşça açtım. Uyuşuk hareketlerle ayağa kalkıp telefonu elime aldım.

Erdem

Arayan kişiyi görünce hızla aramayı cevapladım.

"Alya, - hızlı nefes alış verileri. - Volkan tekrar intihar etmeye kalktı." kaşlarım kalkarken ceketimi hızla askılıktan aldım.

"Hangi hastahanedesiniz?"

Üzerimde ki pijamaları umursamadan hastahaneden içeri koşarak girdim. Erdemi koltuklarda otururken gördüğüm de adımlarımı daha da hızlandırdım.

"Durumu nasıl?" gözleri bana dönerken kızarmış gözleri ne kadar korktuğunu açıklar bir şekildeydi.

"Onu kanlar içerisinde buldum. Şu an iyi." gözlerini kaçırdığın da yanına oturdum. Volkan'ın beni bilmediği gerçeği vardı. Tanışmıyorduk bile, yani ben tanıyorum ama onun tanıması önemli.

"Ondan vazgeçmeyeceksin değil mi?" yere bakarken kurduğu cümleye gözlerimi devirdim.

"Hayır." kısa cevabıma güldü.

"Aptalsın." omuz silktim.

..

Erdem odadan doktorla konuşmak için çıktığın da ayaklarımı sallamaya başladım. Kapı tekrar açılıp Volkan çıktığın da onu izlemeye başladım, etrafına bakmadan kapıya doğru yürüyordu. Ardından fark ettirmeden takip etmeye başladım.

Nefes alışlarım hızlanırken mezarlıktan içeri girdim. Ailesine dedikleri içimde bir acı bırakırken yutkundum. Ayağa kalkıp mezarlıktan çıkarken ona yazmaya başladım.

Ona yazdığım için kalbim hızla çarpmaya başladı, aynı zamanda acımaya.

Çünkü onun kalbinde hiçbir zaman yerim olmayacaktı.

053...: Bende Volkan ne zaman patlar diyordum.

053...: Böyle bir başlangıç yapayım dedim.

053...: Merhaba, ben kalbinin dolu olduğunu bile bile seni seven o aptalım.

Görüldü.

***

Son anda aklıma günün pazartesi olduğu gelmiştir...

Bölüm günlerini belirledim, hafta da 4 gün bölüm atacağım.

Pazartesi, Çarşamba, Perşembe, Pazar

Melis&Volkan

Alya&Volkan

Sizce?

Anonim E-3 [Tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin