- 2.Bölüm -
Günler geçiyor, her gün böyle şen şakrak devam ediyordu. Fotoğraflar, videolar gün geçtikçe artıyor. Beğeniler çoğalıyordu. Ümmü Gülsüm sayfalara resmini yolluyor, takipçileri günden güne yüzer yüzer artıyordu.
Bütün gün elinde telefonla dolaşıyor, namazlarını aksatıyordu. İçine ateş düştüğünde seccadesini seriyor, o vaktin namazını kılıyor. Seccadesinin, tesbihinin resmini çekip dini paylaşımlar yapıyordu. Ama diğer vakitlerden ne haber. Paylaşımlık namazlardı onlar.
Haftalar geçmişti aradan ve nihayet beklenilen kermes günü gelmişti. Ümmü Gülsüm sabah erkenden kalkıp en güzel kıyafetlerini giyindi. Namaza yetişmeye çalışıyordu. Ama yetişip yetişmeyeceğini bilmiyordu. Biraz sonra camiye kadınlar mescidine girdiğinde vaaz seslerini duydu. Genç kızlar "Aaa Ümi geldi. Hoş geldin Ümiii" diye bütün ilgilerini ona veriyor, kadınlar mescidinin yarısı hocanın verdiği vaazı dinlerken, yarısı da mescide giren güzel kızı seyrediyordu. Konudan uzaklaşmışlardı iyice.
"Maşallah ne kadar güzel bir kız. Tam bir genç kız gibi giyinmiş. Manken gibi bak. Armine mankenleri gibi", diye konuşuyor birbirlerine Ümmü Gülsüm'ü gösteriyorlardı. Ümmü Gülsüm üzerindeki bakışları hissederek mescit de en ön sıraya arkadaşlarının yanına oturdu.Kızlardan kimisi konsantre olmuş halde tevazu ile vaazı dinliyor. Kimisi sohbet ediyor, kimisi arada direklerin arasından erkekler mescidinde kimlerin olup olmadığını süzüyordu. Ümmü Gülsüm yine telefonuyla meşguldü. Nerde olduğunu ve kimlerle olduğunu etiketlemek istiyordu. Hocanın sesi bütün mescidi, hatta yeri göğü inletiyordu.
"Nerede edep? Nerede ahlak? Nerede hayâ? Genç kızlarımızın aklı nerde? Nerede iffet timsali kızlarımız! Soruyorlardı Hazreti Fatıma'ya. 'Ya Fatıma. Ey Fatıma. Ey Resulün inci çiçeği, en hayırlı kadın kimdir?' Ne diyordu Hazreti Fatıma?
Sessizlik çökmüştü mescidin üzerine. Vaaz veren genç hoca öyle bağırıyordu ki. Öyle öfkeliydi ki, kuşlar minareden, cami avlusundan uzak. Yaklaşmaya bile korkuyorlardı sesinin yankısından."'En hayırlı kadın kimdir?' Ne diyordu Fatıma...
'Başka erkeklerin hayallerinde gezmeyen kadın.'Vaaz sürdükçe sürüyor. Genç hoca medyayı ve gençlerimize yapılan oyunları şiddetle kınıyordu. Müslüman kızlarının ne kadar değerli olduğunu anlatıyor, onların tıpkı el değmemiş pırlantalar gibi muhafaza edilmeleri gerektiğini açıklıyordu. Ama dinliyor muydu Ümmü Gülsüm. O telefonuyla meşguldü. Arş'ı Ala nın dahi duyduğu, Gökteki kuşların dahi duyduğu o gür sesi, O duymuyordu. Çünkü kalbi mühürlenmişti. [...]
Vaaz bitiminde görevlerine çekilmek üzere çadırlara çekilmişti kızlar. Ümmü Gülsüm çadırın da resmini çekti, kendinin de. Ve hemen paylaştı. Binlerce kız ve erkek yorum yapıyor, aynı sırada kermes alanında da bir sürü kız ona kıskançlıkla bakıyor, bir sürü erkek onunla bir an olsun bakışmak için çaba sarf ediyordu. Erkeklerin çoğunun kadınlar bölümündeki bir çadıra gittiğini fark eden genç imam sebebini anlamak için o çadıra gitti.
Güzeller güzeli bir genç kız kollarını sıvamış, hafif açık olan gerdanından düşen şalını sürekli arkaya doğru iterek eğile kalka servis yapıyordu. Ümmü Gülsüm "Buyurun", diyerek başını kaldırıp yine kocaman, heybetli, sert bakışlı o genç adamla karşılaştı. Aylar önce çarpıştığı adamdı bu. Yanakları kızardı. Gözlerinin içine baka baka tekrar sordu "Ben yardımcı olayım?".Genç adam Ümmü Gülsüm'e sinirlenerek onun yanındaki teyzeden yardım istedi. Ve servis tabağını alıp oradan uzaklaştı. "Kimdi bu. Ona ilgi göstermeyen yakışıklı adam? Herkes beğenirdi Ümmü Gülsüm'ü. Gözlerinin içine bir kez baksın diye sürekli sıraya girenler vardı. Bu ilgisiz alakasız delikanlı da kimdi. Ümmü Gülsüm çok etkilenmişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ibretlik Hikayeler
NouvellesEvet, kitabımın başlığından da anlaşıldığı gibi sizinle Yaşanmış ibretlik hikayeleri paylaşmak istiyorum. Tüylerinizin diken diken olacağı, aklınızdan çıkarmayacağınız, derinden etkileneceğiniz Hikayeleri okumaya hazırmısınız? Öyleyse, kitabıma mutl...