Internet Fenomeni Kızın İmtihanı (4)

387 76 12
                                    

-4.Bölüm- FINAL


Üzerinde beyaz uzun bir entari ve başında bir sarık vardı. Bir gül bahçesinin içindeydi. Her yer gül kokuyor, gül dallarına kuşlar konup, ötüyordu. Yusuf yürüye yürüye bir masaya oturdu. Ve etrafını seyre daldı. Her şey o kadar güzeldi ki. Yusuf gördüklerine inanamıyordu. Biraz sonra güllerin arasında beyaz çarşaflı, bir kadın gördü. Kadın yavaş yavaş yürüyerek Yusuf'un yanına oturdu. Ve şahit olarak iki kadın daha gelmişti. Nur üstüne nur. Hiç bir şekilde görünmüyorlardı Yusuf'a. Yalnızca parıldayan iki nur görüyordu Yusuf yanında. Şaşırmıştı. Birden bir ses duydu. "Yusuf..."

Nereden geliyordu bu ses. " Kimsin." diye sordu Yusuf. Gül dallarına konmuş iki beyaz güvercin kanat çırparak yanına geldi. Güvercinler birden yok olup, yerlerini nur topları aldı. Bunlar müjdeci iki melekti.

"Ey Yusuf ." diye seslendiler. " "Peygamberimiz nikâhını kıyıyor. Kabul ediyor musun?"

Yusuf hıçkırarak ağlıyordu." Nasıl yani? Kiminle. Ben bunu hak etmedim."
Tekrar seslenildi Yusuf'a.
" Ey Yusuf. Peygamberimiz nikâhını kıyıyor. Kabul ediyor musun?"

Yusuf ne diyeceğini bilmiyordu. Gözyaşlarına hâkim olamıyordu. Yanında beyaz çarşaflı, kadına baktı bir daha. Ve üçüncü kez seslenildi ona.
" Ey Yusuf. Kabul ediyor musun?"

"Kabul ediyorum ey Efendim" diyordu Yusuf ağlayarak. Bu nasıl bir müjdeydi, nasıl bir armağandı.
Sonra tekrar meleklere döndü.
" Peki, bunlar kim?". Diyerek masada oturan iki şahidi sordu.

"Muhammed Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve sellem) kızı Fatıma ve eşi Hazreti Hatice. Nikâh şahitleriniz..." diyordu melekler.

Yusuf olayları anladıkça daha da ağlıyordu. Birden gözyaşlarını silen bir el uzandı. Beyaz eldiveniyle Yusuf'un gözyaşlarını siliyordu eşi . Yusuf eşine dönüp yüzünü açtı. Karşısında Ümmü Gülsüm.

Demek ki Ümmü Gülsüm ona bir müjdeydi. Ne kadar da güzel olmuştu. Kapandıkça güzelleşmişti Ümmü Gülsüm. Yusuf eşinin alnından öptü. Ve tekrar bir ses işitti.
"Ey Yusuf. Cennet ile müjdelendin. Mübarek olsun", deniyordu.

Yusuf cezbe halinde kalktı.
" Hu Allah ya Allah", diye bağırıyordu.
Dili sadece "Allah Allah" diyordu.
Kalbi yerinden çıkacakmış gibiydi. Yanıyordu. Aşk ile yanıyordu.

Yusuf'un annesi koştu hemen yanına. Oğlunu o halde görünce çok korkmuştu. Oğlu kendinden geçmişti. "Allah Allah" diyerek kendini yere atıyordu. Ancak saatler sonra kendine geldi.

Ve ağlayarak annesine konuştu. "Oğlum. Korkuttun beni" diye ağlıyordu annesi. Yazmasıyla gözyaşlarını siliyordu.
" Anne. Yarın hemen kızı istemeye gidelim" .
" Kimi oğlum.", diye şaşırmıştı kadın.
" Hemen yarın anne. O benim Cennetim.", diyordu Yusuf.
Annesi şaşırmıştı. Ve oğlunun rüyasında bir şeyler gördüğünü anlamıştı. Sevinçle hemen hazırlıklarına başladı. Ve Ümmü Gülsüm'ün ailesine haber saldı.

O gece nasıl uyuduğunu bilmiyordu Yusuf. Gecenin bir bölümünü ibadetle geçirmiş, bir bölümünde ise rüyasını ve Ümmü Gülsüm'ü düşünmüştü. Hemen olsun istiyordu her şey. Bir an önce evlenmek istiyordu Ümmü Gülsüm'le. Bu acelesi iki aile için de münasipti. İki taraf da işi fazla uzatmamaktan yanaydı. Ümmü Gülsüm'ü Allah in emri, Peygamberin kavliyle Yusuf Hoca'ya istemişlerdi.

Ibretlik HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin