Yazmaya hic hevesim yok şu aralar,
Geç geldi biliyorum.°
.
.Onun göğsü,... Burnumun değdiği göğsü fazlasıyla güzel kokuyordu...
Sıcak kolları arasındaydım boynuna gömülmüş ve bazı saç tutamlarımın ağzına değdiğini düşünüyordum...Hareket edemiyordum, bu zamana kadar bu şekilde durduğumuza inanamıyordum, birisi farkedecek diye ödüm kopuyordu...
Kollarımı boynundan yavaş bir şekilde çektim ve kafamı hafif yukarı kaldırdım... Lanet olsun
Gözleri gözlerimi delerken kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu belkide.
Hem de dudaklarımız bu kadar yakınken gözleri dudakla gözleri aramda gidip geliyordu.
Çok yakındı, çok yakındı, çok yakındı
Lanet olsun!
Sıcak nefesini dudaklarıma vururken elini enseme atmıştı."Jimin, iyi misin?"
Boğuk çıkan fısıltısı derinlerime işlemiş gibiydi adeta.
"İ-iyiyim de-"
"Dün gece, sana sarılmamı istedin."
"B-ben... Özür dilerim, sadece dün... Biraz-"
"...Jimin-"
"Benim tuvalete gitmem lazım."
Kolunu yavaşca tuttuğu belimden çözerek beni bıraktı.
Vücudumdaki sıcaklık bir anda soğuğa bırakmıştı kendini.
Onun ısısına alışmışken, soğuk tiksindirmişti beni... Biraz."Sende kimse görmeden, çadırımdan çıkarsan iyi edersin... Diğerleride birazdan uyanır zaten."
"Okey, Dikkatli ol"
Şaşırmıştım... Dün gece ilacımı almamıştım, bu ilk defa olmuştu.
Nasıl olurda onunlayken böyle rahatlamıştım sanki.
Bana sarıldığında herşeyi unutmuştum...
o ilaç gibiydi... Jungkook bana ilaç gibi gelmişti o an.•
Tuvaletten döndüğüm an bayan lee'nin öğrencileri uyandırmaya çalıştığını gördüm... Bugün sanırsam bir yürüyüş yapıcaktık hep beraber... Bu yüzden öğrencilerin biran önce hazırlanmaları gerekiyordu.
"AAA! Kalkın artık ama, daha kahvaltı yapacağız!"
•
Herkes uyanmıştı, kahvaltıdan sonra kimsenin bir yere ayrılmaması için uyarmıştı bayan Lee...
Kısa bir süreden sonra yürüyüş için herkes hazırlanmaya başladı. Sırt çantalarına su ve bazı yiyecekler koymuştular. Üzerimdeki pantolonun yerine daha rahat olmak için bir eşofman giymiştim üzerime. Ve çok geçmeden bayan lee'nin sesini duymuştum.
Herkesi ikili bir şekilde arka arkaya dizmişti. En son geldiğim için en arkaya geçmiştim. Jungkook'da çok geçmeden yanıma gelmişti. Yan gözle baktıktan sonra komutla yürümeye başladım.
...
Yarım saattir yürüyorduk ve benim gerçekten tuvaletim gelmişti. Şuan hic rahat değildim, dayanamayacak gibiydim...
"Neden kıvranıyorsun?"
"Ha?"
Jungkookun bu durumu anladığını düşünüyordum...
"jimin... tuvetini tutman cidden sağlıksız!"
Önümdeki kurumuş dalları kenara çekerken bir yandanda onu dinliyordum.
"Lütfen git ve yap. Bize yetişirsin"
"Peki... Şey acaba burada ayı falan olur mu?"
Kollarımla karnımı sıkarken bu ormanda karşıma herşey çıkabileceği düşüncesi geliyordu aklıma... O ise sırıtmıstı.
"Korkma,burada seni yiyebilecek bir hayvan çıkmaz."
"E-emin misin?"
"Evet, hadi..."
Herkes ilerlerken ben ise biraz sol tarafa ilerledim. Minik kollarımla tedirgince önümdeki otları çekerek uygun bir yer arıyordum...
"Acaba yılan falan varmıdır ki?"
Kendi kendime, konuşurken biraz fazla ilerlediğimi düşündüm.
İşimi hallettikten sonra aniden etrafıma baktım... Nereden gelmiştim ki ben..."Kahretsin..."
Ellerim kemerimdeyken, duyduğum çalı sesleri beni ürkütmeye yetmişti.
Olduğum yerde dikilirken omzumdan biri tarafından sarsılmıştım."AHH!"
Yerimden korkudan sıçradığım an ellerini sıkıca belime dolamıştı.
Sıçrayışımla dengemizi kaybedip yan tarafımızda bulunan büyük çukura düşmüştük ikimizde."siktir..."
Sırtı sert bir şekilde zeminle buluşurken ben ise onun sıcak göğüsünün üstündeydim...
Minik kollarım kafasının yanındaki zemine değerken elleri sıkı sıkıya karnının üstünde olduğu belimi tutuyordu.
Zorla çıkan sesimle bir elini boynuma çıkardı.
"j-jungkook"
üstünde hareket edemiyordum, lanet olsun ki kalkmalıydım üstünden yoksa hiç iyi şeyler olmazdı...
"Seni, şurada..."
Gözlerim, yutkununca oynayan adem elmasına takılmıştı.
Birkaç uzun saniyelerin ardından yarım cümlesini tamamlamak için konuştu."...öpsem"
Gözlerimi yuvalarından çıkacak derecede büyülttüm.
Duyduğum kelimenin şaşkınlığıyla ağırlığımı tamamen üzerine verdim, tabii elimin kaymasıyla.
"H-ha?"
Bir anda hızla altına almıştı beni.
Kafamın hızla toprağa değişiyle sarsılmam yetmiyormuş gibi birde nefes almama izin vermeden alt dudağımı, almıştı dudaklarının arasına.Gözlerim hızıyla kapanırken, iki eliyle sıkıca kafamı tutuyordu.
Profesyonelce emerken refleks olarak karşılık vermiştim. tabii onun yaptıklarına daha fazla dayanamayarak durdurdum dudaklarımı.
Dudaklarına doğru fısıldarken şaşırmıscasına araladı kızarmış dudaklarını.
" ne yapıyoruz biz? "
°
.
.Yorum yapın yorummm