Yorum yapın arkadaşlar yorrum
.
"Ya lütfen...l-lüt-fen"
Yatağımın köşesine çekilmiş kendimi iyice küçültmüş ve gözümden akan bir damla yaş ile sayıklamaya başlamıştım, kendim dahi duyamıyordum, fısıltı şeklinde çıkan sesimi.
"Of... B-ben, dayanamıyorum lütfen..."
Gözümden akan yaşların ardı kesilmezken yatağımın ucuna dahada sarmalanıyordum, düşecek gibi olduğumda ise hemen toparlanıp kendime gelmiştim, alnımda ki terleri silerken.
"J-jungkook, nerdesin?"
Yatağımın sağ tarafında kimseyi görmeyince telaşla yatakta ortaladım kendimi, yeterince korkuyordum zaten. Şuan ise yalnız başımaydım odada.
"Jungkook!"
İki gözümden süzülen yaşları kolumla silerken, tekrar ve tekrar jungkookun ismini inliyordum.
En sonunda şiddetle kapının açılmasıyla kaldırmıştım eğmiş olduğum kafamı.
"Jimin! İyi misin?"
"J-jungkook..."
Yatağa otururken hızlıca ona yaklaşıp kendime çekmiştim vücudunu.
Boynuna sarılıp sık nefeslerimi düzenli hale sokmaya çalışırken ellerini belime sarmıştı hemencik.
"Bebeğim benim... kâbus mu gördün?"
Dudaklarını çıplak omzuma dayamışken, sadece boynunu gözyaşlarımla ıslatmaya devam etmiştim.
"N-neden, neden... yanımdan g-gittin?"
"Ben sadece... yatağın ucunda yatıyordun, rahatsız olduğunu düşünmüştüm bu yüzden salonda yatmaya karar vermiştim."
Boynuna burnumu sürtmüştüm, bu ne kadar yapılmaması gereken bir şey olsada umrumda değildi.
"K-korktum."
"Özür dilerim, bebeğim"
Belimi okşayarak saç tutamlarıma öpücükler konduruyordu, şuanda huzura kavuşmuştum o, o kadar iyi ve güvende hissettiriyordu ki onun kolları arasında uykuya dalabilirdim.
"Geçti, birdaha asla yalnız kalmayacaksın."
Kısa bir sessizliğin ardından beni omzundan kaldırıp kafamı yavaşça yastığa koymuştu ardından yastığı çekip kendi kafasını da koymuştu yanıma.
Elleri vücuduma masaj yapmaya devam ediyordu, her dokunuşunda tenime, dahada iyi hissediyordum. Beni o kadar rahatlatıyorduki öpmek istemiştim şuan onu.
"Jimin"
"Hm?"
Aklımı okumuşcasına kafasını kaldırıp, karanlıkta parlayan gözlerimin icine bakmıştı. Dudaklarını aralayıp üst dudağıma bastırırken dudaklarını, sımsıkıya çekmişti omzumdan beni kendine.
Vücudumuz birbirine yapışmış bacaklarımız birbirine dolanmıştı adeta gecenin karanlığında. Böylelikle
Öpüşmüştük bir süre, zamanın geçişini umursamadan, dillerimizin birbirinin ağzında oyalanmasını umursamadan, olacak hiçbir şeyi umursamadan içime çekmiştim bir kez daha dudaklarını.
"Çok güzelsin, çok."
Dudağımı son kez öptükten sonra burnunu sürtmüştü boynuma, gözlerim iri iri açılırken kolumdan tutup üstüne almıştı beni. Üstüne yerleşirken ellerimi ensesine doğru kaydırmıştım alttakinin.
