@tuhaf1i: Bu hayattaki en değer verdiğim kadının, yani annemin, üzerine yemin ederim. Seni seviyorum Rose Weasley.
Hikayenin tüm hakları Teen Wolf ekibinde saklı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Rose." Dedi sarışın, yaşlanmış adam. Kapıya yaslanırken.
Kız, bebeğin beşiğine bakarken hızla göz yaşlarını sildi.
"Kendini fazla yoruyorsun. Bu bebek için iyi bir şey değil."
Draco Malfoy, sakin adımlarla oğlunun biricik aşkına doğru ilerledi.
"Elimde değil. Siz nasıl böyle kalabiliyorsunuz?" Dedi kız çatallaşmış sesiyle. Gözleri hala dolu doluydu.
"Sanırım doğum yapmış bir kadının hormonlarına sahip olmadığım için." Dedi adam bir tebessümle. O tebessümün altında çok şey gizliydi.
Karısı, oğlu, hayatında teker teker kaybettiği tüm güzel şeyler.
Draco, kıza doğru biraz daha yaklaşıp omuzlarından ona sarıldı. Çenesini de uzun boyu dolayısıyla kızın kafasına yerleştirdi.
Rose öz olmasada onun kızı sayılırdı. Yani oğlunu kaybettikten sonra öyle olmuştu.
Doğum zamanını hatırlıyordu kızın. Çığlıkları arasında Scorpius'u getirmelerini söyleyişi. Albus'un elini kırarcasına sıkarken yalvarışları...
Doğuma gelememişti Scorpius. Bakanlıktan yeni çıkmıştı. Albus'un çağrısını aldığında heyecanlı bir şekilde hastanenin önüne cisimlenmişti. Ve araba sevdalı bazı büyücüler vardı...
Ama kim bilebilirdi ki bir adamın aniden arabanın önüne cisimleneceğini?
Bir hayat başlarken, bir hayat bitiyordu. İnsanlar ne yapmalıydılar? Üzülmeli miydiler sevinmeli mi?
Kızın tekerlekli sandalyenin üzerinde, cama kafasını yaslamış halde mırıldanışlarını hatırlıyordu.
"Ona son kez sarılamadım."
••• Şimdi linç yeme zamanııı. Bu kitabı yazmaya başlarken istediğim son tam olarak buydu. O yüzden tüm linçlere hazırım hiçbir problem yok.