"Ooof kapat şu telefonu! Kim arıyor?"
Selin kulaklığımın dibinde bağırıyordu ve aynı anda telefonum çalıyordu. Telefonu kapatmadan kendisi sustu.
Berkcan 15 cevapsız arama
"Amk Berkcan'ı sabah sabah bok mu var?"
"Nee Berkcan mı ver telefonu ver"
Selin'e el hareketi çekip Berkcan'ı aradım.
Esin: Ne var lan sabahın sekizinde?
Berkcan: Esin çabuk çabuk bize gel. Yusuf, iyi değil!
Bir şey diyemeden telefon kapandı.
"Bize gel diyo! Yusuf iyi değil diyo! "
O an nasıl kalktığımı bile bilmiyordum. Üzerimdeki unicornlu pijamalarımla ve dağınık saçlarımla sokağa fırlamıştım Yusuf'a bir şey mi olmuştu? Yola çıkıp taksi bekliyordum. Ama gelmiyordu. Yola çıkıp koşmaya başladım. Selin'i de peşimden sürüklüyordum.
"Kızım bir dur ya! Böyle koşarak mı gideceksin? "
Durup Mehtap'ı ,İbo'yu ,Berkcan'ı, Yusuf'u, Berk'i, Duygu'yu Yahya'yı aklıma kim geldiyse aradım. Hiç biri açmıyordu. Son olarak Mehtap'ı bir kere daha aradım.
Mehtap: Esin nerdesin sen!? Çabuk Yusuf'ların evine gel çabuk!
Esin: Mehtap!
"Of kapattı ya kapattı ya! Allah'ım sen yardım et! "
Uzaktan yaklaşan taksiye el kaldırdım. Allahtan boştu.
Taksici: Nereye abla?
Esin: Ben tarif edicem.
Parayı uzatıp indim. Koşmaya çalışarak bir kaç kez düşüp kapıya geldim. Ağlıyordum artık. Hiç kimse bir şey demiyordu, ve bu sinirimi bozuyordu. İyi değil diyorlardı. İyi değil ne demekti?
Aralı kapıyı itikleyip içeri girdim. Mutfak boştu. Salona koştum boştu. Merdivenleri tırmanıp odalara baktım. Hiç kimse yoktu! Son olarak terasa çıktım orası da boştu. Bahçeyi gözetledim bahçede de yoklardı. Sinirle bağırarak aşağı indim. Selin yoktu! Yoktu! Biraz soluklanmak için salona girdiğimde şok oldum.
"ŞAKAAAAAAAAAAAAA! "
Şaşkınlıkla ağzım açık kaldı. Ve öylece donup kaldım. Herkes kahkaha atıyordu. Komik miydi?
"Komik mi? Nasıl korktum biliyor musunuz? "
Selin de gülüyordu. O da biliyordu.
"Üzgünüm bebeğim benim de sabah haberim oldu "
Evden hızla çıktım. Sabahın köründe daha karga b*kunu yemeden uyandırılıyordum, hiç bir cevap almadan uyandığım gibi geliyordum. Ve şaka! Skrm böyle şakayı. Çalan telefonu umursamadan ana yola çıkıp kaldırımda ayaklarımı sürüyerek yürüdüm. Birde gülüyorlardı. Çok komik ıhı ıhı öldüm gülmekten. Dik yokuşu inip çarşıya girdim. Telefon kılıfının arasından çıkan 5-10 lirayla simit alıp denize karşı bir banka oturdum. Sabah sabah yeterince ağlamış ve sinirlenmiştim. Simidimi kemiriyordum sessizce. Buraya çok sık geliyordum, kafede bir şeyler içtikten sonra banka oturup kitap okuyordum. Ama şuan yanımda istediğim kahveye yetecek kadar para yoktu. Omzumdan hayvan gibi dürtülmesiyle ani bir şekilde ayağa fırladım.
"Yahya abi! " ( 6 yaş var abi ne aq )
Ne! Abi mi demiştim!
"Sen nerden buldun beni? "
"Takip ettim "
Kas kas kas kas kas kas kas kas kas kas. Yüzü bile kaslı adamın aq
"Hadi gel diğerlerinin yanına gidelim"
"İstemiyorum"
"Bizim sana daha sürprizlerimiz var"
"Bir sürprizi daha kaldıracak gibi değilim abi lütfen "
"Ne abisi ya? Biz senin için toplandık geleceksin o yüzden"
"Gelmiyorum"
"Geliyorsun "
"Gelmiyorum"
"Geliyorsun "
Gülümsedi ve benden kat kat kat kat kat kat kat kat kat kat güçlü olduğu için kolumu çekiştirerek arabasına bindirdi. Of! Ve kendiside binince kapıyı kilitledi.
"Şaka (!) Kimin fikriydi? "
"Yusuf'un "
Hı tabi. Biraz sonra evin önündeydik arabayı park etti ve indik. Kapıyı Mehtap açtı. Unicorn'lu pembe tatlı şirin ponçik pijamalarımla rezil oluyordum. Hiç gülümsemedim, günüm bok gibi geçiyor. Niye gülümseyim? Salona girdiğimizde yine şok geçirdim!
"İYİ Kİ DOĞDUN ESİN! "
Ne! Bugün benim doğum günümdü! Halam da gelmişti. Mutlu bir şekilde gülümsedim. Yusuf yanıma gelip elimi tuttu ve göz yaşlarımı sildi.
"İyi ki doğdun, meleğim "
"Yusuf,sana bir şey oldu diye çok korktum. "
"Şş ağlama, ağlama. "
Dedi ve dudağımın yakınındaki gözyaşının üzerinden öptü.
"Seni-"
"Bende seni" (Seni seviyorum diyorlar merak etmeyin ofıdodkf )
"Akşam olunca sadece ikimiz gecelere akıcaz, sadece ikimiz. "
Fısıldaşmamız bittikten sonra kahvaltı masasına geçtik.
(Hiç bir konusu olmayan bu ybyi size armağan ediyorum tşk öd bb )