''Denise,'' ufak bir dalgalanma hissederken saçlarımı sağ omzuma attı. ''Boşuna uğraşma Cam, dediğini yapmayacağım.'' bacaklarımı kendime çekip kucağından indim. Masanın üstünde duran sigaramdan bir dal çıkartıp dudaklarıma götürürken kendi kendine yine söylenmeye başlamıştı. ''Onlardan nefret ettiğini söylüyorsun, bu zor olmamalı.'' dumanı içime çekip dudaklarımdan bırakırken tiksindirici bakışlarımı yönlendirdim
''Hala nefret ediyorum ama onlar ailem. Babama bunu yapamam.'' kendimi tekli kanepeye atıp rahatça oturdum. Cameron ayağa kalkıp telefonundan birini aradı ve üst kata çıktı.
İstediğini yapmadığımda sinirlenen tipik Cameron. İşleri biraz abartıyordu. Babam dediğim kişiyle her ne kadar konuşmasam da babamdı ve bunu haketmiyordu. Kimse işinin çökmesini, mallarının kaçırılmasını istemezdi. Bu işi yapıyor olabilirim ama mecburdum. Sevdiğim insanı mutlu etmek hoşuma gidiyordu ve ona bir sözüm vardı.
Denise, Denise Baker. Yirmi bir yaşında mimar öğrencisi. Her ne kadar şuanlık okulumu dondurmak zorunda kalsam da bir dönem uzatacak sonra da mezun olacaktım. Yani umarım.
''Bu akşam evde olmayacağım, camları ve kapıları kilitlemeyi unutma.'' siyah ceketinin yakalarını düzeltip merdivenlerden indi ve yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. ''Bir şey olursa telefonum açık.'' telefonunu alıp birilerine bir şeyler söylerken evde tek kalacağımın korkusu sarmıştı. ''Tek kalmayı sevmediğimi biliyorsun.'' bıkkın bir nefes verdi. ''Biliyorum, Denise ama zorundayım, çalışıyorum biliyorsun,'' ah evet mal kaçırmak zor bir işti.
''Olivia'yı aradım birazdan gelecek tek kalmamış olursun,'' bu güzel fikirdi. ''Tamam o zaman, dikkatli ol'' cevap vermeden çıktı.
Oliv'in gelmesi biraz da olsa içimde ki kötü hissi azaltmıştı. Evde tek olmayacaktım ve bir şeyler yapar vakit geçirirdik. Olivia en yakın arkadaşım.
Cameron da arkadaşımdı.Arkadaştan öte gibi davransak da çok sevdiğim ve değer verdiğim birisiydi. Şu kötü çocuk dediğiniz tiplerden, tabi başkalarına. Lise de tanışmıştık. Mimarlık okuyan bir adam neden mi bu işlerle uğraşır? Çok karışıktı.
Kapı sesini duyunca elimdekileri bırakıp kapıyı açmaya gittim. Olivia elinde iki poşetle içeri girerken heyecanla bana bakıyordu. ''En güzel filmleri ve en sevdiğimiz atıştırmalıkları aldım, bu gece bizim Den.'' her zaman ki Olivia.
Tüm geceyi film izlemek ve bir şeyler yemekle geçirmiştik.
Uyandığımda vücudumda ağırlık hissediyordum, her yerim tutulmuştu. Gözlerimi açtığımda karşımda bacaklarını belimin üstüne atmış ayaklarıma doğru uyuyan Oliv'i görünce neden her yerimin tutulduğunu anladım. Kalkmaya çalıştığımda ise bir kol omuzlarımdaydı ve boynumda bir kafa vardı.
Çığlığı bastığımda Olivia yerden düşmüş yanımda ki de kafasını yatağın başlığına vurmuştu. ''Kızım ne yapıyorsun sen?'' Cameron başını ovarken Olivia uyanamamış gözlerle bize bakıyordu. ''Neden hepiniz yanımda yatıyorsunuz, ayrıca ben senin olduğunu anlamadım'' Cameron huysuzca söylenirken yataktan çıkmayı başarıp lavoboda günlük işlerimi hallettim.
Olivia ve Cameron hala uyuduğu için kahvaltı hazırlama işi bana kalmıştı. Dolaptan salatalık, domates, yumurtalık ve diğer kahvaltılıkları çıkardım. Yumurtaları haşlayıp, domates, salatalıkları dilimleyecektim. Kahvaltı olarak tek becerebildiğim şeyler bunlardı.
Yirmi dakika sonra masa hemen hemen bitmişti, Olivia ve Cameron da uyanmış kendilerine gelmeye çalışıyordu. Ben de kahvemi içiyor bir yandan bir şeyler atıştırıyordum.
Cameron bir dilim peynir alırken bana döndü ''Bugün önemli bir işimiz var ve yardımın gerekiyor Denis,'' yine aynı şeyler.
''Babamı dolandırmayacağımı söylemiştim Cameron, bu konuyu daha fazla uzatma.'' Olivia da kahvaltısını yapmak için masaya gelirken hala uyanamamış görünüyordu. Koyu kumral saçları dağılmış gözlerinin altı biraz şişmişti.
''Size de günaydın,'' gözlerini kısıp bize bakıyordu. Kahvaltı için beklemiş sayılmazdık ama ben uyandırmıştım. Kahvaltı etmeyi zaten sevmiyordum sadece bir şeyler atıştırmıştım.
''Ben uyandırdım.''
''Denise, bu babanla alakalı bir iş değil, piyasada ki ünlü ve iş yapan bir adamın bilgileri gerekiyor bize. Sende onu etkileyeceksin ve bilgileri alacaksın. '' içtiğim kahve boğazımda kalırken öksürdüm. ''Bunu yapmam ne kadar zor biliyorsun değil mi? En son birinin altında olacaktım'' gerçekten geriliyordum böyle şeylerde. İlk defa yapmayacaktım ama uğraşmak istemiyordum.
''Merak etme, güvenlik en son sınırda olacak, sana bir şey olmasına izin vermem.'' kollarını bana sararken başımı göğsüne yasladım. Olivia bize döndü, o genelde planlamayı yapan ama bu işe girmeyen kişiydi. ''Kim peki bu adam?''
''Ethan, Ethan Adam.''
Bu ismi duymamıştım.
''Bu akşam Keo'da olacak ve senin de onun için hazırlanmanı istiyorum. Bu son olacak söz veriyorum.'' onaylayan anlamda kafamı salladım.
Cameron'a bir söz vermiştim ve bunun arkasında durmam gerekiyordu. En azından alışmıştım ve ne yapılması gerektiğini az çok kapmıştım.
Bu akşam o adam kimse etkileyecek ve bu işi bitirecektim.