*9*

998 68 17
                                    

Bu bölümü o kadar karıştırmıştım ki düzeltene kadar canımdan can çıktı.Sonrada kendimi yazmaya kaptırmışım bir baktım 7000 kelime olmuş.İki saatte onu yarıya bölmekle uğraştım.Kısacası çok zahmetli bir bölümdü.Olabildiğince hızlı bölüm atmak istiyorum bazı büyük nedenlerden dolayı yazmaya pek fırsatım olmuyor.Bu yüzden umarım anlayış gösterirsiniz.Oy sınırını da kaldırdım zaten pekte oy vermeye istekli değilsiniz.Her zaman dediğim gibi kendim için ve sevdiğim bir kaç kişi için devam ediyorum yoksa bana kalsa hepsini kaldırırdım. Neyse sizleri çokkkkkkkkkkkk seviyorum.Umarım gerçekten severek okuyorsunuzdur.Beğenmediğiniz noktalar varsa Lütfen bana söyleyin.Yorumlarınızı bekliyorum....


❖❖❖

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❖❖❖


"Hey hadi gelmiyor musun seni eve bırakacaktım."

Gözümün önümde sallanan iki el ile başımı sağa sola sallayıp aklımdaki saçma sapan düşünceleri dağıttım.Onu bekletmemeliydim.Sonuçta acil bir işi vardı ve benim yüzümden geç kalmasını istemiyordum.Oturduğum banktan üzerimdeki swett elbiseme dikkat ederek kalktım.Bu rüzgarlı havada oramın buramın açılmasını hiç istemezdim.

Jungkook ilk bir kaç saniye ayakta dikilip beni beklemiş,ben kalkınca da yavaş adımlarla arabasına doğru ilerlemeye başlamıştı.Onun zamanının çalmamak için ellerimi Jungkook'un ceketinin cebine koydum ve ayağımdaki topuklu botları yok sayarak yavaş yavaş arkasından koşmaya başladım.

Cidden ben neden uzun topuklu bot giymiştim? Evdeki yüzlerce spor ayakkabımın soyu mu tükenmişti acaba?

Ben yavaş yavaş koşarken Jungkook zaten hemen yakınımızda olan arabanın yanına varmış ve sürücü koltuğunun hemen yanındaki yerin kapısını açmış benim gelmemi bekliyordu.

Onun yanına vardığımda bu nazik hareketini hafifçe gülümsedim ve arabaya bindim.Ben biner binmez Jungkook arabanın kapısını kapatmış,önden dolarak arabaya binmişti.

Bindikten sonra hızlıca arabayı çalıştırmış ve ısıtıcıyı açmıştı.Araba oldukça hızlı bir şekilde ısınırken soğuktan buz tutmuş vücudum yavaş yavaş çözülmüş,içime bir sıcaklık yayılmıştı.Jungkook emniyet kemerini taktı ve bana döndü."Rosé evinizin adresini söyler misin?Nerede olduğunu bilmiyorum da."

Onu söylemeyi tamamen unutmuştum ben.Jungkook sormasa söylemeye niyetim bile yoktu.Sanki çocuk benim özel şoförümdü de evimin adresini biliyordu.

" Yongsan-gu, Hannam-dong bölgesinde."

Başın sallayarak anladığı belirtti."Bizim yurda yakınmış.Bugün zaten yurda gidecektim."dedi.

Ve böylece yola çıktığımızdan beri en uzun konuşmamız olmuştu.

Bts yurdunun da o bölgeye yakın bir yerde olduğunu duymuştum ama yerini bilmiyordum.Büyük ihtimalle onlarda bizim gibi geri dönüş zamanlarında yurtta kalıyor diğer zamanlarda da kendi evlerinde kalıyorlardı.

𝑫𝒊𝒛𝒛𝒚𝒊𝒏𝒈,𝑹𝒂𝒊𝒏𝒚 𝑵𝒊𝒈𝒉𝒕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin