{01.09.2019}
Genç adam babasının eline tutuşturduğu kağıt parçasında yazan adrese gelmişti. Bu adresin bir mezarlık olması ise onun biraz irkilmesine neden olmuştu.
Mezarlığın etrafında hiç bina yoktu ve küçük bir tepenin üstündeydi. Mezarlık çimenlerin üzerine koyulmuş uzun beyaz taşlardan oluşuyordu ve her tarafta çiçekler vardı. Bir de mezarlığın önünde toplanmış çok büyük bir kalabalık vardı.
Genç adam merakla kalabalığa yaklaştı ve konuşma yapan kadını dinlemeye çalıştı. Etraftaki insanların birçoğu yüksek sesle ağladığı için ne dediğini duyamamıştı. Oradaki bir adama sormaya karar verdi.
Yanında dolu gözlerle konuşma yapan kadını dinleyen adamın omzuna dokunup dikkatini çekti.
"Burada ne oldu?"
Adam burnunu çekti ve başını eğdi. Sonra da boğuk çıkan bir sesle konuştu. "Burası 1 Eylül 1983 kazasının kurbanları için yapılan bir anıt mezar."
Genç adam kaşlarını çattı. Cahilliğinin ortaya çıkmasını istemediği için adama anlamış gibi teşekkür etti.
Kalabalıktan biraz uzaklaştı ve telefonunu çıkarıp arama motoruna 1 Eylül 1983 yazdı. Çıkan ilk sıradaki siteye tıkladı ve okumaya başladı.
"1 Eylül 1983 tarihinde New York'tan Seul'e uçan Kore Havayolları'na ait 007 no'lu yolcu uçağı, oto-pilot hatası sonucu rotasından saparak Sovyet hava sahasına girdi. Sovyet ordusu KAL007'yi (Korean Airlines 007) Amerika'nın gönderdiği bir keşif uçağı zannetti. Üzerinde logo bulunmasına rağmen kamufle edildiğini düşünüyorlardı. İlk önce uyarı ateşi açtılar, fark edilmedi. Daha sonra kuleden yükselme komutu alan yolcu uçağı yükselmeye başlayınca askeri bir uçak olduğu şüphesi daha da kuvvetlendi. Sonrasında ise Sovyet ordusuna ait bir jet, füzeyi ateşledi ve yolcu uçağını Japon Denizi'ne düşürdü. Bölgedeki trafiği ve Rus telsiz frekanslarını dinleyen Japonların sonradan bildirdiğine göre bir uçağa ateş edip imha ettiğini söyleyen Sovyet pilotundan 12 dakika sonra KAL007 Japon radarlarından kayboldu. Uçak, Sahalin kıyılarının 30 mil açıklarında Japon Denizi'ne düşmüştü. Bu da demek oluyor ki 12 dakika boyunca yolcular o korkunç anı yaşayarak öldüler. Gerçi Sovyet pilotun ifadesine göre, bir süre sonra KAL007 tamamen kontrolden çıktı. Bu durumda çok dik açı ve hızla dalışa geçen KAL007 bir süre sonra parçalanıp kabin basıncını da kaybedince yolcuların çoğu denize çarpmadan çok önce ölmüş olabilir. Kazadan sonra Sovyetler, Amerikan ve Japon arama kurtarma ve kaza-kırım ekiplerinin kara sularında çalışmasına izin vermedi. Kazazedelerin cesetleri hiçbir zaman bulunamadı. 23'ü mürettebat, 61'i ABD vatandaşı gerisi Güney Kore ve diğer Uzak Doğu ülkelerinden olan toplam 269 kişiden kurtulan olmadı..."
Genç adam okuduğu şeylerden dolayı dehşete düşmüştü. Ama asıl merak ettiği şey babasının ölmeden önce eline tutuşturduğu bu kağıtta neden bu adresin olduğuydu. Üstelik oğlunun her yıl 1 Eylül'de buraya gelmesini istemişti.
Genç adam hissettiği hüzünle birlikte mezarlığın önündeki kalabalığa karıştı. Bir anda milli marş çaldı ve herkes ellerini kalplerinin üstüne koyup dalganan Güney Kore bayrağına bakmaya başladı.
O da kalabalığa ayak uydurup aynı şeyi yaptı. Bu saygı duruşu normallerine göre çok daha uzun sürmüştü.
Saygı duruşu bittiğinde az önce konuşma yapan kadın tekrar eline mikrofon aldı ve konuşmaya başladı.
"12 dakika boyunca ölmeyi bekleyen sevdiklerimiz için 12 dakika boyunca saygı duruşunda bulunduk. Onların çektiği bu acıyı hiçbir zaman unutmayın, unutturmayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
death of a hero {namkook}
Short Story→ bir huimang eseri, tamamlandı Çünkü gerçek kahramanlar uzaklara gitseler bile yaptıkları güzellikler asla unutulmazdı. {01.09.1983} © tüm hakları o uçağın cam kenarında oturan siyah saçlı çocuğun güzel kalbinde saklıdır