sabah ikisi de oldukça huzurlu uyandı, sonuçta hafta sonuydu.
Yoongi,gözlerine bakan Namjoon'un saçlarını okşuyor ve arada minik öpücükler konduruyordu. "çok güzelsin Yoongi."
"nefesimi kesiyorsun."
Yoongi bu yalana asla inanmıyordu.
"yalan söylüyorsun." yatakta dikleşti ve yüzüne baktı mükemmel adamın. "yalan söylüyorsun Namjoon. ben asla yeterince güzel olamadım."
"ben şirkettekiler gibi değilim."
yine başlıyorlardı. bu sorunu ne zaman çözeceklerdi?
her gün... her gün aynı sorunla cebelleşiyorlardı. Namjoon onu ikna etmek istercesine öptü. yavaş ve dikkatlice. küçüğü uzun bir öpücüğün içine çekti ve nefesleri kesilene dek devam ettiler. sonrasında ise Yoongi'nin giysilerini çıkarttı.
omzundan sıyrılan t-şörtle beraber öpücükler kondurdu. göğüs uçları ile igilendi.
Yoongi'yi mükemmel olduğuna inandırmak için her öpücüğünde bunu fısıldadı. onun içindeyken saçlarını seviyor, her girişinde gözlerinin içine bakıyor bazen de yüzünü öpüyordu.
bittiğinde ikisi de sırt üstü uzanmıştı. Yoongi yastığa kafasını koymuş düşünüyordu. Namjoon ise oldukça kırgındı, bu kadar duygulu bir sevişmeden sonra ona sarılmamıştı. Yoongi ondan uzaklaşıyordu.
çok uzun değil, bir iki dakika sonra Namjoon uyuya kalmıştı. Yoongi kalktı ve çantasını hazırladı.
💘
merhaba! çok uykum var,telefon suratıma düştü sinirliyim.
kendine iyi bak♡
