3. Bölüm

226 22 17
                                    

İçeri yürüyüp tepsiyi elimden aldı ve masaya bıraktı. Sonra kollarını etrafıma sarıp ona döndü.

"O tişörtleri senin ayarladığını biliyorum. Böyle bayat numaralarla ne elde edeceğini sanıyorsun?"

"Peki, o zaman ona dokunup dokunmadığını söyle. Hadi."

"Seni ilgilendirir mi?"

"Tam tahmin ettiğim gibi. Dokunmadın."

"Sahneye çıkıyoruz. Ayrıca senin gibi bu durumlara alışık değil. Hemen arsızca kalkıp dans edemez, öyle değil mi?"

"Eski sevgiline sürtük muamelesi mi yapıyorsun? Çok yakıştı Chanyeol."

"Yeter Baek. Beni sevmedin ve bitti. Seni daha fazla kırmak istemiyorum. Lütfen onu rahat bırak."

"Kırabilirsin! Hadi kır!"

"Sen sadece eğlence istedin. Şimdi senin için yokum. Tamam mı? Beni zorlama."

Beni alıp odaya götürdü. Ağlamam şiddetlenmişti. Bu yüzden sadece sarılıp saçlarımı okşuyordu.

"Ona kaç kez dokundun?"

"Yapma Sehun. Her defasında bizi incitiyor. Lütfen onun dediklerini umursama."

"A-ama bana dokunmadın."

"Sehun..."

"Ben duşa gireceğim. İçeri gidebilirsin."

Kalkıp odadan çıktım. Banyonun yanındaki odadan ağlama sesleri geliyordu. Sonra Suho konuştu.

"Yapma Baekhyun. Artık bunu yapma."

"Anlamıyor musun?"

"Onu kaybedince sevdiğini fark ettin, değil mi? Bunu anlıyorum ama herkesi incitiyorsun."

"Onu geri istiyorum."

"O artık seninle değil. Sehun'u incitmek seni mutlu mu ediyor?"

"Hayır..."

Bunu duyduğuma rahatlamış mıydım? Hayır.

"Artık kavgaya sebep olma. Onu terk ettin. Şimdi bırak mutlu olsun. Lütfen Baek."

"Ona dokunmamış biliyor musun?"

"Bunu nereden biliyorsun?"

"Sehun'a sorduğumda sustu. Chanyeol de itiraf etti, duymadın mı? Herkes onun benden daha çekici olduğunu söyleyebilir ama Chanyeol dokunmamış?"

"Ağlamayı keser misin?"

"Olmuyor. Özlediğimi anlamıyor musun?"

"Ona kötü davrandın. Hem de çok kötü davrandın. Sevgili olduğunuz zaman boyunca onu tersledin."

"Sevdiğimi çok geç anladım. Hala geri dönebiliriz. O bana daima aşkla dokundu. Bunu unutamaz."

"Yapma..."

"Kendi söylemişti. Unutmayacağını biliyorum."

"Sen iyi birisin Baek. Sürekli gülersin, herkesle şakalaşırsın ve dünyanın en mutlu insanı gibi görünürsün."

"B-ben mi?"

"Evet. Şimdi böyle biri olduğunu hatırla ve bırak gitsin. Sen de bir gün aşık olacaksın."

"Olmayacağım."

"Belki etrafında seni seven biri vardır ve ben bunu biliyor olabilirim."

"Ne?"

"Belki bir gün sen de ona aşık olursun. O zaman sürekli Chanyeol'le yattığını haykırdığın için pişman olabilirsin."

"O artık geri gelmeyecek mi?"

"Kim bilir? Benim düşüncem ikisinin mutlu olması yönünde. Sehun onu çok seviyor. Daha fazla incitme. Lütfen."

Odaya geri döndüm. Chanyeol, yatağa oturmuş ağlıyordu. Onun için miydi?

"Chanyeol ben... B-bir tek şeyi bilmek istiyorum."

"Neyi?"

"Ona dokunduğunda..."

"Sehun lütfen."

"Sormama izin ver!"

"Tamam, sinirlenme."

"Ona dokunduğunda, o anı asla unutmayacağını söyledin mi?"

"Sehun..."

"Cevap ver bana!"

"Açıklamama izin verecek misin?"

"Hayır. Sadece cevap ver Chanyeol."

"Söyledim ama..."

"Devamını duymak istemiyorum. Seni terk ediyorum Chanyeol. Ona geri dönebilirsin."

"Yapma Sehun."

Kalkıp yanıma geldi ve sımsıkı sarıldı.

"Dokunabildiğin sevgiline geri dön."

Hıçkırıklarımın arasında son sözümü de söyleyip kollarından kurtuldum. Koridorda liderimizle çarpıştım. Anlaşılan o da artık Baekhyun'un tarafındaydı.

Banyoya girip kapıyı kapattım.

Suyun altında, yere oturup saatlerce ağladım. Ben o başkasına aitken bile sevmeye devam etmiştim. O şimdi benim sevgilimken bile onunla ilgili en özel şeyleri hatırlıyor muydu? Bunu yapamazdım. Daha fazla devam edersem incinen sadece ben olacaktım. Elbet dayanamayıp birbirlerine dönecekleri ortadaydı. Arada kullanılmayacaktım.

Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre sonra gözlerimi onu yatağında açtım. Oda epey kalabalıktı. Neler oluyordu?

"Tanrı'ya şükür!"

Chanyeol rahatlamış gibi nefesini bıraktığında. Suho yeni fark ettiğim bezi alnımdan alıp daha soğuk bir tane koydu. Joonmyeon abim yine iş başındaydı demek.

Baekhyun'u fark ettim. En arkada duvara yaslanmış duruyordu. O da benim gibi ağlıyordu.

"Sevgilim, iyi misin? Bir şey söyle."

Ona hiç bakmıyordum. Başımı onun aksi yönüne çevirdim. Dae bana gülümsüyordu.

"İyi misin?"

"Evet. Uyuyacağım."

Fısıldayıp gözlerimi kapattım. Ayak seslerini duyunca herkesin odadan çıktığını anladım. Chanyeol ısrarla elimi tutuyordu.

"Git. Bir daha seni yanımda istemiyorum."

"Sehun..."

"Lütfen. Kötü ayrılmak istemiyorum. Biz hala aileyiz. Git buradan."

O çıkarken bir fısıltı duydum. İki kişi tartışıyor gibiydi ama ne olduğunu tam olarak anlamıyordum.

Bezi alnımdan alıp kenara attım. Sonra yan dönüp yorgana sarıldım. Gözyaşlarıma engel olamıyordum. Telefonumu alıp onu aradım.

"Luhan?"

""Sehun! Tanrım! Gerçekten sensin değil mi?"

"Evet, nasılsın?"

"Bir dakika sen ağlıyor musun?"

"Sen haklıydın."

"Chanyeol'le bir şey mi oldu?"

"Evet."

O anda onu sahneye çağırdıklarına dair bir ses duydum.

"Canlı yayına çıkacağım. Çok özür dilerim. Seni tekrar ararım?"

"Tamam."

Telefonu kapatıp hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Tam o anda odadan çıkmayan birini fark ettim. Benden hala ne istiyordu? Ölürsem rahatlayacak mıydı?

Closer to You ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin