8. Bölüm

206 17 22
                                    

Konserlerimize az kalmıştı. Hem onlara hem de bana yapılan tatlı sürprizime çalışıyordum.

Şirketin önümüzdeki bir yıl boyunca bir alt grup planı düşünmeyeceğini biliyorduk. Bunu nasıl ayarladı bilmiyordum ama biz EXO-SC olarak çıkış yapacaktık. CBX'yi düşünürsek, birlikte sahneye ayrı bir grup olarak çıkmaya devam da edecektik.

"Nereye gidiyoruz? Herkes konsere çalışıyor."

"Klip çekimi var."

"Bu benim de işim. Neden söylemiyorsun?"

"Sürpriz olsun diye."

"Peki nereye gidiyoruz?"

"LA!"

"Ne?!"

Çılgınca başlayan yolculuğumuz son bulunca, aniden yoğunluğun içine düştük. Konserlerde ter döktüğümüz için alt grubumuz sadece showcase ile tanıtıldı. Yine de üzülmüyordum. Çünkü artık ikimiz sadece hayatta değil, sahnede de bir takımdık.

Baekhyun da bana karşı artık daha sıcaktı. Hatta yakın arkadaşlarımdan biri olmaya çalışıyordu. Ben çalışırken su getirip yanımda duruyordu. EXO-SC için çalışırken bana gerçekten desteğini göstermişti. Ses için pratik yaparken bana çok yardımcı olmuştu.

Bunun bir plan olduğunu düşünmekle hata ettiğimi artık anlıyordum. Suho haklıydı. O gerçekten iyi biriydi.

Küçük bir molamız vardı. İki gün sonraki konserimize kadar dinlenecektik. Bu sürede gerçekten harika bir şey oldu. Suho bir akşam aniden odamıza daldı.

"Sehun!"

"Bir şey mi oldu? Neyin var?"

"Ah şey... Chanyeol varken söylemem doğru olmaz. Seninle konuşmalıyım."

Sevgilimi odadan postalayıp onu yanıma çağırdım. Yatağa otururken kapının kapanmasını bekledi ve heyecanla nefesini bıraktı.

"Biz öpüştük."

"Ne?"

"Ona aşkımı itiraf ettim. Beni sevmesini istedim. Cevabını bekleyeceğimi söyledim."

"Peki nasıl oldu bu?"

"Biliyorsun biz bir süredir fazla yakınız. Geçen gün de uzun uzun bakışmıştık."

"Sonra sen kaçmıştın."

"Bu kez kaçmadım."

"O mu öptü?"

"Aslında bana şey dedi. Benden etkilenmiş ama hislerinin adını koyamıyormuş."

"Sonra öptü?"

"Evet, ama korkuyordu."

"Onun daima aşırı girişken biri olduğunu düşünmüştüm. Malum konudan dolayı..."

"Bu beni de üzüyor Sehun. Lütfen tamamen kapatalım artık."

"Peki."

Omuzlarını düşürüp somurttu.

"Şimdi ne yapmalıyım?"

"Sevgili olup olmadığınızı sor."

"Hayır derse?"

"Kalbini kabul etmesini iste. Teklif et."

"Emin misin?"

"Adını koyamadığı hislerinin netleşmesi için seninle olmalı."

"Sanırım haklısın. Şimdi sorayım mı?"

"Sor."

"Teşekkür ederim."

Yataktan kalktığında biri kapıya vurdu. Sonra yavaşça açıp başını içeri uzattı.

"Müsait değil misin?"

"Bir şey mi oldu?"

Joon çıkacağını söyleyip Baek'e gülümsedi. O donuk bir vaziyette Joon'un çıkmasını bekledi. Kapı kapanınca buzları bir anda çözüldü.

"Biliyorum bunu çok saçma bulacaksın ama seninle konuşmalıymışım gibi hissediyorum. Senden yardım istiyorum Sehun. Beni anlayacağını düşünüyorum. Bana yardım eder misin?"

"Her zaman olduğu gibi susmuyorsun."

"Etmeyecek misin? Lütfen Sehun. Yalvarırım."

"Sanırım konuyu biliyorum. Gel otur."

"Tanrı'ya şükür!"

"Onu öptün mü gerçekten?"

"Herkese anlatmaz değil mi?"

"Sen utanıyorsun. Geçekten utanıyorsun değil mi?"

"Çok fazla."

"Ona aşık mısın?"

"Bilmiyorum."

"Ne hissediyorsun? Bunu nasıl tarif edebilirsin?"

"Biz son zamanlarda çok sık yalnız kaldık. Bana kendini anlattı. Benimle ilgili sorular sordu. Epey yakınlaştık."

"Yani?"

"Yani ben ondan etkilendim. Çok fazla etkilendim. O sadece yakışıklı değil. Fazla zeki ve kültürlü bir adam."

"Ve seni çok seviyor."

"Bu gerçek mi?"

"Uzun zamandır."

"Uzun zamandır? Yani şey..."

"Evet, o zamanlar da seviyordu. Sana, başkasıyla yattığını sesli söylediğin için pişman olabilirsin demişti. Bunları söylerken canı acıyordu."

"B-ben... Bunu nasıl telafi edeceğim?"

"Onu seviyor musun?"

"Bunun ne olduğunu bilmiyorum."

"O zaman yaşa Baek. Bazen akışına bırakmak en doğrusudur."

"Yani onunla sevgili mi olayım? Henüz bunu sormadı bile."

"Belki sorar hm?"

"Soracak mı? Ciddi misin? Neden öyle bakıyorsun?"

"Bunu benden duymadın. Git ve kabul etmek için bekle."

"Sarılabilir miyim?"

"Ne? Bana mı?"

Daha yanıt veremeden kollarını etrafıma sardı.

"Teşekkür ederim Sehun. Beni affettiğin ve arkadaşlığımı kabul ettiğin için. Bana yardım ettiğin için çok teşekkür ederim."

"Aşık bir adımın şakası yoktur. Hadi onu bekletme. Bunları da at kafandan. Biz kardeşiz."

Son kez gülümseyerek baktı ve odadan çıktı. Pusuda bekleyen peri kulaklı, sarı saçlı devim aniden içeri girdi. Yatağa oturup beni kollarının arasına aldı. Onun kollarındayken, en yorucu zamanlarda bile tamamen dinlenmiş hissediyordum. Gerçek aşk buydu. Onun varlığı bana tüm güzel şeyleri hediye ediyordu.

Closer to You ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin