BAŞLANGIÇ

175 13 1
                                    

Günün ilk ışıkları ile uyanmıştım, ama henüz kendimde değildim.

Saate bakmak için telefonuma uzandığımda saatin 08.54 olduğunu gördüm.

Evet bu gün 27 Hazirandı.
Okul yok, ders yok, boş insanlar yok..
Gerçi buna rağmen mutlulukta yoktu.

Ağır adımlarla banyoya doğru ilerledim. Yüzümü yıkayıp kendime geldikten sonra odama gidip telefonumu elime aldım.

Her zaman ki gibi önce mesaj var mı diye kontrol ettikten sonra instagrama girdim, ve tam o sırada annem mutfaktan ;

" Ayçaa, kızım iki dakika bakar mısın ? "

Offf off iki dakika rahat yok bu evde.

Mutfağa gidip kafamı kapının arasından bir kedi gibi uzatıp bakmaya başladım.

" Kızım napıyosun orda öyle ? Gel de yardım et azıcık. "

" Anne ya acaba puding mi yesek? "

" Ne puding yemesi Ayça Allah aşkına iyi misin kızım ? Saat sabahın 9'u sen bana gelmiş puding diyosun."

Annem bana gülerken bende o sırada balkondan gökyüzüne bakıyordum.

Gökyüzü çok güzeldi.. İstemsizce gülümsedim, ve derin bir nefes alıp güne başlamaya hazır hale gelmiştim.

İmkânım olsa bulut olmak, kuş olmak ve biraz uzaklaşmak isterdim.

Dertlerimi, hayallerimi, umutlarımı rüzgara bırakıp hafiflemek.. Biraz olsun mutlu olmak isterdim...

Anneme yardım edip işlerimi bitirdikten sonra içeri gidip yatağıma oturdum. Telefonumu elime aldım ve boş boş instagrama bakmaya başladım.

Çoğu şeyi beğenip geçiyordum ki, bir post gözüme çarptı, postta aynen şöyle yazıyordu ;

"Okula fare salsak tüm kaşarları yer mi acaba? "

İçimden 'E o zaman ben ve kankam dışında kimse kalmaz ki' dedim. Dedim ve sonra yorumlar kısmına girip aynısını yazdım.

Normalde yorum yapmayı sevmezdim. Toplasak 2 yorum yazmışımdır, ama bu tamamen içimden gelmişti ve yazdığım için pişmanlık hissetmiyordum.

Story izlemekten sıkılıp mesaj kısmına girdim, mesaj yoktu. Şaşırmamıştım.

Oysa ki bi ümit Büşra yazmıştır diye düşünüp girmiştim mesajlara... Büşra benim en yakınım, en iyi dostum, kardeşim diyebilecegim tek insandı sanırım.

İlk okuldan beri arkadaştık. 9 yılımdı o benim.

Büşra hayatımda ki sayılı insanlardan biriydi. Onu kaybetmek istemezdim, çünkü o giderse ben yine eskisi gibi yanlız olmaya devam ederdim. Hayatım boyunca da hep böyle olmuştu zaten.

Yanlız olmuştum.

"Kahvaltıı hazır hadi gelinnn" diyen annemin sesini duyunca bu düşünceleri bir kenara bırakıp mutfakta olan annemin yanına gittim.

"Sanada günaydın Burakcım canım ikizim."

"Hı hı günaydın"

İnsan bir günaydın canım kardeşim der güzel bir kelime kullanır ama yook bizde anca kaba kaba cümleler...

Kahvaltıdan sonra salona gidip televizyon ünitesinin önündeki koltuğa uzandım.

Saat 11' e geliyordu.

Bu günde her sabah olduğu gibi çizgi film izliyecektim.

Allahım bayılıyorum bu aktiviteye...

Uykum gelmişti, göz kapaklarım zor dayanıyordu, ve uyumamak için direniyordum.

Tam uykuya dalıcaktım ki bacağımın altına sıkıştırdığım telefonum titremeye başladı.

Korkarak sıçradım, titremeyle irkilip kendime gelmiştim resmen.

Aynı zaman da şaşırmıştım.

Bana çok nadir bildirim gelirdi şu aralar.

Uykum iyice dağılmıştı.

Telefonumum kilidini açıp gelen bildirime baktım.

Buda neydi şimdi ?

Tanımadğım bir erkekten bir bildirim gelmişti ve üstelik hoş bişey değildi.

lk bölüm olduğu için çok ama çok kısaydı biliyorum ama diğer bölümler böyle olmayacak tabiki ;)

Sadece çok fazla sıkmadan kıca ve öz olarak girmek istedim kitaba.

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar dilerim.*


MESAFE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin