Bölüm 2

25 4 2
                                    

Tarifi olmayan bir mutlulukla çıktı babasının odasından Toprak. Hemen en yakın arkadaşı olan Anıl'ı aradı. Mutluluğuna ortak olmasını istiyordu arkadaşının. Anıl çocukluktan beri arkadaşıydı. Bugüne kadar birbirlerinin her sevincine, her üzüntüsüne ortak olmuşlardı. Arkadaşını aradı.
"Acil bize gelmen gerekiyor."
"Şuan da uyuyorum daha son..."
"Acil diyorum Anıl!'' diye sesini yükseltti.
''Tamam tamam pantolonumu bulur bulmaz oradayım." Dedi Anıl.
Ve telefonu kapattılar. Bu, Anıl en erken 1 saat sonra burada olacak demekti. Gülümsedi Toprak arkadaşını düşünürken. Sonra aklına annesi geldi. Ona -annesine- anlatacağı çok şey vardı. Birden iki gün gözüne 2 yıl gibi gelmişti nasıl geçireceğini bilmiyordu. İçi içine sığmıyor, ne yapacağını bilmez bir şekilde odasına gitti. Oyalanacak bir şeyler arıyordu. Ah şu iki gün, şu iki gün bir geçse...

Kapının sesini duyar duymaz elindeki kitabı nereye fırlattığını fark etmedi bile. Galiba yatakla pencere arasındaki boşluğa düşmüştü. Koşarak babasının odasının önünden geçiyordu ki bir şey onu geri döndürdü. Kapının önünde durdu içeriden gelen yüksek seslere bakılırsa babası biriyle tartışıyordu.

"Her şey büyük bir gizem içinde olacak.''
''Peki efendim.''
"Ne Toprak ne de herhangi başka biri hiçbir şey bilmeyecek yoksa..."

"Yoksa ne?"

Harun bey irkilerek başını kapıdan yana çevirdi. Yüz hatları sinirden ve meraktan belirginleşmiş, hatta yavaş yavaş yüzü ve kulakları kızarmaya başlamış oğluna baktı.
"E şey..." Diye kekeledi Harun bey.
"Ne?" Diye sordu Toprak. Sesi sert ve yüksek çıkmıştı. Babasının ondan bir şeyler saklıyor olduğunu düşünmek sinirlerini bozmuştu. Bir an önce cevap almak istiyordu.
"Yoksa... yoksa her şey mahvolur." dedi Harun bey gözlerini kaçırarak.
"Mahvolacak şey ne? Ya da benden gizlenmesini istediğini şey?"
"Yaramaz oğluma bir doğum günü sürprizi hazırlamak istemiştim sadece ama kapı dinlemek gibi bir huyu olan oğlum ne yazık ki bu sürprizimi suya düşürdü. Teşekkür ederim oğlum." Dedi gülümseyerek. Ama sesinde ki tedirginliği fark etmişti Toprak. Harun bey oğlunun yanına yaklaşıp kolunu omzuna attı ve onu dışarı çıkardı. Sanki daha fazla o oda da kalmasını istemiyor gibiydi.

Toprak babasının odasından çıkar çıkmaz Anıl'la karşılaştı. Anıl'ı kapıda unutmuştu. Neyse ki evle ilgilenen birileri vardı.
"Yarım saattir kapıyı çalışıyorum bir daha bu eve gelmeyeceğim''  diye tribini attı Anıl.

Toprak Anıl'a cevap vermeden bakışlarını babasına çevirdi. Harun bey oğlunun tatmin olmamış açıklama bekleyen bakışlarından rahatsız olmuştu. Daha fazla soru sorulmasını istemiyordu. Âdete kendi arkadaşı gelmiş gibi bir sevinçle Anıl'a:
"Hoşgeldin Anıl. Nasılsın?" Dedi.
"İyiyim Harun Amca. Sen nasılsın?"
"Ben de harikayım. Hatta az önce Toprak'ın doğum günü için sürpriz parti hazırlıyorduk ama Toprak bey sürprizi bozdu" dedi
"Öyle mi? Seni yaramaz bebek." Dedi arkadaşına şakayla kızarak. Sonra
"Ben de yardım etmek isterim." Dedi.
Toprak babasının konuşmasına izin vermeyerek:
"Ama yardıma ihtiyacımız yok. Çünkü bir parti olmayacak."
Anıl şaşırmıştı. Bu eğlence, parti  işleri tam Toprak'a göreydi neden istemiyordu şimdi?
''Neden?" Diye sordu biraz da hayal kırıklığıyla.
"Çünkü doğum günümü Muğla'da geçireceğim.''
"Vay ortam değiştiriyoruz diyorsun yani. Yakışır kardeşime" diyerek omzuna hafif bir yumruk attı.
"Hayır Anıl. Parti yok. Ortam yok.''
"Kız?"
"Kız da yok."

Anıl'ın şaşkınlığı gittikçe artmıştı.
"E o zaman Muğla'da ne yapacağız?" Dedi arkadaşının yüzüne anlamsız bakarak.

Toprak babasına hatırlatır gibi gözlerinin içine bakarak:
"Annemi ziyaret edeceğiz." Dedi babasının tepkisini ölçüyor, yüzünü inceliyordu. Sonra Anıl'a dönerek devam etti.
"Seni de buraya bunu haber vermek için çağırdım zaten. Sonunda annemin mezarına gideceğim. Seninde gelmemi isterim." Dedi.

"Bu beni çok mutlu eder dostum." Dedi Anıl sevinçle. Arkadaşı adına çok mutlu olmuştu. Onun yıllarca nasıl bir özlem, ne kadar büyük bir acı çektiğine en iyi o şahit olmuştu. Gözleri Harun beye kaydı. Yüzünde ki memmuniyetsizlik biraz aklını karıştırmıştı. Sonra aklından "eminim yıllar sonra ilk kez mezarını ziyaret edecek olması onu gerdi. Acı çekiyor olmalı." diye geçirdi. Toprak'ın sesi onu düşüncelerinden uzaklaştırdı.
"Değil mi baba?" Dedi.
Zoraki bir gülümseme:
"Evet oğlum. Dedi Harun bey.

"Hadi o zaman bunu kutlamak için dışarı çıkalım dostum."
Anıl'ın önerisi Toprak'ın da hoşuna gitmişti.
"Üzerimi değiştirip geliyorum." Dedi mutlu ve huzurlu bir ses tonuyla.

Toprak'ın sesi Harun beyi biraz rahatlatmış gibiydi. En azından az önceki sorgucu tavrı değişmişti oğlunun.

"Size iyi eğlenceler o halde ben de biraz çalışayım." Dedi aynı yapmacık bir gülümseme ile.

Küçük Büyük UmutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin