Billie Eilish & Khalid - Lovely

146 34 21
                                    

Küçük kızı hapsettiği yerden dinlemeye başladı kadın. Kendi kendine konuşuyordu. Belki de kendinden bir parça ile. Sanki biri vardı karşısında, hiç susmuyordu küçük.

Kız çocuğu kadını duyamazdı fakat kadın nefes alıp verişine kadar duyabilirdi onu.

"Bir yol bulduğumu düşündüm. Kaçabilirim sandım, ama daha çok battım." Küçüğün sözlerine karşılık o duymasa bile onunla konuştu büyük. "Ama sen hiç gitmiyorsun."

"Bir gün buradan çıkacağımı umut ediyorum," yere çöküp kendini sakinleştiren ufak kız çocuğu, olmayan biriyle konuşmaya devam etti. "o yüzden sanırım şimdi kalmalıyım." Kadının dolan gözleri hiç akmayacakmış gibiyken cevaplarını sürdürdü. "Bütün gece veya yüzyıllar sürse de."

Ufaklığın elleri kendini sarmıştı. Bir şeyden korkuyordu ama yapayalnızdı. Kelimelerini tenine saplaya saplaya söyleyerek fısıldadı kendine. "Canlı hissetmek istiyorum," akan göz yaşlarını koluna silip kendine iyice sarıldı. Güvende hissetmiyordu ama kendiyleydi işte. "saklanacak bir yere ihtiyacım var, ama yakında bir tane bulamıyorum. Kendi başıma olmak istemiyorum ama kimseyi de istemiyorum." Ellerini yanına bırakıp arkasındaki cama yaslandı. Dışarıdan ne kadar acı verici göründüğünü düşündü. Berbat... berbat bir durum.

"Dışarıda korkumla savaşabilirim."

Kendisini avutmayı bırakınca fark etti bulunduğu cam kafesin üstüne üstüne geldiğini. Gözlerini kapattı ve olacakları bekledi. Ona doğru gelen su damlaları onda değmeden kalbine ilişmişti.

Kadın arkasından gelen adamı hissederek konuştu."Hoş değil mi?" adama dönüp o bilindik gülümsemesi ile baktı. Adam endişeyle onu izlerken kıza bakıp sözlerine ekledi. "Yapayalnız."

"Mudita, kendine bunu yapman doğru değil." Kadın genç adamın sözlerini duymaksızın devam etti. "Camdan yapılmış kalp."

Adam artık kadının kendine zarar vermesini istemiyordu. "Kes şunu, Mudita. Şu haline bak!" Adamın bağırmasıyla kendine gelen kadın adama dönüp birbirine kenetlenmiş dudağını zorla ayırdı. "Dinle." Tekrar içindeki kız çocuğuna döndü ve onu dinledi. "Bak, susamıyorum."

Konuşmaktan yorulmayı umursamayan ufaklık sayıklıyordu adeta. "-daha iyi bir yer arıyorum."
Etraftaki ona yaklaşmaya çekinen suya dalmıştı derin gözleri. "Aklımda bir şeyler var." Küçük kızın bu sözleri üzerine adama dönüp kendini kabullenmişcesine konuştu, Mudita. "Hep aklımdaki boşluktayım." Buruk gülümsemesi ile tamamlamıştı bu cümlesini.

"Kendini ne zaman rahat bırakacaksın?" Kızdan kendini alan kadın sonunda o şeffaf sıvının tenine acı verici, görünmeyen yaralar bırakmasına izin vermişti. "Aklım taştan."

"Seni senden korumam gerek."

"Bunu yapmana gerek yok."Tekrar kıza yönelen, Mudita çıldırmış kıza bıraktı kendini. Gözlerini kapattı. O küçük yaralı kız onun içindeydi. Bir rüya gibiydi sanki. Hissediyordu onu, acılarını yaşıyordu. Şimdi adam onu uyandırmıştı. Eve dönmesi gerekiyordu. Oyuna son verecekti. Çığlık atıyorlardı ama kimse duyuyordu kimseyi. Küçüğün büyüğe bağırış çağırışlarına izin verdi çünkü son sözleriydi bu acı istekler. "Beni parçalara böl, deri ve kemik gibi." Ona haykıran küçük kız çocuğunun vücudu büyük yaralar taşırken, kendini hapsetmeden önce son gülüşünü hissetti, Mudita. "Merhaba, eve hoş geldin."

♪mudita notaları♪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin