Siluet

11K 687 784
                                    

Yün hırkasına sıkıca sarınan Baria kaşınan boğazının tepkisiyle havaya kuru bir öksürük saldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yün hırkasına sıkıca sarınan Baria kaşınan boğazının tepkisiyle havaya kuru bir öksürük saldı. Sabahın erken saatlerinde yağmur yağmış ve Aralık ayının soğuğu gün yüzüne çıkmıştı. Küçük dükkandan aldığı kuru mamayı Annecik adını verdiği kedinin önüne dikkatlice döktü. Karton kutudan atlayan tekir kedi mırladı ve Baria'nın pantolonuna sürtündü. Sonrasında sevilmeyi beklemeden mamaya gömüldü.

Baria ayaklandı ve güleç gözleriyle kediyi izledi. Çeşitli mamalar ve evcil hayvan eşyaları satan bu küçük dükkan bir tanıdığına aitti ve Baria da avukatlık stajı henüz bitmiş olduğu için oluşan zaman boşluğunu burada dolduruyordu. Sokakta baktığı birçok kedi ve köpek vardı; burayı bırakamamasının asıl sebebi de buydu zaten. Annecik ise hamile haliyle Baria'ya sığınmış ve Baria da yavrular için korunaklı bir yer ayarlamıştı. En nihayetinde yavruları sahiplendirmiş ve Annecik ile baş başa kalmıştı. İç çekti. Soğuk içini titretirken yeniden öksürdü.

"Bir paket renkli mama alabilir miyim acaba?" Güçlü ama titrek bir ses... Baria başını kaldırarak tüm çehresiyle gülüverdi.

"Elbette," diyerek paketlenmiş mamayı poşete koydu ve genç adamın uzattığı parayı almaya çalıştı. Demir para yere düşerken çocuk hızla yere eğildi ve özür dileyerek parayı titrek elleriyle tekrar uzaktı. O da Baria gibi gülümsüyordu ve gözleri bu gülümseyişin etkisiyle kısılmıştı. Dağınık ve açık renk kaşları gözlerine yakın bir hizadaydı ve bu, kısıklığın ambiyansını tamamlıyordu.

Baria yutkunarak iyi günler diledi; genç adam uzaklaşana kadar da onu seyre daldı. Dalgınlığından sıyrılmasına sebep olan şey Annecik'in miyavlayışıydı; taze su istiyordu belli ki ve Baria iç çekerek lavabonun yolunu tuttu. Su kabıyla dışarıya çıktığı esnada kısık gözlü çocuğun esmer bir arkadaşıyla geri geldiğini gördü. Yüreğindeki kıpırdanışı görmezden gelerek gülümsedi. "Bir şey mi unuttunuz?"

"Aksine, arkadaşım köpeği için ne zamandır tasma bakıyordu ve beni de mama paketiyle görünce bir de burayı yoklamak istedi." Yeşil kapüşonlu ceketinin altına yeşil, bordo çizgili bir gömlek giymiş ve gömleğin önünü iliklememişti. En altta siyah tişörtü göze çarpıyordu; katmanlı giymeyi seviyor olmalıydı.

"Çeşitlerimiz mevcut, yardım etmek isterim." Tanıdığı şehir dışındaydı ve bugün dükkanla ilgilenmesi için Baria'dan yardım istemişti.

"Metal kenarlı, siyah renk bir göğüs tasması istiyoruz ancak tam göğüs hizasında köpek silueti olmalı." Kısık Göz lakabı taktığı genç adam, coşkulu bir şekilde ellerini iki yana sallıyor ve tasmayı tarif etmeye çalışıyordu. Baria'nın yüzüne baktığı kısa anlarda ise istemsiz gülüşler sunuyordu. Bu Baria'yı da gülümsetmişti; geri dönüş amaçları kesinlikle tasma değildi.

Giriş kapısının yanındaki duvara ilerleyen Baria kalın bir göğüs tasması çıkardı; tasma kırmızı renkti. "Ne yazık ki tarifinize uyan bir parçamız yok ama bunu önerebilirim."

Kısık Göz kaşlarını kavislendirerek başını iki yana salladı. "Pars yani arkadaşımın köpeği erkek ve pembe kesinlikle ona uymaz."

"Kırmızı," diye karşı çıkan Baria dişlerini sergilercesine gülümsedi. "Bu tasma kırmızı ve erkek bir köpeğe de pekala yakışabilir."

Kısık Göz, Baria'ya yaklaşarak başını tekrar tekrar iki yana salladı. "Birincisi bu tasmanın rengi pembe ve ikincisi, biz daha korkutucu bir tasma arıyoruz." Son cümlesiyle sesi kısılmıştı ve öyle derin bakıyordu ki Baria'nın kalbi kısa bir an tekledi.

Gerileyen Baria saçını kulak arkası yaparak "Dediğim gibi elimizde böyle bir tasma mevcut değil," dedi ve arkasını dönerek ekledi. "Ama sipariş verme imkanımız var, numaranızı bırakırsanız size ulaşabiliriz."

Cüssesiyle Baria'yı gölgeleyen genç adam aralarında mesafe bırakarak duraksadı. Aynadaki akisleri birbirine bakıyordu. Baria yanakları kızarınca gözlerini kaçırdı. Kısık Göz ise numarayı söyledi ve ekledi. "Ener Kızıltepe. Mutlaka ulaşın."

Titreyen ellerini gizlemeye çalışan Baria numara ve ismi hızlıca not etti. Genç adam ve sessiz arkadaşı sokak sonunda gözden kaybolduğunda ise Baria'nın eli kalbinin üstüne gitti. İkinci gelişleri kesinlikle tesadüf değildi.

***

Pat pat pat.

Kalp çarpıntısı hızlanarak Baria'yı derin uykusundan uyandırdı. "Rüyaymış, sadece rüya," diye söylendi. Ener beş yıl önce hayatından çıkmıştı ve olan tek şey akşam üstü bulduğu tasmanın bir şekilde bilinçaltına sızmasıydı. Ayaklarına dolanan kalın battaniyeyi kenara çekerek yatakta oturur pozisyona geldi; ayaklarını yere sarkıtmıştı. Komodin üzerindeki bardağı eline aldı ve dinlenmiş su, kavrulmuş boğazından aşağı kayarken gözünü sıkıca kapattı. Onu özlemek, unuttuğunu sandığı her seferinde özlemek çok can yakıcıydı.

Foxi yatağın ucunda kıvrılmış uyuyordu; asla kendi yatağını kullanmazdı. Onu uyandırmamaya gayret ederek ayaklandı; hava hala zifiri karanlıktı. Saatin üç olduğunu görünce yüzünü sıvazladı; lavaboya gidip tekrar uyumaya çalışmaktan başka seçeneği yoktu. Birkaç adım atmıştı ki ayağına çarpan şeyle tökezledi. Pembe tasmaydı bu; bir şekilde odasına kadar gelmişti. Rüyasını düşünmemeye çalışarak yine Foxi'nin işidir bu, diye düşündü. Yutkundu, tam ilerleyeceği sırada duraksadı. Tasmayı eline alarak baş ucu lambasını yaktı.

Tasma fazla soluktu; sanki yıllardır toprak altında saklanmış gibi canlı rengini kaybetmişti. Yine de tasmadaki bir şey Baria'yı ona çekiyordu. Evirdi, çevirdi ve yer yer silinmiş yazının devamındaki bir başka yazıyı keşfetti. Şifrelenmiş bir şeye benziyordu; kısaltmalar ve bazı yerlerde de sadece harf ve rakam kullanılmıştı. Uyku sersemliği biraz geçince bunun şifrelenmiş bir cümle değil de adres olduğunu fark etti. Belki de bu tasmayı takan kedi kaybolursa diye sahipleri böyle bir çözüm bulmuştu. Dudaklarını bükerek omuz silkti. Sonuçta Baria sadece tasmayı bulmuştu.

Pembe boyunluğu makyaj masasına adeta fırlatıp odasındaki banyoya girdi. Sarı lamba fayansları aydınlatınca Baria doğrudan çeşmeyi açtı. Soğuk suyu yüzüne çarparak bir süre bekledi. Sonunda, rüyanın etkisinden sıyrıldığına kanaat getirdiğinde yumuşak havluyla yüzünü kuruladı. Aynadaki aksi yorgundu. Ener meselesi bir şekilde kapanırdı ama birkaç ay önce yaşadığı şeyleri uzun süre atlatamayacağını biliyordu. Kahve renk telleri kabarmış saçını yatıştırarak çekik gözlerinin altındaki mor halkalara dokundu. Dudaklarının da rengi çekilmişti. Yorgun Baria, neşesi kaçmış Baria... Hiç alışık olmadığı sıfatlardı.

Havluyu yerine bırakarak banyodan çıktı ve yatağının yanındaki lamba aniden yandı. Baria kaşlarını çattı; lambayı kapatmamıştı, belki de gördüğü sadece bir göz yanılsamasıydı. Öyle olmalıydı. Bir süre daha lambayı izledikten sonra tedirgin adımlarla yatağına ilerledi. Uyanmasını umursamadan Foxi'ye dokundu ve hızla yorganın altına girdi. Lambayı kapattı ve... Donakaldı.

Pat pat pat pat.

Kalp sesi kulaklarındaydı ve hızlanan nefesini dizginlemeden yorganı başının üstüne kadar çekti. Kirpikleri titriyor ve gözleri bir türlü kapanmıyordu. Tek elini ağzına siper ederek sesli nefeslerini önlemeye çalıştı. Korkuyordu.

Gözleri dolarken yorganın içinde kıvrıldı. Korkuyordu, çünkü makyaj masasının aynasında beliren siyah siluet tam da oda kapısının önünde bekliyordu.

Ortamı yaşatmak için beliren silüeti görsel olarak eklemek isterdim. Ancak şu saatte araştırırken bile tırstım ve belki görmek istemeyen okurlar olur diye koyamamaya karar verdim.
Evet tatlı okurlar artık her şey sizin zihninizde bitiyor.
Kurgu nasıl olacak sizce ve merak uyandırıyor mu?
Ben mesela, fikirlerinizi acayip merak ediyorum.

Göldeki Ev (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin