SiyahKâr

1◼️

▪️◾ ◼️ ⬛ ◼️ ◾▪️

黒 kuro: siyah, kara

詐欺師 sagishi: dolandırıcı, sahtekâr

黒詐欺 kurosagi: kara dolandırıcı, siyah sahtekâr

▪️◾◼️ siyahkâr ◼️◾▪️

Bu dünyada üç çeşit sahtekâr vardır; birincisi umutları üzerinden insanları kandırıp paralarını çalan beyaz sahtekâr, ikincisi hisleri manipüle ederek kalplerle oynayan kırmızı sahtekâr ve en sonuncusu ise yalnızca bu iki tiple beslenen, dolandırıcıların dolandırıcısı, siyah sahtekâr.

Onun adı Kurosagi.

O bir siyahkâr.

▪️◾ ◼️ ⬛ ◼️ ◾▪️

"Bizimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için minnettarız." dedi tebessüm ederek. Özenle düzleştirilip başının hemen arkasındaki sıkı topuza tutturulmuş saçları, bolca sürdüğü biryantin yüzünden, ofisin tepesindeki florasan lambanın ışığı altında ay gibi parlıyordu. Mat kırmızı oje sürülmüş temiz ve bakımlı ellerinin ince ve uzun parmaklarını masanın üzerinde birbirine kenetleyip "Pişman olmayacaksınız asla." diye ekledi. Yüz ifadesi kendinden emin, sırtı sandalyesinde dimdikti. Duruşundan güç fışkırıyor, gülüşü ise tuhaf bir biçimde muhatabına emniyet veriyordu.

Adam kadının hâl ve hareketlerine tav oldu fakat yine de endişeleri bütünüyle dinmiş sayılmazdı. Eski olduğu yıpranmışlığından belli olan çizgili gömleğinin yukarı kalkmış yakaları ve yamuk bağlanmış eski moda kravatı, ofise gelmeden önceki telaşlı hazırlığı ele veriyordu. "Kusura bakmayın..." dedi neredeyse kekeleyerek. "Anlamıyorum. Niçin benimle anlaşmak istiyorsunuz?" Dizlerini masanın altından birbirine sıkıca yapıştırmış, titreyen kaba saba ellerini ise uyluklarının üzerine iyice bastırmıştı. Arada yutkunuyor, gerginliğinden dolayı iyice eğilip bükülüyordu. Avuç içlerini ıslatan ter, temas ettiği yerden pantolonunun rengini birkaç ton koyulaştırmıştı. Öyle pejmürde ve öyle zavallı görünüyordu ki... Kadın adamın bu hâline üzülmeden edemedi.

"Endişe ve şüphelerinizi anlıyoruz. Bu şekilde düşünmekte haklısınız. Çünkü herkes gibi sizin de bilmediğiniz, belki gözden kaçırmakta olduğunuz bir gerçek var. Ülkemizi asıl kalkındıranlar, sizinki gibi düşük bütçeli yerel şirketler."

Adamın gözleri irileşti, şaşkınlığı gözle görülür biçimde belirgin ve netti. "Kâr marjımız oldukça düşük." dedi hayli tereddütle. Böylesine sıkışık, paraya delice ihtiyaç duyduğu bir zamanda zayıf yönlerini ortaya sermek yerine kusurlarını örtmek belki daha akıllıca olurdu. Şüphesiz öyle olurdu. Fakat her şey olduğu gibi ortada iken saklamanın ve yalana başvurmanın manasız olduğunu da biliyordu. Yapacakları küçük bir araştırma neticesinde kolaylıkla öğrenmeleri mümkündü. Bu yüzden elindeki tek silahı, dürüstlüğünü kullandı.

"Bana yatırım yapacağınıza daha büyük, kâr getirisi garanti olan şirketler ile anlaşmaya çalışmanız gerekmez mi?" iki yana açtığı kollarını toplayıp uylukları üzerine bıraktı yeniden. Paçalarından çaresizlik aksa da, bakışları ümit kırıntıları ile dolu doluydu hâlâ. Bunda kadının anlayışlı ifadesi ve samimi tavrının etkisi yadsınamaz derecede büyüktü.