Bölüm 8: Elçilikten Ayrılma

384 46 10
                                    

Saat: 16:23/ Koftei Büyük Elçiliği/ Ankara

Oğuzhan cesetleri kulübenin önünden itekleyerek kendisini bir kez daha konforlu kulübenin içine attı, üstündeki kanı elinden geldiğince sildi ve yumuşak koltuğa oturdu. Can sıkıntısından tableti çantasından çıkardı, hala ekranı açık olan tabletin ekranının büyüleyici görüntüsüne bakakaldı.

Tabletin içerisinde, derin uzay gibi görünen sayısız yıldız parçacığı vardı. Tableti eline aldığı anda yıldız parçaları yaklaşmaya başladı, tabletin içindeki yıldız kümeleri ve çeşitli bulutsular sürekli ortadan kayboldu. Tablette ki yıldızların milyarları aştığını tahmin eden Oğuzhan, hepsinin teker teker ortadan kaybolmaya başlamasıyla birlikte derin bir iç çekti. “Şu yıldızların güzelliğine bak...” diye mırıldanan Oğuzhan, sayıları gittikçe azalmaya devam eden yıldızlara bakmayı sürdürdü.

Yıldızların sayısı binlere kadar düştü, bu kısacık sürede, başından beridir uzaya hayran kalan Oğuzhan için muazzam bir görsel şölen ortaya çıkmıştı. En sonunda yıldızların kaybolması durduğunda karşısında minik(!) bir yıldız kümesi kalmıştı.

Bu minik yıldız kümesi içinde binlerce yıldız vardı, her yıldız kendisine has renk ve büyüklüğe sahipti. Küme içerisinde yoğun gaz ve toz bulutu, yıldızları bir battaniye gibi kaplamıştı.

“Acaba bu hangi nebula?”

Uzaydan büyülense de hiç bir zaman araştırma yapmamış olan Oğuzhan'ın bunları bilmesinin imkanı yoktu. Zaten tahmin edecek süreyi dahi vermemiş olan tablet bilgisayar devasa hareketli görselin önüne bir uyarı balonu ortaya çıkardı.

“Homo Saphiens (insan) adlı ırka uyumlu 25.364 farklı genetik gelişim yolu tespit edildi. Lütfen size uygun olduğunu düşündüğünüz bir yolu seçiniz.”

Oğuzhan önünde nokta tanesinden, pinpon topuna kadar irili ufaklı yıldızlara doğru baktı. Tablet bilgisayar bir belgesel filmi gösterir gibi sürekli olarak bu yıldızların arasından geçip duruyordu, sürekli olarak önünden kaybolan yıldızlar, ekrana fazla yaklaştığında bazen isimleri görünür oluyordu.

Yıldızlar arasında “Güneş” ismiyle kendi yıldızı geçip kaybolduğunda Oğuzhan tepki vermediği için oldukça üzüldü, Güneş tabletin içinde pek de büyük görünen bir yıldız değildi ve genelde bir nokta tanesi gibi göründüğünden ayırt etmesi de çok zordu.

Göz önünden tıpkı güneşe benzeyen ve güneşten bile daha parlak olan bir yıldız geçmek üzereyken Oğuzhan bir anda parmağıyla yıldız üstüne dokundu.

Dokunduğu anda ekran hareket etmeyi bıraktı, ekranın merkezi şimdi tamamen bir yıldızdan ibaretti. Ekranın sol tarafında bir köşe siyaha dönüştü ve üstünde beyaz renklerle basit bir cümle ortaya çıktı.

“Eltanin Yıldızı; Gamma Draconis baş yıldızı olarak da bilinir.”

“Bu yıldızı Nihai Gen Atlasından  seçmekten emin misiniz? Tek bir seçim hakkınızın olduğunu unutmayınız.”

Oğuzhan bu uyarılara baktı, şimdiye kadar bu tabletin söylediklerinin hepsi tıpkı bir oyun gibi ilerliyordu, hiç gerçekçi hissetmediğinden ötürü onu ciddiye alma duygusu da yoktu. Sadece gülümsedi ve onay tuşuna bastı, “En azından adı havalı,” diyerek kendisini de gaza getirdi.

Onaylama tuşunu bastıktan sonra, tekrardan yükleme ekranı ortaya çıktı. “Uygun Gen Aktifleştirici Hareket Dizlimi “Altın Ejderha” Homo Saphiens (İnsan) ırkı için dönüştürülüyor.”

Oğuzhan, tablet bilgisayarın bu kadar kaliteli içerik sunmasından ötürü, uzaylı eşyası olmasından kuşkulanmış olsa da bunun mümkün olduğunu düşünmüştü. Şimdi gördüğü bu kelimelerle birlikte artık elindeki tablet bilgisayarın uzaylı ürünü olduğunu kesin olmasa da %90 oranında doğrulamış oldu.

Hayatta Kalmanın Altın YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin