mucize mi bilemem ama her şey gerçek

34 21 1
                                    

Ve şimdide ölümle başbaşa kalmış zavallı bir insandan başka bir şey değildim .
Koca eller boğazıma yapışmış bir halde cirpiniyordum kurtuluşum vadır umuduyla ama yok kahretsinki yoktu .O an annem aklıma geldi benim ölümün onun canını hiç acıtacakmıydı , yaptıklarından pişman olup ardından ağlayacakmıydı . Ya babam tam tamına dört yıldır yüzüne bakmıyordum mertin annesi ile olan birlikteliğin yüzünden artık oda  benim için bir hiçti ...
Artık nefes alamıyorken baygınlaştım hafif hafif gözlerim kapandı ve yaratık öldüğümü zannederek ellerinin bogazim dan cekti ve hala üzerindeyken  yarattığı yok etme pahasına ,derin bir nefes alarak attığım tekme ile yere devirdim yaratığı  bu sefer yaratığın üzerinde olan bendim. Parlak sarı gözleri vardı , kafa tası bir insan a kıyasla uzun ve inceydi dişleri yoktu  boyu kısa ve zayıf celimsiz bir tipi vardı yerde olan debelenmenin ardından zafer bendeydi. Yerde bulduğum bir taşla kafasına indirdim ve ve küçük bir cığlığın ardı dan hareketsizleşti Kanlı taş parçasını alıp anlının ortasina bir tane daha indirdim ve bu da Ela için . Ölmüş olmalıydı
"Geber lanet olası canlı geber "
Canavarın cansız bedeni yanı başındayken sabaha doğru derinde olmasa bir uykuya daldım ve ucu bucağı kesilmeyen rüyalar , rüyalar .
Rüyamda karanlık bir adadayım içimde büyük bir korku ve çaresizlik . Kafamdaki saçlarımı çekistiriyorum korkuyordum   sebebi ise elimde bir dövmenin belirmesiydi . Tam avuç içinde bir taş , mavi ve güzel  çok güzel  .
Beni tüm kötülüklerden  koruyor  , bana yaklaşan ne olursa olsun elimi kalplerine koyup ruhlarını etkisiz hale getirebiliyorum .
Çok güçlü ve kötü düşmanlarım  var her an beni öldürmek üzere olan  . Ve uyandım gördüğüm üç beş kötü rüyanın etkisinde kalarak yanımda duran ölü canavara baktım ölmüş olmalıyďı hala aynı şekilde yatıyor ve nefes alıp vermiyordu .
Sakinleştim çantaları darma dağın edip içinden telefonu bulmaya çalıştım ve evet tamda oradaydı titreyen ellerimle telefonu açmaya çalıştım , duvar keadında resmimiz vardı ilk kitabımın imza günündeki r esmimiz  ...
Telefonu usulca dudaklarıma değdirdim  .
Çalıların arkasındaki kuş seslerinin  beraberinden rehbere girip onuru aradım telefon çalıyordu ve açan yoktu ve telefon kapandı , o an şunu anlamıştımki hayat sana bir tekme atınca  onunla kalmıyıp devamını getiriyordu ...
Üç dakikanın sonunda telefon çaldı onur du arayan telefonu elime alıp kulağım yaslandım .
"Aman tanrım elindeki dövmede neyin nesiydi ruyadaki yaşananalarda gerçekse lütfen lütfen gercek olmasın lütfen derken telefon öylece çalıp kapandı  elimden düşen telefonu alıp tekrar aradım ve ilk calmada telefon açıldı .
"Alo abi nerdesin ya "
"Onur "dedim sadece
"Onur beni dinle Ela kayıp  ve gel beni al buradan liginc canavarlar var ve şimdide elime bir dövme belirdi kafayı sıyrıcam "
"Tamam" dedi sesinde bir korku bir endişe  vardı  .
"Konumunu ben sana atarım bende bilmiyorum ama sana  ulaştırıcam"
Telefon geçmişlerini gözden geçirip Onura konumu attım .
Yapa bileceğim bir şey yoktu su kenarından gezip aklımı dağıtmaya çalışıyordum .
Yürüdüm yürüyebildiğim  kadar yürüdüm ,ayağıma batan bir taşla yerimden sektim  ve ayağıma baktım  batan şey Elaya hediye ettiğim üzerinde yıldızları olan kolye, elime alıp inceledim ağladım ve ağladım  göz yaşlarımı silmedim silmeyecektim  . Uzaklarda bir feribot göründü içinde yaklaşık 10 kişinin bulunduğu büyük  bir feribot ....

EŞKIYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin