CİVCİV (lukanette yarı texting)

•3

~keyifli okumalar..

"Sonra görüşürüz Marinette!"

"Görüşürüz.."

Marinette Luka ile vedalaşıp apartman kapısını ittirdi. Önceden kolaylıkla açtığı kapıyı şimdi güçlükle ittirebiliyordu.

"Belki de yemek yemek için kendimi zorlamalıyım." Diye düşündü.

En son ne zaman midesi bulanmadan yemek yediğini hatırlamaya çalıştı asansörü beklerken.

Hatırlayamayınca vazgeçti ve açılan kapıdan içeri girip en üst katı tuşladı.

Bu sırada asansörün aynasında kendine bakmak için fırsat bulmuştu.

Zaten dağınık bir şekilde topladığı şaçları iyice bozulmuştu fakat kötü durmuyorlardı.

Göz altarındaki morluklar azalmış gibi duruyordu, dudakları daha canlı ve güzel bir pembe tonundaydı.

"Ben güzelleşmişim?"

Bunu neyle bağdaşlaştırması gerektiğini bilmiyordu. Luka ya da anomimle ilgili olduğunu seziyordu. Şimdilik, hangisinin onu mutlu ettiğini düşünme işini sonraya bıraktı.

Elindeki anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdi.Kedisinin koşma seslerini duyunca, ister istemez gülümsemişti.

"Ben geldim.."

Kendi sanki anlıyormuşcasına miyavladı. Marinette üzerindeki kıyafetleri içeri girer girmez soymaya başladı. Ev her zamanki gibi oldukça sıcaktı.

Kedisi onu kucağına alması konusunda oldukça ısrarcıydı. Bacaklarına sürtünmeye ve mırıldanmaya devam ediyordu.

"Tamam, biraz bekle.. Üstümü değiştireyim."

Yorgun adımlarla yürüyüp banyodaki kıyafet dolabını ümitsizce karıştırdı. Kıyafet alışverişine de çıkması gerektiğini farketti o an. Kıyafetleri ciddi anlamda sıkıcı ve tekdüzeydi.

Beyaz, uzun ve salaş bir t-shirt geçirdi üstüne, ardından da gri uzun bir hırka giydi. Çorap gitmeyi sevmezdi ama bugün karda dolaştığı için ayakları buz kesmişti.

Dizlerine kadar çekebileceği siyah çorapları ayağına taktı.

Dolabı kapatıp yere fırlattığı ıslak kıyafetleri çamaşır makinesine yerleştirdi, deterjan bölmesine biraz çamaşır tozu ekledi ve makinayı çalıştırdı.

Makine yavaş yavaş yıkama işlemine başlarken acıktığını hissetti.

Yemek yemeliydi, ama önce kedisini doyurmalıydı.

Banyodan çıkıp mutfağa yürürken kedisi sabahtan beri beklediği o anın geldiğini biliyordu.

Sahibinin peşinden küçük adımlarla o da mutfağa girdi.

Marinette kaba mamayı çoktan koymuştu. Mama kabını, kedisinin önüne yavaşça bırakıp onun iştahla yemeğini yiyişini izledi.

Ardından kendine bir bardak sıcak çikolata hazırlamaya başladı. Anonime yazmak için sabırsızlanıyordu.

Nedenini bilmiyordu ama, genç kız onu kendisine oldukça yakın hissediyordu.

"Acaba kim?" Diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu.

Aklından hayatındaki erkekleri geçirmeye başladı.

Adrien.

Luka.

Çocukluk aşkı Nathaniel.

İlk sevgilisi olan o siyah saçlı oğlan.

Anaokulunda çıkma teklifi ettiği için dövdüğü Mark.