keyifli okumalar..Telefonu kapatıp komidine bıraktı. Gözlerini tavana dikip düşündü, buna ihtiyacı vardı çünkü.
Hiç tanımadığı birinin kendisine bu kadar iyi davranması, sevdiğini söylemesi aşk olarak tanımlanıyordu demek ki..Hiç aşık olmuş muydu?
Daha önce Adrien'a aşık olduğunu düşünmüştü. Peki, aşk Trovaille'ın ona gösterdiği gibi bir şeyse, bir zamanlar Adrien'a karşı hissettiği his neydi?
Onun her isteğini yapardı o zamanlar, mantıklı gelse de gelmese de..
Bu yüzüden tecavüze uğradığını hatırlıyordu. Gözleri yanmaya ve görüşü bulanıklalmaya başladığında umursamadı.
Ağlamak bazen oldukça iyi hissettiriyordu. Gözlerinden birer birer yaşlar süzülürken düşünmeye devam etti.
Başına gelen olayların sorumlusu kimdi?
Kendisini o sınıfa girmesi için ikna eden Adrien mı?
Yoksa, ona inanıp o duruma düşecek kadar aptal olan kendi mi?
Aldığı psikolojik tedaviler hiçbir şekilde işe yaramamıştı. Aksine bu durumu, insanların acıyan bakışlarını ve iğrenç itamlarını kabul etmesi gerektiğini aşılamıştı bu tedaviler.
O doktora lanetler savurdu içinden.
Yazığı antidepresanlar ve sakinleştiricilere bağımlı hale gelmişti. Yıllarca bu problemlerle uğraşmıştı.
Bu yüzden çizmeye başladığını hatırlıyordu. Günlerce odasından çıkmadığı zamanlarda sadece resim çizerdi.
Ruhunun derinlerinde, bir yerlerde sakladığı sırlarını, zihnindeki karmaşayı, hissettiği şeyleri çizerdi.
Ağlamaktan sonra, onu en çok rahatlatan şey buydu işte, resim çizmek.
Yıllar sonra öyle bir konuma gelmişti ki, geleceğin en ünlü ve en yetenekli ressamı olmaya aday gösterilir olmuştu.
Özel sanat okullarından gelen ücretsiz eğitim teklifleri, kazandığı burslar, dünyaca ünlü okullardan gelen teklifler..
Başarılı bir eğitim hayatı vardı. Fakat Marinette sırf aşık olduğunu sandığı erkekle aynı okulda olabilmek için şuanda okunduğu üniversiteyi seçmişti.
Okullar açıldığında, Adrien ile karşılaşmalarını çok iyi hatırlıyordu.
Üzerinde siyah bir etek vardı, kazağının üstüne giydiği ceketi ve siyah deri botlarıyla oldukça güzel gözüktüğünü biliyordu.
Saçlarını özenle yarıdan toplamıştı. Sanki o gün bir buluşmaya gidiyormuş gibi hazırlanmıştı farkında bile olmadan.
Onun üzerinde ise lacivert gömleği ve kot pantolonu vardı. Siyah ceketinin nasıl koktuğunu hala anımsıyordu, çünkü oğlan parfümünü hiç değiştirmemişti.
Göz göze geldiklerinde hissettiği heyecanı bir daha asla hissedememişti.
Marinette her zamanki gibi yalnızdı, sınıfta birkaç karalama yapmakla meşguldü.
Adrien ise arkadaşlarını görmek için girdiği sınıfta kızlarla gülüşürken geni kızı fark edememişti bile.
Marinette bitiş zilini duyduğunda eşyalarını yavaşça toplamaya başlamıştı. Adrien ise kızların lavabodan dönmelerini bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİVCİV (lukanette yarı texting)
Fanfic"Marinette sen benim mavi civcivimsin.." @psychobeautiful