twenty five

2.9K 199 53
                                    

Alp: Berko uyandın mı?

Alp: İyi misin?

Berkant: Uyandım bir on dakika oldu.

Berkant: İyiyim hayatım.

Alp: Çok korkuttun beni bir şey oldu sandım.

Berkant: Bir anda oldu bende anlayamadım ama iyiyim şu an çıkacağız birazdan hastaneden.

Alp: Ben de yanında kalacaktım ama annen sen eve git dinlen dedi izin vermedi. Özür dilerim.

Berkant: Biliyorum söyledi ve lütfen özür dileme. Senin de dinlenmen iyi olmuş.

Alp: Niye bayılmışsın peki?

Berkant: Bugün çok sıcaktı hava biz de üç saat basketbol oynayınca etkilenmişim işte.

Berkant: Hani bir anda başım döndü falan, o yüzdenmiş.

Berkant: Habire su içiyorum ve çok yorgunum telefonu bile zor tutuyorum resmen.

Alp: Kapat telefonu da dinlen biraz. Sonra konuşuruz biz.

Berkant: Tamam.

Alp: Bu akşam geçecek misin eve?

Berkant: Geçeriz bence, bilmiyorum.

Alp: Tamam hadi dinlen sen. Seni seviyorum.

Berkant: Bende.

Alp ・ çevrimdışı

Berkant ・ çevrimdışı

❇️

Sokakta sağa sola yürürken sevgilimin gelmesini bekliyordum. Annesiyle konuşmuştum ve eve doğru geliyorlardı.

Evde daha fazla beklemek istemediğim için saati umursamadan üzerimdeki pijamalarla dışarı çıkmıştım. Şimdi ise binanın önünde gelmelerini bekliyordum.

Okul açıldığından beri fazla enerjik davranıyor ve sürekli basketbol oynuyordu. Takım arkadaşlarını özlediğini biliyordum ama kendini hiç düşünmüyordu. Bugün boş ders olduğundan ders çalışmayı reddederek tekrar basketbol oynamıştı.

Tabii haftanın sonunda patlak verip bayılmıştı. Beni ne kadar korkutsada şu an iyi olması bir nebze iyi hissettiriyordu. Yine de görmeden emin olamıyordum.

Sokağın başındaki beyaz ışık gözümü kısmama neden olurken araba farı olduğunu anlayarak o tarafa döndüm. Araba bir kaç saniyede önümde durmuştu. Hızla kapıyı açtım ve Berkant ile göz göze geldik.

Şaşırmış gibiydi. "Senin burada ne işin var?"

Omuz silkerek arabadan çıkmasına yardım ettim. "Seni görmeden uyuyamadım. Seninle uyuyacağım."

Koluma girip başını bana çevirdi. Gülümsediğimde kıkırdayarak saçlarımı karıştırdı ve eve doğru yürümeye başladı. "Dünyanın en tatlı sevgilisi falan mısın?"

"Dünyanın değil senin sevgilinim." Kocaman bir kahkaha attıktan sonra annesinin açık tuttuğu kapıdan içeri girdik. Asansöre bindiğimizde babası çoktan katı tuşlamıştı.

Eve girdiğimizde ailesine iyi geceler diyerek Berkant'ı odasına götürüp yatırdım. Üzerindeki formayla uyuyamazdı. Dolabına doğru ilerleyip içinden eşofman ve beyaz bir tişört alarak yatağa geri döndüm.

trouvaille [texting] ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin